Küresel hamleyle zafere

.

.

  • PKK Yürütme Komitesi: "Artık İmralı sisteminin paramparça edilmesi ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün mutlaka sağlanması gerekiyor. Tecridi kırmak ve faşizmi yıkmak, günümüzün en temel görevidir. Bu da küresel özgürlük hamlemizin zafere ulaştırılması demektir.

PKK Yürütme Komitesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün, Kürt sorununun demokratik çözümünü yaratarak Kurdistan’ı özgür ve Türkiye’yi demokratik hale getireceğini vurguladı.

PKK Yürütme Komitesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 15 Şubat 1999'da Uluslararası Komplo sonucu Türkiye'ye teslim  edilmesinin 25. yıl dönümü vesilesiy yazılı bir açıklama yaptı. Kürt Halk Önderi'nin tam 25 yıldır komplocu saldırıya ve İmralı tecrit, işkence ve soykırım sistemine karşı kesintisiz direndiği vurgulanan açıklamada, "Kurdistan Özgürlük Hareketi, Kürt halkı ve demokratik güçler olarak biz de 25 yıldır komploya ve İmralı sistemine karşı mücadele ediyoruz. Tarihin bu en büyük ve anlamlı direnişinin 26. yılına, küresel düzeyde yürüttüğümüz 'Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt Sorununa Çözüm' hamlesiyle giriyoruz. 26. yılda komployu tümden yenmeyi ve İmralı tecrit, işkence ve soykırım sistemini tümden parçalamayı hedefliyoruz" denildi.

Fiziki olmazsa siyasi imha

Uluslararası Komplo'nun 9 Ekim 1998'de başlatılıp dört ayı aşkın bir süre küresel düzeyde çok değişik yöntemlerle yürütüldüğü; tüm bu planlı saldırılarda sonuç alınamayınca 15 Şubat 1999'da Kenya’dan kaçırılarak İmralı tecrit, işkence ve soykırım sistemi altına alındığını hatırlatılan açıklamada, 25 yıldır ağır tecrit, işkence ve soykırım uygulamalarıyla Apo’nun fiziki ve olmazsa ideolojik-siyasi imhası hedeflendiği vurgulandı. Açıklamada, sahiplerinin “her gün on defa öldürür” dedikleri İmralı sistemi altında tarihin en vahşi fiziki ve psikolojik baskısının uygulandığı ve her anı ağır baskı içinde geçen mutlak rehine uygulamasıyla en büyük insanlık suçunun işlendiği belirtildi.

Kürt soykırımının tamamlanması

Hiç kuşkusuz Kürt Halk Önderi'ne saldırının, Kürt halkının varlık ve özgürlük iradesine, Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesi iradesine, kadın özgürlüğüne ve tüm insanlığa saldırı olduğu kaydedilen açıklamada, şunlar belirtildi: "Böyle bir saldırıyla Önder Apo’nun imhası ve PKK’nin tasfiyesi, bunlara dayalı olarak da Kürt soykırımının tamamlanması; Kürt soykırımı temelinde de Türkiye, Ortadoğu ve tüm insanlığın antidemokratik yönetimlere mahkum edilmesi hedefleniyordu. Dolayısıyla Uluslararası Komplo, Kürt düşmanı, özgürlük ve demokrasi düşmanı, kadın düşmanı bir saldırıydı. İmralı tecrit, işkence ve soykırım sistemi altında 25 yıldır da bu saldırı sürdürülmeye çalışıldı.

Suç konumlarını ağırlaştırıyorlar

9 Ekim 1998 ve 15 Şubat 1999 komplocu saldırıları, hiç kuşkusuz küresel kapitalist modernite sisteminin yarattığı Kürt soykırımı zihniyeti ve siyasetinin bir saldırısıydı. Bu çerçevede ABD, İngiltere ve İsrail gibi küresel kapitalist hegemonyanın öncüleri tarafından planlanıp yürütüldü ve ihtiyaç duyulduğu oranda tüm iktidar ve devlet güçleri de bu saldırıda kullanıldı. Özellikle dönemin Mısır, Yunanistan, Rusya, Almanya, Fransa ve Kenya yönetimleriyle KDP etkili bir rol oynadı. 25 yıldır İmralı tecrit, işkence ve soykırım sistemi de bu güçler temelinde yürütülüyor ve tüm insanlığın gözü önünde tarihin en büyük insanlık suçu işleniyor. 25. yılda Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlaması gereken hukuki prosedürleri işletmeyerek, söz konusu güçler suçlu konumlarını daha da ağırlaştırmış bulunuyor.

İmralı mücadelesini kazandı

Önder Apo, böyle insanlık düşmanı bir saldırıya karşı baştan beri insan üstü bir direniş gösteriyor. Son derece dikkatli, öngörülü ve kuşkucu tarzıyla 9 Ekim komplosunun imhacı saldırılarını boşa çıkarttı. Komplonun Türkiye’ye dönük boyutlarını baştan itibaren çok yönlü değerlendirerek 15 Şubat komplosunun idam hedefini uygulanamaz kıldı. İmralı tecrit, işkence ve soykırım ortamını kendisi için yeni düşünceler üretme okuluna dönüştürdü ve Kürt sorununun çözümü için geliştirdiği 'Özgür Kurdistan, Demokratik Ortadoğu' programıyla Bülent Ecevit hükümetinin 'bireysel haklar' programını yenilgiye uğrattı. Böylece tarihi İmralı mücadelesini kazandı ve İmralı çürütme politikasını boşa çıkarttı.

Sistemi yargılayıp mahkum etti

Önder Apo, komplocu güçlerin Tayyip Erdoğan yönetimiyle dayattığı 'İslam ümmeti' oyununu ve içten provokatif-tasfiyeci dayatmaları da paradigma değişimiyle tümden yenilgiye uğrattı. Kapitalist moderniteye karşı demokratik modernite paradigmasını geliştirerek, kendisini yargılamak isteyen 5 bin yıllık iktidar ve devlet sistemini yargılayıp mahkum etti. Kapitalist sömürüye karşı politik ve ahlaki toplumu, endüstriyalizme karşı ekolojik toplumu, ulus devlete karşı da demokratik konfederalizmi tanımlayarak, başta Kürt sorunu ve kadın sorunu olmak üzere iktidar ve devlet sisteminin ortaya çıkardığı tüm toplumsal sorunlar için çözüm projeleri ortaya koydu. Böylece İmralı duvarlarını parçalayıp kendisini tüm dünyaya yayarak, kendini tüm ezilenlerin önderi haline getirdi. Erkek egemen zihniyet ve siyasete karşı Kadın Özgürlük Devrimi'ni tanımlayan Jineolojiyi geliştirerek, kendisini tüm ezilen kadınların yoldaşı ve önderi yaptı. Bunlar temelinde İmralı imha sistemini Küresel Önderliksel Doğuş okulu haline getirmeyi başardı.

İmralı sistemini anlamsız kıldı

Önder Apo, çeyrek asırlık İmralı tecrit, işkence ve soykırım sisteminin tüm saldırılarına karşı en anlamlı ve sonuç alıcı tarzla direnerek, bu saldırıların hepsini kırmayı ve İmralı sistemini anlamsız kılmayı başardı. Bu tarihi mücadelede başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımız ve dostlarımız da kendisiyle birlikte oldu. İmralı Direnişi öncülüğünde geçen çeyrek asır boyunca kolektif bir direniş destanı yazıldı. Kuşkusuz bu tarihi direnişin çekim gücü ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ fedailiğiydi, bu fedailiği yaratan kahraman şehitlerdi, Önderlik ve Şehitler Çizgisi'nin keskin kılıcı olan yiğit gerilla güçleriydi. Medya Savunma Alanları'nda ve Kurdistan’ın dört bir yanında HPG ve YJA Star’ın yiğit komuta ve savaşçı gücü, her türlü saldırıyı kıran kahramanca direnişiyle Apocu fedai ruhu zirveye çıkardı ve her türlü özgürlük ve demokrasi arayışı için güç ve ilham kaynağı oldu.

Komplo yenilir, sistem yıkılırsa

Uluslararası Komplo'nun, İmralı tecrit, işkence ve soykırım sistemi altında srarla devam ettirilmeye çalışılması, çok açık ki adeta her türlü kötülüğün kaynağı oluyor. Kürt sorununu çözümsüz kılarak Kurdistan’ı bitmeyen bir savaş alanı haline getiriyor, Türkiye’nin AKP-MHP faşist diktatörlüğü altında kalmasına yol açıyor, Ortadoğu’da ve tüm dünyada faşist, sömürgeci ve soykırımcı saldırıların zemini oluyor. Oysa komplonun yenilmesi ve İmralı sisteminin yıkılması tüm bunların tersini yaratarak en güzel şeylerin yeşermesine yol açacak. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü, Kürt sorununun demokratik çözümünü yaratarak Kurdistan’ı özgür ve Türkiye’yi demokratik hale getirecek. Bu da tüm Ortadoğu’nun demokratikleşmesinin önünü açarak, küresel düzeyde insanlığı daha özgür ve demokratik yaşar kılacak.

Stratejik düzeyde hamle

Uluslararası Komplo ve İmralı tecrit, işkence ve soykırım sistemine karşı 25 yıldır sürenin mücadelenin 26. yılına, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü ve Kürt sorununun çözümünü hedefleyen küresel özgürlük hamlesiyle giriliyor. Stratejik düzeydeki zafer hamlesi, 10 Ekim'de başladı ve yayılıp gelişerek şimdi 15 Şubat komplosunu protesto eylemleriyle birleşti. Dağda, zindanda, dört parça Kurdistan’da ve dünyanın dört bir yanında kadınlar ve gençler öncülüğünde süren bu hamle, çok açık ki 15 Şubat komplosunu protesto eylemleriyle zirve yapıyor. Her alanda haftalar öncesi başlayan eylemler 15 Şubat’ta finale ulaşarak, komplo saldırısına dur deme ve İmralı sistemini parçalama eylemleri haline geliyor.

Artık fiziki özgürlüğü sağlanmalı

Artık İmralı sisteminin paramparça edilmesi ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün mutlaka sağlanması gerekiyor. Böyle bir tecrit, işkence ve soykırım sistemi altında artık yaşanamaz. Önder Apo’dan tam üç yıldır hiçbir haber alınamıyor ki, böyle bir durumun devam etmesi asla kabul edilemez. Komplonun gardiyanlığını yapan AKP-MHP faşizminin baskı, katliam ve zulmüne daha fazla tahammül edilemez. Tecridi kırmak ve faşizmi yıkmak artık şarttır ve günümüzün en temel görevidir. Bu da küresel özgürlük hamlemizin zafere ulaştırılması demektir.

Her şeyi mücadeleye sevk edelim

Bulunduğumuz her yerde yaşamı durduralım ve her şeyi Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için mücadeleye sevk edelim. Dört parça Kurdistan’da ve dünyanın dört bir yanında yürütülen komployu protesto eylemlerini 15 Şubat’ta zirveye taşıyalım. Tüm Kürtler ve demokratik dostları olarak 17 Şubat günü Köln sokak ve meydanlarını doldurarak, dost-düşman herkese Kürt özgürlük bilincinin ve iradesinin büyük gücünü gösterelim. 26. yılı, komplonun yenildiği, İmralı sisteminin tümden yıkıldığı ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne kavuştuğu yıl haline getirelim.” BEHDÎNAN

 

* * *

Mücadeleyi daha fazla büyütme

KCK Genel Başkanlık Konseyi, "Mücadelemizi her zamankinden daha fazla büyütme kararlılığındayız" dedi.

KCK Genel Başkanlık Konseyi, Uluslararası Komplo'nun yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. Kurdistan’ın dört parçasında ve yurt dışı alanlarında örgütlenip özgürlük iradesini büyüten Kürtlerin, yeni bir yüzyılı daha kimliksiz, öndersiz ve sömürge rejimi altında geçirmek istemediği vurgulanan açıklamada, "Uluslararası Komplo ile hedefledikleri, özgür Kürt iradesini ortadan kaldırmak, 21. yüzyılda da kimliksiz öndersiz ve statüsüz bırakmaktı" denildi.

Kürt halkının, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında İmralı’da rehinelik statüsünde tutulanın, esasta ‘Özgür Kürtlük’ olduğunu, yani kendi iradesi olduğunu gördüğü belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi: "Bundan dolayı da Önder Apo’nun esaretini kendi esareti saydı. Kürt halkı, Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’nin kendi tarihsel trajedisiyle bağını çok iyi görüp kavradı ve kurtuluşunun bu trajediyi bozmaktan geçtiğini bilerek, tarihi İmralı direnişinin her yerde çok güçlü bir biçimde sahiplendi.

Önder Apo’nun Uluslararası Komplo ve soykırım saldırısı karşısındaki duruşu, Kürtler için belirlenmiş olan yüz yıllık trajik soykırım kaderini bozma temelinde büyük bir direniş oldu. Esaret koşularının tüm yakıcı gerçekliği altında, komploya büyük bir düşünsel ve zihinsel devrimle cevap verdi. Dolayısıyla 25 yıllık İmralı esaret süreci, komplocu güçlerin amaçladığı gibi yürümedi. Önder Apo’nun İmralı’daki tarihi direnişi, soykırım siyaset ve saldırılarına karşı verilen mücadelemizin, esas merkezini oluşturuyor.

İmralı tabutluk koşullarında tutulmakta olan, sadece Önder Apo değildir. Önder Apo şahsında, Kürt halk iradesi rehin tutuluyor. Kürt halkının yüreği, 25 yıldan beri İmralı’da atıyor. Kürt halkı, Önderliği ile kopmaz bir bütünü oluşturuyor.

Uluslararası Komplo, günümüzde İmralı tecrit ve işkence sistemi olarak ve yine Kürt sorunundaki çözümsüzlükte ısrar tutumu olarak sürdürülüyor. Mevcut durumda Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü, uluslararası hukuk açısından imkan dahiline girmiştir, ancak TC devleti, uslararası hukuku yok sayıyor ve tanımıyor. Bundan en az Türk devleti kadar AİHM ve CPT gibi yapıların bağlı bulunduğu Avrupa Konseyi de sorumludur. Avrupa Konseyi, bu konuda üzerine düşen görevleri yerine getirmeli ve Kürt halkının beklentilerine cevap vermelidir.

Kürt halkı, Hareketi ve dostları olarak komployu yenilgiye uğratan, Kürt varlık ve özgürlük mücadelesini zafere taşıyan tarihi bir gelişme düzeyini hep beraber ortaya çıkarmak amacıyla mücadelemizi her zamankinden daha fazla büyütme kararlılığındayız.

 

* * *

Komplo kritik bir aşama

PAJK Koordinasyonu, komplonun kritik bir aşamaya vardığına işaret ederek, "Kadınlar, gençler, toplumun tamamı, faşizmin bentlerini tek tek yıkarak mücadeleyi büyütmekten sorumludur" dedi.

PAJK Koordinasyonu, Uluslararası Komplo'nun yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. İmralı tecrit sisteminin, hukuk dışı olup özel statülü eşi benzeri olmayan esaret sistemi olduğu anımsatılan açıklamada, "Son 35 aydır Rêber Apo’dan tek bir bilgi alamamak, mutlak iletişimsizlik hali, sağlık ve güvenliğinin tehlikede olduğunu açıklar. Mutlak tecrit sisteminin, AKP faşist rejimi ve uluslararası yetkili kurumlar tarafından meşrulaştırılmaya, normalleştirilmeye çalışılması komplonun kritik bir aşamaya vardığını gösterir" denildi.

Faşist rejimin, Kürt halkına imha ve teslimiyeti dayattığı belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi: "PKK'yi askeri tasfiye ve özgür Kürt'ü ezme hedefini imha stratejisi temelinde yürütüp Kürtlerin varlığını siyasi-askeri soykırımdan geçirerek engelsiz Ortadoğu’ya hakim olma arzusundadır. Suriye, Irak-Güney Kurdistan’da üs alanlarını artırarak Kerkük-Musul hedefini yeni işgal salgdırılarıyla Osmanlı hülyasını gerçekleştirme peşindedir. Faşist Erdoğan iktidarının, son günlerde başta Irak olmak üzere Ortadoğu nezdinde artırdığı askeri görüşmeler durumun ciddiyetini ortaya koymaktadır.

Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğüne kavuşmasıyla tüm bu kirli plan ve stratejiler devre dışı kalacaktır. Kadınlar, gençler, toplumun tamamı, faşizmin bentlerini tek tek yıkarak mücadeleyi büyütmekten sorumludur. Bunun yolu, soykırım planına karşı direnişi her alanda örgütleyerek, Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamaktan geçer.

Hamlenin 'Jin jiyan azadî' çizgisinde kadınların öncülüğünde toplumsal serhildanlara dönüşmesi her türlü komplocu planı geçersiz kılacaktır. Askeri, siyasi, diplomatik, hukuki tüm boyutlarda mücadeleyi kesintisiz yürütmek elzemdir. Başta kadınlar olmak üzere Kurdistan gençliğini ve herkesi devrim görevlerini etkili yürütmeye ve 17 Şubat’ta Köln’de yapılacak olan büyük yürüyüşe güçlü katılmaya çağırıyoruz."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.