Kürt çocuklarına kıydılar


Kürdistan’da savaşın yükseldiği, JİTEM’in kol gezdiği dönemlerde yani 1990’lı yıllardan itibaren özellikle çocuk ölümlerindeki artış dikkat çekici boyutta. 1990 yılında 20, 1991 yılında 14, 1992’de 103, 1993 yılında 75, 1994 yılında 87 çocuk öldürüldü. Katliamcı devlet geleneğinin son temsilci AKP işin başına geçtiğinden bu yana ise tam 181 Kürt çocuğu devlet güçlerince katledildi. Hiçbir katil gerçek bir yargılamayla karşılaşmadı ve herhangi bir ceza almadı.
İHD Amed Şubesi’nin uzun süre üzerinde çalışarak hazırladığı çocuk ölümleri raporuna göre; 1988 yılından bugüne 561 çocuk devletten kaynaklı nedenlerle yaşamını yitirdi. Raporda geçen verilere bakıldığında AKP döneminde öldürülen çocukların sayısının ise daha vahim bir tabloyu ortaya çıkardığı görülüyor. Her seferinde ülkenin demokratikleştiği yönünde açıklamalarda bulunan ve sivillere yönelik öldürülme olaylarının bittiğini iddia eden AKP döneminde 181 çocuk çeşitli nedenlerle yaşamını yitirdi.
24 yılın ağır bilançosu
1988’den günümüze savaşın ağır bilançosu şöyle:
1988 yılında: 1,
1989 yılında: 2,
1990 yılında: 21,
1991 yılında: 15,
1992 yılında: 117,
1993 yılında: 79,
1994 yılında: 99,
1995 yılında: 11,
1996 yılında: 7,
1997 yılında: 7,
1998 yılında: 5,
1999 yılında: 12,
2000 yılında: 3,
2001 yılında: 1,
2002 yılında: 18,
2003 yılında: 12,
2004 yılında: 12,
2005 yılında: 12,
2006 yılında: 23,
2007 yılında: 9,
2008 yılında: 17,
2009 yılında: 21,
2010 yılında: 16,
2011 yılında: 33,
2012 yılının 8 ayında: 8.
24 yılın toplamında 561 çocuk, asker ve polisler tarafından öldürüldü. 10 yaşındaki Abidin, Cizre’de; 3 yaşındaki Taibet, Basa’da; 9 yaşındaki Fehime, Hakkari’de; 10 yaşındaki Azad, Batman’da; 13 yaşındaki Rinde, Hazro’da; 12 yaşındaki Abdullah, Dargeçit’te; 2 yaşındaki Halil, Nusaybin’de; 6 yaşındaki Veysi, Şırnak’ta devlet güçlerince öldürülen çocuklardan bazıları.
Fotoğraf vardı yine de işlem yok
Amed’in Bismil İlçesi’nde Yüksek Seçim Kurulu’nun Hatip Dicle ile ilgili kararına yönelikprotesto gösterisi sırasında öldürülen 17 yaşındaki İbrahim Oruç’un bedeninden çıkan kurşunların polise ait olduğu gizlenemedi. Üstelik bu polislerin, İbrahim’i kurşunladıktan sonra dişlerini sokağa dökecek kadar dövdükleri fotoğrafları da ortaya çıktı. Yine de polisler hakkında hiçbir işlem yapılmadı.
Seray, Mazlum ve Vesim
Bu yıl içinde ise 8 çocuk kurban oldu. Sadece Ağustos ayında bir hafta içinde 3 çocuk yaşamını yitirdi. 4 Ağustos’ta Adana’nın Yüreğir İlçesi’nde polisin attığı gaz bombası sonucu yaşamını yitiren 11 yaşındaki Mazlum Akay’ın, 6 Ağustos’ta Muş’un Kızılağaç Beldesi’nde bulduğu bir cismin elinde patlaması sonucu ölen 8 yaşındaki Seray Yavuz’un ve 7 Ağustos günü Van’ın Çaldıran İlçesi’nde İran sınırında askerler tarafından kurşunlanarak öldürülen 13 yaşındaki Vesim Zengin’in katilleri, görevlerinin başında olmaya devam ediyor.
Katilleri yargılanmıyor
Türk devlet güçleri, Kürt çocuklarını katlettikleri zaman yargılanmıyorlar. Bu çocukların öldürülmesine neden olan asker, polis ve korucular hakkında hemen hemen hiçbir soruşturma ya da kovuşturma başlatılmadı. Açılsa da, soruşturma ve kovuşturma değil, “aklama” operasyonuna dönüştü. İHD Amed Şubesi’nin girişimleri sonucu açılan bazı davalar ise, ya görevsizlik kararı verilerek askeri mahkemelere gönderiliyor ya da herhangi bir ceza yoluna gitmeden tamamen düşürülüyor. Ne 12 yaşında evinin önünde 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz, ne koyunlarını otlatırken bombayla paramparça edilen Ceylan Önkol’un, ne de Amed’de sokak ortasında öldürülen 7 yaşındaki Enes Ata’nın katilleri olan asker ve polisler yargılanarak ceza aldı.
Cezasızlık yeni ölümlere kapı açıyor
İHD Amed Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Av. Muhterem Süren, çocuk ölümlerinin bölgede yaşanan çatışmalı sürecin bir sonucu olduğunu belirterek, “Ancak bizi en çok üzen ve kaygılandıran durum katledilen çocukların faillerinin tespit edilmemesi veya edilenlerin de cezalandırılmaması. Bu durum yeni ölümlere davetiye çıkarmaktadır” dedi.
Siyasi iktidar koruyor
Sadece Ağustos ayı içerisinde yaşamını yitiren 3 çocuktan ikisinin devlet güçleri tarafından öldürüldüğünü hatırlatan Süren, şunları söyledi: “Adana’da ve Çaldıran’da yaşanan iki olayda öldürülen iki çocuk açık bir şekilde güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. Şimdi biz bilemiyoruz tabi; örneğin bu iki olay için katiller hakkında herhangi bir kovuşturma başlatılmış mıdır? Bu çocuklar neden öldürülmektedir? Veya güvenlik güçleri neden bu kadar kolay bir şekilde ve pervasızca çocuklarımızı öldürebilmektedir? Buradan rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki, bu ölümlere neden olanlar siyasi iktidarın da korumasındadır.”
Mazlum’un ölümü münferit değil
İHD Adana Şubesi de Adana’da polisin attığı gaz bombası başına isabet eden 11 yaşındaki Mazlum Akay için dün basın açıklaması yaptı. Şube binasında yapılan basın toplantısında Mazlum’un ölümüne ilişkin hazırlanan rapor açıklandı. İHD’li Halil Taş, olayın münferit olmadığının altını çizekek, Mazlum Akay’ın ölümü ile ilgili gerçeklerin açığa çıkarılması, soruşturulması ve faillerin cezalandırılmasına yardımcı olmak amacıyla olay yerinde inceleme yapıp görgü tanıklarıyla görüşerek oluşturdukları ön raporu kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi.
Kontrolsüz güç uygulanıyor
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Nisan ayında Türkiye’yi gaz bombası kullanımında mahkum ettiğini hatırlatan Taş, “Güvenlik kuvvetleri kimyasal ajanları, bir olayı kontrol altına almak için kullanmaktan ziyade; bir mahalleye korku salma, insanları sindirme, evlerine ‘hapsetme’ aracı olarak kullandığı görülmektedir. Mazlum Akay adındaki çocuğun başına aldığı gaz bombası fişeği (kapsülü) darbesi ile yaşamını yitirmesi olayı; ‘kimyasal ajanların’ güvenlik kuvvetleri tarafından kontrolsüz ve aşırı bir şekilde kullanımının ne tür olumsuz sonuçlar yaratabildiğine yeni bir örnektir” dedi.
3 polis de reddetti
Akay ailesinin avukatı Tugay Bek de olay esnasında 3 polisin gaz bombası kullandığını, soruşturma çerçevesinde polisin olay yerindeki polislerin ifadesine başvurduğunu; ancak her 3 polisin de suçlamaları reddettiğini belirtti. Bek, savcılığın soruşturmayı layıkıyla yürütmediğine dikkat çekerek olayın faili meçhul dosyalar arasına itilmek istendiğini söyledi. Avukat Bek, “Mazlum yerine polis ölseydi savcının tavrı yine aynı mı olurdu?” diye sordu.
İHD’nin konuyla ilgili raporunda, olayın görgü tanıkları şöyle konuştu:
Bakkal Emine Akdeniz: Olaydan 20 dakika önce, komşumun Mazlum Akay isimli çocuğu bakkala geldi ve kola aldı, daha sonra saat 21:00 sularında tekrar bakkala gelen Mazlum Akay bakkaldan çıktı. Aradan iki dakika geçmeden polislerin sokağın ortasına rastgele gaz bombası attığını gördüm. Her taraf duman içerisinde kaldı. Çocukların bağırtısını duyduğumda dışarı çıktım. Mazlum Akay’ın bakkalın 15-20 metre ilerisinde yerde yattığını gördüm ve gazın etkisiyle fenalaşıp içeri girmek zorunda kaldım. Bizim sokağımız caddeden çok uzak ve çok dar bir sokak. Eylemler daha çok Çukurova Caddesi’nde yapılıyor.
Mazlum’un arkadaşı Hüsamettin Şengül: Olayın olduğu saatte Mazlum’la birlikteydik, polis sokağa gaz bombası sıkıyordu, biz de kaçtık. Kaçarken Mazlum’un başına gaz bombası değdi ve Mazlum yüz üstü yere düştü. Ağzından, burnundan kan akıyordu. Ben ve bir arkadaşım Mazlum’u komşumuzun evine çektik ve ben başına su döktüm. Sonra komşumuz Saadet Dizman geldi ve Mazlum’u kucaklayıp evlerine götürdü.
HABER MERKEZİ
BDP, İdris’e sordu: Kaç polis yargılandı?
BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden 11 yaşındaki Mazlum Akay ile ilgili verdiği soru önergesinde “Kaç çocuk güvenlik güçleri tarafından yaşamını yitirdi, kaç kişi yargılandı?” gibi sorular yöneltti.
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, polisin attığı gaz bombası sonucu hayatını kaybeden 11 yaşındaki Mazlum Akay ile ilgili İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in cevaplandırması için soru önergesi verdi. Kürkçü, soru önergesinde, bu olay ve haberlerden hareketle şu soruları yöneltti:
- Kaç çocuk yaşam hakkı güvenlik güçlerince ihlal edildiği için hayatını kaybetmiştir? Bu ihlallerden kaçı AKP iktidarı sırasında gerçekleşmiştir?
- Kaç güvenlik görevlisi 1988’den bugüne bu çocukların yaşam hakkını ihlalden sorumlu bulunarak kovuşturmaya uğramış, yargılanmış ve mahkum edilmiştir?
- Mazlum Akay’ın öldürülmesinden sorumlu tutularak gözaltına alınan, idari ve/veya adli soruşturmaya uğrayan güvenlik görevlileri var mıdır?
- Kaç kişinin yaşam hakkı -kamuoyunda “gaz” olarak genellenen- çeşitli “kimyasal ajanların” toplumsal olaylarda güvenlik kuvvetlerince kontrolsüz ve aşırı kullanımı sonucu ihlal edilmiştir?
- Kaç güvenlik görevlisi toplumsal olaylarda “kimyasal ajanların” kontrolsüz ve aşırı bir şekilde kullanımı sonucu gerçekleşen yaşam hakkı ihlalinden sorumlu tutularak adli soruşturmaya uğramıştır? Kaç kişi bu soruşturmalar sonucu adli ya da idari cezalara çarptırılmıştır?
ANKARA
