Kürt diplomasisi hareketlenirken

Forum Haberleri —

ulusal birlik konferansı/foto:AFP

ulusal birlik konferansı/foto:AFP

  • Rojava devriminin yarattığı büyük fırsatlar, diğer Kürt güçlerini de canlandırdı. Kürt halkının dünyadaki prestiji ve imajı, faktör pozisyonundan öteye geçemeyen bazı Kürt güçlerini de cesaretlendirdi. 

TOLA WELAT

Ortadoğu'da soğuk savaş blokları tasfiye edilirken siyasi ve askeri fay hatlarında gerginlikler artıyor. Yeniyi yıkılmış olanın üstüne inşa etmek zordur. TC’nin küresel misyonu zayıflarken Ortadoğu'da Suriye’nin sistematik yıkılmasında DAİŞ politikalarının ana üssü konumda olduğu açıkça deşifre oldu. Antalya Diplomasi Forumu'nda Hakan Fidan'ın davetlisi olan Jeffrey Sachs’ın ibretlik konuşmasında vurguladığı gibi, Suriye'de savaşın ABD ve İsrail tarafından çıkarıldığı ve sebeplerinin ne olduğu tane tane anlatılıyor. Yine T.C’nin buradaki bariz rolüne atıfta bulunuluyor. TC, küresel güçler adına Ortadoğu'da halkların kaderi üzerinde büyük kumar oynadı ve bu kumarı kaybetti. Şimdi tekrar, başta Kürt halkı olmak üzere, bölge halklarına felaketler getirecek oyunlar peşinde.

Türk derin devletinin iki kanadı kendi içinde çatışıyor. Güç mücadelesi, Erdoğan sonrası liderlik savaşı için sürüyor. Hakan Fidan gözünü karartmış durumda. Kuzey Kıbrıs'ta Halil Falyalı’nın öldürülmesiyle ortaya çıkan derin devlet kaset savaşları çok şeylere gebe. Yavru vatan dedikleri Kuzey Kıbrıs'ın nasıl ve neden satıldığını, yine devlet–mafya–siyaset üçgeninin Kıbrıs'ı nasıl bir kirli suç üssü haline getirdiği ortaya saçılmış durumda. Siyasal İslamcıların Pan Osmanlıcılık hayallerini süsleyen “stratejik derinlik” ideolojisi, Türki cumhuriyetlerin ardı ardına şamarlarıyla birlikte çöktü. Stratejik derinlik tarihi rezillikle miadını doldurdu. Kıbrıs'ta ortaya çıkan sansasyonel kasetler ise derin devlet güçlerinin artık kartlarını açık oynamaya başlamaları açısından ilginç.

TC, çağı okuyamıyor ve çöküşe doğru giderken yeni felaketlere davetiye çıkaracak riskler barındırıyor. Bu çatışmanın mevcut sürece ve Kürt halkına ciddi zararlar verebilme tehlikesi her daim akıllarda tutulmalıdır. Kimyasal silahlarla Kürt halkını ve özgürlük mücadelesini yok etme niyetleri biliniyor. Araplarla Kürtleri karşı karşıya getirmek, Şengal, Musul, Kerkük için hazırlanan selefi gruplar ve yine silahlandırılan Türkmenler işin diğer vahim tarafı. Diğer taraftan, İsrail güvenlik şeridi ve demir kubbesi nereye kadar uzanacak? Türk zonu hayalleri, yerini 1200 kilometrekarelik bir kıyamet kuşatmasına mı dönüştürüyor? Türkiye’nin genişleme rüyası daha da küçülme hüsranı ile mi bitecek? Turan hayallerinin sonu mu? Yakıcı sorular da cevabını bekliyor.

Sahada bunlar yaşanırken Kürtleri bekleyen fırsatlar ve riskler de belirginleşiyor. Kürt siyaset yapıcılarının koordineli diplomatik temaslarının yoğunluğu, TC derin devletinde panik yaratmış durumda. Yayılmacı ve işgalci Türk dış politikası tepe taklak oldu. Her zaman olduğu gibi yanlış hesap Kürt özgürlük mücadelesinin kararlı duruşundan geri dönmeye mahkûm. Sahada bazı Kürt dostlarının, Kürtler arası işbirliği ve barış konusundaki çabalarını sabote etmeye dönük TC girişimi mevcut. Yine, TC'nin anti-Kürt koalisyonu oluşturma girişimini düşmanca tutumunda bir ısrar olarak okumak mümkün. TC son bir çılgınlık yapar mı sorusu akla geliyor. Eğer küresel ve bölgesel destek bulabilirse bunu yapmaktan çekinmeyecektir. Zaten şu anda kendisi adına Kürt halkıyla savaşan birkaç paralı paramiliter silahlı çete grubu aktif olarak kullanılıyor.

Rojava devrimini içine sindiremeyen Ortadoğu demokratik barış projesinin sabotörü Hakan Fidan yeni oyun peşinde! Kürt halkının toprak ve ulus bütünlüğüne yönelik TC tehdidi aba altında sopa gösteriyor. Ahmed Şara ile SDG arasında gerçekleştirilen anlaşmayı bozmaya dönük Fidan'ın Rojava Konferansı'na gösterdiği tepki ve Şara’nın “Ayrı bir federatif yapı veya özerk yönetimler kurulmasına yönelik tüm girişimleri kesin bir şekilde reddediyoruz. Bu tür girişimler, kapsamlı bir ulusal mutabakat olmaksızın, ülkenin bütünlüğüne zarar verecektir” paralel açıklaması, son olarak Kürt halkı ve dostlarının büyük anlam ve değer biçtiği Qamişlo'da düzenlenen ‘Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı’na Bahçeli'nin gösterdiği karşı reaksiyon dikkatle not edilmiş durumda. TC, Ortadoğu halklarının umut bağladığı ve Kürt halkına da meşruluk kazandıran demokratik inşa sürecine müdahalenin altyapısını oluşturuyor.

Kürt diplomasisi de ortak paydalarda buluşma adına sahada aktif bir çaba gösteriyor. Rojava devriminin yarattığı büyük fırsatlar, diğer Kürt güçlerini de canlandırdı. Kürt halkının dünyadaki prestiji ve imajı, faktör pozisyonundan öteye geçemeyen bazı Kürt güçlerini de cesaretlendirdi. Fransa ve ABD’nin Güney Kürdistan temasları da hız kazanmış durumda. Daha yeni Mesud Barzani, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Taylor ve beraberindeki üst düzey heyeti ağırladı. Yine DEM Parti heyetlerinin arka arkaya gelen Güney Kürdistan temasları da olumlu sonuçlar yarattı. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Sorumlusu İlham Ahmed, Süleymaniye Uluslararası Forumu’nda önemli bir misyon üstlendi. Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani, Bafil Talabani ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani'nin katılması, forumun zamanlaması açısından önemli mesajlar içeriyor. Yine Mazlum Abdi’nin Erbil temasları, son olarak ‘Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı’ Kürt halkına ve Ortadoğu halklarına umut aşıladı ve cesaret verdi.

Özetle, Türkiye, jeopolitik ve jeostratejik önemini yitiren ve her açıdan kirlenen bir ülke. Toplumda dip dalgayı harekete geçiren dayanılmaz bir ekonomik sömürü ve politik baskı mekanizması devreye konulmuş durumda. Kürt özgürlük ve demokrasi devrimine umudunu bağlayan milyonların Newroz, 8 Mart, 4 Nisan ve 1 Mayıs'ta alanlarda gösterdiği irade beyanı, Kürt özgürlük ve demokrasi manifestosuna ve önderliğine olan sarsılmaz desteği ve güveni ortaya koydu. Önder Öcalan’ın doğrultu ve perspektif verdiği demokratik devrim diplomasisinin ortaya koyduğu görkemli duruş ve performans, Kürt halkı başta olmak üzere Ortadoğu halklarına da güç ve cesaret verdi. Geriye, tedbiri elden bırakmadan örgütlenmeye, toplumsal dayanışmaya ve kesintisiz bir direnişe ihtiyacımız var. Milyonların umudu, Önder Öcalan'ın barış, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik şemsiyesi altında toplanacağımız günler hiç de uzak değil.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.