Kürt düşmanlığıyla tükendiler

Fehim IŞIK yazdı —

  • Mevcut kirli siyaset ülkeyi giderek yaşanmaz kılıp ülkedekileri sefil perişan ederken Rusya’dan ABD ve Avrupa’ya kadar dışa bağımlılığı da artırıyor.
  • Rojava’da Kürt direniş duvarına çarpınca Putin’in kapısında bekleyip ondan destek dilenmeye başladı. Putin de canına minnet, nasılsa çatlağı büyüteceği gediği bulmuş, kullandıkça kullandı. Şimdi de, “Hadi git, ‘kardeşin Esad’ ile otur, anlaş” diyor.

Rusya’nın, ABD’nin, İngiltere başta olmak üzere kimi Avrupa devletlerinin Recep Tayyip Erdoğan'a destek vermesi ile Türk devletinin son yıllarda Suriye’den Libya’ya birçok sıcak noktaya asker ihraç etmesi arasında yakın ilişki var.

Erdoğan, iktidarının selametini savaşta gördü. Bu siyasetini de Türk askerinin kanını pazarlayarak yürüttü. Kâh Moskova'nın, kâh Washington'un kapılarını çalarak yürüttüğü siyasette, yutturmaya çalıştıkları gibi öyle “büyük ve güçlü devlet” hikâyeleri falan yok.

Bakmayın siz o pohpohlanmalara. Onlar içteki seçmene verilen mesaj. Bunun üzerinden siyaset yapmak, iktidarın da, muhalefetin de hoşuna gidiyor. Bu durumun, yani “güçlü devlet” hikâyelerinin öyle bilindik bir kıymeti yok. Bunu en iyi de Türk askerini kendi çıkarı için tepe tepe kullananlar, bilir.

Burada dikkat çekilmesi gereken, savaş siyasetinin nasıl sürdürüldüğü konusudur. Bunun için en kullanışlı başlığın Kürt düşmanlığı olduğunu artık sağır sultan da biliyor. Irkçılık ve milliyetçilik pohpohlanan toplum, günde 100 asker ölse kılını kıpırdatamaz hale gelmiş. En önemlisi, Kürt’ün düşman olduğuna inandırılmıştır. Hal bu iken İdlib’de 30 askeri öldüren Rusların Erdoğan’ı dakikalarca Putin’in kapısında bekletip görüntüleri servis etmesini de önemsemez. Çünkü Rusya, Kürt düşmanlığında kullanabilecekleri bir maniveladır.

Bu durum, Türkiye’nin özellikle son 7-8 yılda geliştirdiği tüm ilişkilerinde geçerlidir. AKP kaybettiği iktidarını savaşla koruyor. Bunun için Kürt düşmanlığını büyütüyor. Mevcut kirli siyaset ülkeyi giderek yaşanmaz kılıp ülkedekileri sefil perişan ederken Rusya’dan ABD ve Avrupa’ya kadar dışa bağımlılığı da artırıyor.

Erdoğan’ı tepe tepe kullananlar, öyle sanıldığı gibi onunla dost falan da değiller. Putin Erdoğan ile niye dost olsun! Erdoğan onun için en kullanışlı araçlardan biri. Sadece Suriye ve Libya’da tutunmak için değil, NATO içinde çatlak oluşturmak için de Erdoğan’ı kullanıyor. Hatta çoğu kez onunla bir kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor.

Şu 5 Ağustos’ta yapılan Soçi Zirvesi’ne bakalım. Erdoğan ile Putin 4 saat görüştüler bu zirvede. Bu sıradan bir durum değil. Belli ki Putin, Erdoğan’ın ev ödevlerini Bilal’e anlatır gibi anlatmış ona. Suriye’den Rojava’ya, Ukrayna’dan Dağlık Karabağ’a, NATO içindeki çatlaklardan 15 Temmuz darbe tiyatrosuna kadar birçok başlığın bu 4 saatte gündeme geldiği konuşuluyor. Hadi diğer başlıklar bir yana, ne oldu da birden “Kardeşim Esad” siyasetine dönüleceğinin işaretleri verilmeye başlandı? Sadece bu durum bile, Erdoğan iktidarının nasıl karaktersiz ve öngörüsüz, tamamen çıkara endeksli, halk düşmanı bir siyaset yürüttüğünün ispatıdır.

Onu Esad ile dost yapan da, Esad’a düşman eden de bu karaktersiz siyasettir. ABD’ye güvendi, 3 ayda Esad’ın devrileceğine, Şam’da Selahattin-i Eyyübi’nin kabrinde dua edeceğine, Emevi camiinde namaz kılacağına inandı. Kuzey Afrika’dan Afganistan’a, Pakistan, ve Çeçenistan’dan Özbekistan’a, hatta Avrupa devletlerine kadar birçok ülkeden selefi dindar çeteleri bu nedenle Suriye’ye taşıyıp ABD’yle birlikte eğitti donattı. Bu rezil siyaset Rojava’da Kürt direniş duvarına çarpınca bu kez Putin’in kapısında bekleyip ondan destek dilenmeye başladı. Putin de canına minnet, nasılsa çatlağı büyüteceği gediği bulmuş, kullandıkça kullandı. Şimdi de, “Hadi git, ‘kardeşin Esad’ ile otur, anlaş” diyor.

Bu Erdoğan’ın umurunda mı?

Umurunda olmadığı çok belli. Bitmiş, tükenmiş, kapıya çıkamaz hale gelmiş bir iktidarı hala dünyanın en güçlü iktidarı gibi pazarlayabilen bir diktatörlüğe dönüştürmüşken, niye umurunda olsun! Hal böyleyken umurunda olur mu?
Peki, başını CHP’nin çektiği Millet İttifakı’nın umurunda mı?

İşin esasına girmediklerine, acımasız işgal ve ilhak savaşına karşı ses çıkarmadıklarına, hatta bu savaş hoşlarına gittiğine göre demek ki onların da umurunda değil. Bu nedenle Kürt düşmanlığının farklı versiyonları üzerinden yürüttükleri siyasetlerini “al gülüm ver gülüm” aymazlığıyla paşa paşa sürdürüyorlar.

Bu rezilliğin, her gün yeni cinayetler üreten bu katilliğin son bulması için öncelikle güçlü bir savaş karşıtlığına gereksinim var. Savaştan nemalananlar savaşı büyütür. Savaş onların dermanıdır. Bu yönüyle baktığımızda savaşın ortaya çıkardığı sonuçlar Erdoğan, Kılıçdaroğlu veya Akşener’in umurunda olmayabilir. Ancak görünen o ki tablo artık sadece HDP’liler açısından rahatsız edici değil. Gidişattaki kötülük artık AKP’lilerin de, CHP ve İyi Parti’lilerin de umurundadır. Savaş her haneyi yakıyor. Savaş her eve ölüm ve yoksulluk taşıyor.

Mesele tam da bu!

Yeter ki bu anlatılsın! Kürt düşmanlığının, ırkçılık ve milliyetçiliğin kullanışlı bir argüman olmadığını anlayacak, geniş hem de çok geniş bir kesim var.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.