Kürt festivallerine genel bir bakış
Forum Haberleri —
- Kürdistan özgürlük devrimiyle toplumda yaşanan büyük değişimle birlikte yeniden bir canlanma, uyanma, bilinçlenme süreci, festivallerin de özüne uygun yapılmasını sağladı. Bu festivalleri değerlendirmeli ve daha iyisini yapmak için gerekli sonuçları çıkarmalıyız.
Rênas BÊRITAN
Bakur’da Munzur, Varto ve Karakoçan’da yapılan festivaller basına yansımıştı. Aynı zamanda Rojava’da Hesekê, Rımêlan ve Reqa’da yapılan çocuk festivalleri, Kanada’da yapılması düşünülen 22. Kürt Kültür Festivali ve 21 Eylül’de Avrupa’da Almanya’nın Frankfurt kendinde yapılması düşünülen 32. Kürt Kültür Festivali de aynı biçimde basına yansıdı. Bu durumdan hareketle festivallerin daha güçlü ve faydalı geçebilmesi için bu konuyu gündeme almaya ihtiyaç vardır.
Kapitalist sistem 3F olarak formüle edilen futbol, fuhuş ve festival üçlüsünü, varlığını daha iyi sürdürebilmenin en önemli araçları olarak sürekli kullanmak ister. Çağımızda her üç alan da endüstriyel bir hal almış ve en büyük ekonomik sektörler haline gelmiştir. Bu yolla toplumlar, sürüleşmiş kitlelere dönüştürülüp tahakkümcü güçlerin çıkarları için modern köleler haline getirilmiş durumdadır.
Konumuz gereği son süreçte yapılan festivaller üzerinden çıkaracağımız kimi sonuçlara odaklanacağız. Toplumun kültürel, ruhsal ve manevi ihtiyaçlarına cevap olabilecek festivallerin yapılmasının hiçbir zararı olmamakla birlikte çok faydalı olacağı kesindir. Ama festivaller kültürel soykırım ve asimilasyona, endüstrileşme ve sektörleşmeye, popülizme ve kitleleri uyuşturup uyutmaya hizmet etmeye başladı mı çok olumsuz ve tehlikeli rol oynamaya başlarlar.
Tarihsel açıdan Kürdistan halkı festival türü etkinlik ve şenlikleri sürekli yapagelmiştir. Fakat sömürgeci güçlerin kültürel soykırım ve asimilasyon politikaları sonucu artık bu etkinlikler yapılamaz olmuş ve hatta unutulmayla yüz yüze gelmişti. PKK öncülüğünde gelişen Kürdistan özgürlük devrimiyle toplumda yaşanan büyük değişimle birlikte yeniden bir canlanma, uyanma, bilinçlenme süreci, festivallerin de özüne uygun yapılmasını sağladı.
Bakurê Kürdistan’da 1990’larla birlikte gelişen halk serhildanlarının her biri direnişle gelişen festivaller gibiyken aynı zamanda daha ileriki süreçlerde yapılacak olan kültürel ve sanatsal festivallerin de zeminini yaratmış oldu. 2000’lerle birlikte yerel yönetimlerin Kürt toplumunun öz yönetim güçlerinin eline geçmesiyle birlikte kültürel ve sanatsal festivallerde bir patlamaya neden oldu. 2000’lerden 2016’lara kadar her yıl 30’un üzerinde ve çok renkli festivaller yapılmaktaydı. 2016’lardan sonra faşist TC devletinin yoğun saldırıları nedeniyle bu festivallerin bir kısmı yapılamaz duruma geldi. Yine de halk geri adım atmayarak kendisini toparlayıp direnişle yeniden bu festivallerin bir kısmını örgütleyebildi. 31 Mart Yerel Yönetim seçimlerinde AKP-MHP faşizminin aldığı ağır yenilgiyle birlikte bu konuda yeniden bir canlanma gözlemlenmektedir.
Rojava’da Önder Apo’nun Ortadoğu sahasına geçmesiyle birlikte kültürel ve sanatsal çalışmalarda yaşanmaya başlayan canlanma daha sonra yapılacak olan kültürel ve sanatsal etkinliklerin de zeminine dönüşmüştür. 1980 ve 1990’larda her türlü engellemelere rağmen birçok kültürel ve sanatsal etkinlik yapılabilmiştir. Özellikle Rojava Devrimi’yle birlikte birçok alanda olduğu gibi festivaller konusunda da bir patlama yaşanmasına neden olmuştur. Her yıl müzik, govend, şano ve daha birçok alanda yoğun festivaller yapılmaktadır.
Rojhilat’ta toplumun kendisi öz değerleri üzerinde birçok festival yapmaktadır. Fakat bu festivaller kültürel ve sanatsal öğeler taşısa da sömürgeciliğin baskısı altında yapılan, birbiriyle bağları güçlü olmayan, parçalı ve kendi yerelinde varlık bulabilen festivaller olmaktadır.
Başûr’da az sayıda olsa da kimi festivaller yapılmaktadır. İşbirlikçi ve ihanetçi çizgide sömürgecilere hizmet eden KDP’nin festival adı altında yaptığı kimi etkinlikler sömürgecilere hizmet etmektedir. Kendisi AKP-MHP faşist devletinin uşağı, yardakçısı ve işbirlikçisi haline gelen bir gücün yapacağı festivallerin topluma sunacağı hiçbir şey olamaz. Başta sanatçılar olmak üzere hiçbir yurtsever bu işbirlikçi hain gücün yaptığı etkinliklerine katılmamalı ve tavır sahibi olmalıdır. Ayrıca Başûr toplumunun yaptığı kimi etkinlikler çok sınırlı olmakta, kültürel ve sanatsal boyutları zayıf kalmaktadır.
Ülke dışında yaşayan Kürdistanlıların yaptığı festivaller ise giderek büyüyüp çoğalarak gelişiyor. Özellikle 1990’larla birlikte Avrupa’nın birçok ülkesinde yapılan onlarca festival artık geleneksel hale gelmiştir. Mesela Avrupa’da yaşayan Kürdistanlıların yaptığı, en son 35’incisi kutlanan Govend Festivali artık geleneksel bir hal almıştır. Yine bu yıl 21 Eylül’de Frankfurt’ta yapılacak olan 32. Kürt Kültür Festivali geleneksel bir hal almıştır.
Artık Kürdistan halkı Kürdistan’ın dört parçasında ve yurt dışında onlarca festival yapmaktadır. Bütün bu festivallerin çok güçlü değerlendirmeleri yapılmak durumundadır. Her bir festival yaklaşık birkaç gün sürmekte, yılın başından itibaren bu festivaller örgütlendirilmeye çalışılmakta, organize komiteleri oluşmakta ve çok yoğun bir çaba sarf edilmektedir. Bu yüzden bir değil, birçok kez bu festivalleri değerlendirmeli ve daha iyisini yapmak için gerekli sonuçları çıkarmalıyız.