‘Kürt kadınları hayatlarını organize edemiyor’

Haberleri —

NİHAL BAYRAM / MAINZ


Kürdistan’da ve Avrupa’da örgütlenen Kürt kadınların Kürt toplumu içerisindeki gerici yapıyı dönüştürücü etkisi sözkonusu. Kürt kadın örgütlenmesini hayranlıkla takip ettiğini belirten Sosyolog Özlem Doğan, Avrupa’da Kürt kadınların toplumsallık içerisindeki rolünü ve kadın örgütlenmelerinin sorunlarını değerlendirdi. 

Maya Angelou'nun "Bir kadın ne zaman kendi sesini duyurmak için ayağa kalksa, planmamış bile olsa tüm kadınlar için ayağa kalkmış olur" sözünü hatırlatarak değerlendirmesine başlayan Doğan, Kürt kadınların da ‘at, avrat, silah’ sloganı atan bir toplum karşısında ‘jin, jiyan, azadî’ sloganıyla kendini gösterdiğini kaydetti. 

Yaşadığı toplumun kültürüne uzak

Avrupa’da kadınların toplumsal alanlara katılımının yetersiz olduğu tespitini yapan Doğan, bunun göçmen veya mülteci olmaktan ve yaşadığı toplumun diline ve kültürüne uzak olma sorunundan kaynaklandığını ifade etti. 

Avrupa’da kurulan kadın meclislerine katılımını da zayıf bulan Doğan, şöyle dedi: “Kadın evde çocuk yetiştiriyor, evi çekip çeviriyor, iş hayatına da katılıyor. Kadınların ağır bir yük altında olduğunu görüyoruz. Buna rağmen büyük bir hevesle meclislerine sahip çıkmaya çalışıyorlar ancak hayatlarını organize edemiyorlar. Aile, iş hayatı, aktiviteleri arasında denge sağlayamıyorlar. Ya aileyi hayatının merkezine koyuyor, diğerine zaman ayırmıyor ya da çalışmayı ön plana çıkararak çocuklara zaman ayırmıyor. Aslında bunların hepsine de zaman ayırabilir.“

Önceliklere göre planlama yapılabilir

Bunun için kadınlara öncelikleri doğrultusunda planlama yapmalarını öneren Doğan, “Örneğin anne olan ve olmayan ya da çalışan veya çalışmayan bir kadının öncelikleri aynı olmadığı için herkes kendi hayatından yola çıkarak yeni bir planlama yapabilir. Genel olarak da toplantılar çocukların okulda olduğu saatlerde ya da mecliste çalışan kadınların iş hayatına göre ayarlanması olumlu olur“ dedi. 

Aile en zor ulaşılan kale

Kürt kadınların son yıllarda jineoloji ile yeni bir teori ve pratik geliştirdiklerini belirten Doğan, özgürlük alanlarını aile içine kadar indirgemenin zorluklarına değindi. Doğan şöyle konuştu: “Kendimize belirli oranlarda özgürlük alanları açabildiğimiz gibi daha bir dünya kadar değiştirmemiz gereken sorunlar yığını var. Bunların başında toplumun yapıtaşı ve en küçük ama en belirleyici kurumu olan aile bulunuyor. Aile kurumu ise bizim en zor ulaşabildiğimiz kale. Aile söz konusu olduğunda kadınlar da hemen bir savunma durumuna geçerek, sorunları anlatma konusunda çekimser kalabiliyor. Kadınlar olarak aile içinde yaşadığımız sorunlar aslında çok farklı değil.“ 

Mücadeleyle kazanma şansımız var

Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesiyle toplumun enlem ve boylamlarını değiştirdiğini söyleyen Sosyolog Doğan,  “Mücadele ettiğimiz sürece kazanma şansımız var“ diyerek sözlerini bitirdi. 

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.