Kürt karşıtı koalisyon ve Güney Kurdistan işgali

Forum Haberleri —

Fidan/Barzaniler

Fidan/Barzaniler

  • Erdoğan yönetimi şimdi yüzyıllık soykırım stratejisini sonuçlandırmak için Kürtlere karşı bir koalisyon kurma peşinde. ABD, Avrupa ve diğer güçlerden daha fazla şimdi KDP, Türkiye’ye destek veriyor.

ZEKİ AKIL

Türk devleti Kürt halkına karşı savaşı kazanmak için ilgili bütün güçlerle görüşüyor ve destek sağlamaya çalışıyor. Rusya, ABD ve Avrupa, Arap ülkeleri dahil kimden destek alacaksa kapılarını aşındırıyor. Şimdiye kadar NATO ve ABD’nin desteğini alıyordu. PKK’yi terör örgütleri listelerine almışlardı. Suriye’ye girmek ve işgal için Rusya’nın da desteğini aldı, Efrîn gibi bölgeler öyle işgal edildi. Trump yönetimiyle de anlaşarak Serékaniyé’yi işgal etti. Erdoğan yönetimi şimdi yüzyıllık soykırım stratejisini sonuçlandırmak için Kürtlere karşı bir dünya cephesi, koalisyonu kurma peşinde.

DAİŞ’e karşı dünyanın en geniş birliği ortaya çıkmıştı. DAİŞ bütün insanlık değerlerini hedefleyerek adeta dünya halklarını şoke etmişti. Onun için dünyada en geniş ve en hızlı bir karşı cephe oluştu. Rusya, İran, ABD, Arap ülkeleri, Avrupa ve Kürt halkı dahil aralarında ciddi çelişkiler olan kesimler DAİŞ’e karşı bir biçimde durdular. Ancak pratik sahada en fazla etkili olan ve bedel ödeyen güç Kürt halkı oldu. Özellikle Suriye’de DAİŞ’in yenilmesinde Kürtler ağır bedeller ödediler ama insanlığı bu beladan kurtarmanın da öncüsü oldular.

Türkiye şimdi DAİŞ’i yenen ve demokratik bir Suriye için uğraşan Kürtleri ortadan kaldırmak istiyor. Kurdistan’ın adını "Teröristan" olarak koymuşlar. Suriye’de Kürtlerin yaşadığı coğrafyayı da "terör koridoru" olarak tanımlıyorlar. Yüzyıllık Kürt sorununu PKK’ye, PKK’yi de terör kavramına indirgemişler. Kurdistan kelimesini ağızlarına alırlarsa öleceklermiş gibi şekillenmişler. Bunun için Türk yönetimi Kürtleri boğmak ve yer yüzünden silmek için bütün dünyayı ayağa kaldırmakla meşgul.    

Erdoğan, "Filistin sonunu siyasi yollarla çözülsün, ateşkes sağlansın, iki devletli çözüm uygulansın" diyor. Ama iş Kürtlere gelince tanrının emriymiş gibi sadece ve sadece askeri çözümü, inkar ve imhayı dayatıyor. Türk halkını başka yol yokmuş, tek yol savaşmış gibi şartlandırıyorlar. ABD, Avrupa ve dünyanın diğer etkili güçlerine de "savaş ve şiddet dışında başka çözümüm yok ya benden ya da PKK’den yana olacaksınız" diye taciz ve tehdit ediyorlar. Olmadık pazarlıklar yapıyorlar. ABD’ye "YPG, SDG ile ilişkilerini keseceksin" diyorlar. Yıllardır DAİŞ’e karşı ortak mücadele edilmemiş gibi bastırıyorlar. "SDG ile olan ortaklık ABD, Türkiye ilişkilerini zehirliyor" diye ısrar ediyorlar.

Görüldüğü gibi Türkiye şimdiye kadar aldığı destek ve yaptığı işgallerle istediği sonucu alamadı. Sonuç almak için daha fazla desteğe ihtiyacı var. Suriye’de on binlerce silahlı çeteyi örgütlemiş, savaşta kullanıyor. Güney Kurdistan’da KDP’nin desteğini almış ama yetmemiş. Şimdi KDP’yi daha aktif savaşa katmak için uğraşıyorlar. KDP’nin konumu giderek önem kazanıyor. Onun için buna biraz yer ayırmak gerekiyor. Daha önceleri de değinmiştik. ABD, Avrupa ve diğer güçlerden daha fazla şimdi KDP, Türkiye’ye destek veriyor. KDP, Türk faşizminin saldırı ve işgalini meşrulaştırıyor. Güney halkının tepki göstermesini engelliyor. Bu açıdan dünyada en fazla Türk işgaline destek veren konumdadır. "Bu savaşın ve işgalin nedeni PKK’dir" diyor. "PKK olmasa Türk devleti Güney Kurdistan ve Rojava’ya saldırmaz" propagandasını yapıyor. Böyle olunca Bağdat hükümeti de kendisini geri çekiyor.

KDP’nin Türk işgaline ve Kürtleri yok etmesine desteği bununla da sınırlı kalmıyor. Barzani ailesi, -ki hepsi Güney’in yönetimindir- Türkiye lehine diplomasi yürütüyor. Görüştükleri bütün devletlerin yetkililerine "PKK’nin bela olduğunu ve bu savaşın onun yüzünden çıktığını’’ anlatıyor. Türkiye’nin ikna edemediğini KDP etmeye çalışıyor. Türkiye’nin soykırım projesine Kürt olduğunu söyleyen bir yönetim olarak aktif destek veriyor. Güney halkının ve Kurdistan’ın diğer parçaları arasında birlik ve dayanışmayı sabote ediyor. Tersine güvensizlik ve ayrışmayı pompalıyor. YNK gibi güçlere Türk yönetiminin baskı kurmasını istiyor. Özellikle Şengal’in Irak ordusu tarafından işgal edilmesini dayatıyor. En fazla "Şengal anlaşması uygulansın" diye Bağdat’a baskı yapan güç KDP’dir. Zaten Mahmur kampını yıllardır ambargo altına almış.

Türkiye sınırları içinde yaşayan yirmi milyondan fazla Kürt’ün anadiliyle eğitim yapmasını bile kabul etmiyor. Kürt varlığının yasalarda yer almasına izin vermiyor. Suriye’de dil ve kimlik haklarını istediği için Kürtleri yok etmek istiyor. Böyle bir Türkiye nasıl Güney’de bir federasyonun olmasını ve ayakta kalmasını ister? Bu mümkün değildir. KDP, "Türkiye, PKK ve gerillayı vursun, Güney’den çıkarsın, Kurdistan bana kalsın" diye mi hesap yapıyor? Öyle düşünüyorsa kendi mezarını kendi elleriyle kazıyor, deriz. En mütevazi bir özerkliği isteyen Rojava için Erdoğan "kâbusunuz olacağız’’ diyor. Bunlar, Güney’in ve KDP’nin koruyucusu mu olacaklar?

Biz, Erdoğan’ın, özellikle Doğu ve Kuzey Suriye için bir kaos planı üzerinde çalıştığını ve sahadaki bir kısım girişim ve gelişmeleri anlatmıştık. Erdoğan ise bunu "kâbus’’ olarak niteledi. Kürt halkı ve siyasi güçleri bunu bilerek hareket etmelidirler.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.