• Lozan’da Kürdistanlı kadınlar Sevgi Koyuncu ve Derya Çelik belediye meclisine seçildi. İki kadın da Lozan'daki Kürt diasporası, feminist kadın örgütleri ile göçmen kurumların desteğini alarak belediye yönetime aday olmuşlardı.

 

İsviçre’de 7 Mart’ta Cenevre, Neunburg, Wallis, Waadt, Freiburg ve Solothurn kantonlarında seçimler gerçekleşti. Lozan Belediye Meclisi seçimlerinde iki Kürdistanlı kadın da adaydı. Seçim sonuçlarına göre Sevgi Koyuncu ve Derya Çelik Lozan Belediyesi yönetimine seçildi. 

İki kadın Lozan'daki Kürt diasporası, feminist kadın örgütleri ile göçmen kurumların desteğini alarak belediye yönetime aday olmuşlardı. Sevgi, İsviçre İşçi Partisi’nden (POP), Derya ise Sosyalist Parti’den (SP) seçimlere girdi.

Bir ilk başarıldı

İki Kürt kadının seçilmesi ardından Lozan Kürt Toplum Merkezi (CDK-Lozan) tebrik mesajı yayınladı: "Lozan belediye meclisinde ilk kez Kürt adaylar seçildi. İki Kürt kadın arkadaşımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde Lozan belediyesine seçilmesi bizler açısından önem arzetmektedir. Koyuncu ile Çelik'in Kürtler, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere göçmenlerin sesini duyurmak açısından önemli projelerde yer alacaklarına inanıyoruz."

Kurt ilk turu geçti

Waadt Kantonu’na bağlı Prilly şehir yönetimine Sosyalist Parti’den aday İhsan Kurt ise ilk tur seçimi geçerek belediye meclisine girmeyi hak kazandı. Kurt 28 Mart’ta yapışacak ikinci tur seçimlerde ise Prilly belediye başkanlığı için yarışacak.

Yüzde 52’lik oran burka istemedi

Öte yandan İsviçre’de kamusal alanda burka ve peçe yasağı da referandumla kabul edildi. İsviçre’de 7 Mart Pazar günü yapılan referandumla halka açık yerlerde burka ve peçe giyme yasağı yüzde 52’lik oyla kabul edildi. Yaklaşık 5,5 milyon seçmenin olduğu İsviçre’de 2 milyonu aşkın kişi sandık başına giderken; resmi olmayan sonuçlara göre seçmenlerin yüzde 48’i yasağa karşı çıkarken, yüzde 52’si evet dedi. Böylece İsviçre; Fransa, Belçika, Avusturya, Bulgaristan ve Danimarka ardından burkayı yasaklayan ülkeler arasına girdi.

Tartışmalar ardından geçti

İsviçre Halk Partisi’nin (SVP) başını çektiği sağ çevrelerin oluşturduğu "Egerkinger Komitee"nin öncülük ettiği burka yasağına; Yeşiller, Sosyal Demokrat Parti ve aralarında sendikaların olduğu önemli bir kesim de karşı çıkarak, yasağın dini özgürlüklere müdahale anlamına geleceği ve radikalizmi artıracağını savunmuşlardı.

İsviçre Halk Partisi milletvekili ve referandum komisyonu Başkanı Walter Wobmann, "İsviçre'de bizim geleneklerimiz yüzün gösterilmesini gerektirir. Bu bizim temel özgürlüklerimizin işaretidir" açıklaması yapmıştı. Wobmann burkayı siyasi islamın bir simgesi olarak da yorumlamıştı.

İsviçre'de 2009 yılında yapılan bir halk oylamasında camilere de minare yasağı getirilmişti. 2018 yılında yapılan sayımlara göre Müslümanlar, İsviçre'de halkın yüzde 5'ini oluşturuyor.

E-Kimlik’e hayır

Öte yandan referandumda oylanan E Kimlik Yasası’na (Federal Elektronik Kimlik Hizmetleri Yasası) ilişkin ise sandıktan "hayır" çıktı. Resmi olmayan sonuçlara göre halkın yüzde 63.9’u dijital kimlik ve pasaportların yapımı ve kontrolünün özel şirketlere devredilmesine itiraz etti. Hayır çevreleri, söz konusu bilgilerin devlet koruması ve güvencesinde olması gerektiğini, 3. şahıslara yetki devrinin istenmeyen sonuçlar ve sakıncalar yaratacağını savunarak, halkı ikna etmeyi başardı.

Doğrudan demokrasiyle yönetilen İsviçre’de önergeler 100 bin imza toplanması durumunda halk oylamasına sunuluyor ve referandumda onaylanırsa doğrudan yürürlüğe giriyor. 

Y.Ö. POLİTİKA/ZÜRİH