Mafya cenneti Türkiye seçime gidiyor!

Fehim IŞIK yazdı —

  • Çok açık ki bu seçim, aynı zamanda Türkiye'yi mafya cennetine dönüştüren ve onları koruyan, uyuşturucu tacirlerinden elde ettiği gelirle savaşı finanse eden, ortalığı kire bulayan mevcut iktidar ile diğerleri arasında da bir seçim olacak.

AKP-MHP ile birlikte Türkiye uluslararası mafya çetelerinin, uyuşturucu baronlarının odak devletlerinden birine dönüştü. Türkiye aynı zamanda bu çetelerin iç çatışmalarına da sahne oluyor.

16 Ocak'ta Trabzon'da öldürülen 'Rezo Tiflis' lakaplı Gürcistanlı Revaz Lordkipanidze birçok ülkede uyuşturucu ve soygun faaliyetlerini organize eden bir isim. Öldürülen mafya lideri 15 yıl hapiste kaldıktan sonra yüklü bir para ile Türkiye'ye yerleşmişti.

Türkiye'yi mesken tutan ve AKP tarafından Türk vatandaşlığı verilen İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti'yi hatırlıyorsunuz. Hani şu Burhan Kuzu'nun vatandaş yapılması için aracılık ettiği kişi. Sonra Burhan Kuzu'nun koronadan öldüğü açıklandı. Kimse inanmadı. Çünkü Naci Şerifi Zindaşti ile girilen tüm kirli ilişkilerin odak noktasıydı Kuzu. Bu durum deşifre olmuştu. Neyse, bu bir yana. İşte bu Zindaşti'nin şoförü ile kızını öldürmekten aranan İlhan Unğan, 7 Nisan 2019'da, İstanbul'da, bir kafeden çıkarken taranarak öldürüldü.

Öldürülen bir diğer baron da Sedat Peker'in eski iş ortaklarından biri, Azerbaycanlı uyuşturucu taciri Lotu 'Quli' lakaplı Nadir Salifov. Bu Salifov, 21 Ağustos 2020'de Antalya'da bir otelin restaurantında yemek yerken başından silahla vuruldu. Onu vuran yakın korumasıydı. Olay yerinde ölen Nadir Salifov, 2016 yılında bir diğer Azeri mafyası 'Hayalet' lakaplı Rövşen Caniyev'i öldürtmüş, ancak hakkında bir işlem yapılmamıştı. İstanbul'da iç hesaplaşma sonucu öldürülen çete lideri, Fransa'da iki kişiyi öldürtmekten, Rusya'da insan kaçırarak işkence etmekten, Ukrayna'da ise mafya örgütü kurup yönetmekten aranıyordu.

Azerbaycanlı çetelerin Türkiye'deki hesaplaşmaları Nadir Salifov ile sınırlı kalmadı. 28 Ekim 2022'de, bu kez Azerbaycanlı Elnur Gasimov adlı uyuşturucu taciri İstanbul Ataşehir'de suikast sonucu öldürüldü. Öldürülen Elnur Gasimov, Nadir Salifov'u öldüren grubun yöneticilerinden biriydi.

Sırp uyuşturucu mafyasının çete başlarından Jovan Vukotic ise 8 Eylül 2022'de İstanbul Mecidiyeköy'de motosikletli bir grup tarafından gerçekleştirilen suikast sonucu öldürüldü. Bu iç hesaplaşmayı Azerbaycanlı çetelerin birbiriyle hesaplaşması takip etti. 2022 yılının 11 Eylül günü, İstanbul Sarıyer'de bulunan bir alışveriş merkezinde Azeri uyuşturucu çeteleri bir biriyle çatıştı. Bu çatışmadan bir ay sonra 8 Ekim 2022'de ise bu kez İran ve Lübnan kökenli mafya grupları, İstanbul İstinye Park'ta çatıştı. Her iki çatışmada da ölenler ve yaralananlar oldu.

Türkiye'de sadece uluslararası mafya grupları cirit atmıyor. Aynı zamanda Türk mafya grupları da sokakları savaş alanına çevirebiliyor, iktidardaki partiler adına siyasi cinayetler işleyebiliyor.

Türk grupları arasındaki çatışmalardan biri, 16 Ocak günü tüm haber kaynakları tarafından flaş gelişme olarak görüldü. İstanbul'da Haliç köprüsünde uzun namlulu silahlarla bir araç taranmış, çıkan çatışmada 1 kişi ölürken bir kişi de yaralanmıştı. Çatışanların Anucurlar ve Gündoğmuş adlarıyla bilinen mafya grupları olduğu kısa sürede anlaşıldı.

Mafya grupları ve çeteler arasında AKP iktidarının yanı sıra, onun küçük ortağı MHP ile bağlantıları olan çok sayıda grup da var. Bu gruplardan biri geçtiğimiz yılın 30 Aralık günü, Ülkü Ocakları'nın eski genel başkanlarından Sinan Ateş'i öldürmüştü. İstanbul Gülsuyu'nda uyuşturucuya karşı mücadele eden devrimci gençlerden Hasan Ferit Gedik'i 29 Eylül 2013'te katleden Doğukan Çep adlı çete başının, özel harekat mensubu polislerle birlikte organize ettiği cinayetin azmettiricilerinin, Devlet Bahçeli'nin bilgisi dahilinde MHP Genel Merkezi yöneticileri olduğu konuşuluyor. Ucu AKP-MHP iktidarına dayanan bu cinayetin üzerinin örtülmesi için daha ilk günden soruşturmayı yapan savcının değiştirilmesi ve MHP'ye yakınlığıyla bilinen birinin bu soruşturmayı yürütmek üzere görevlendirilmesi katillerin kimliklerini de ele veriyor. Bunun yanı sıra soruşturma alabildiğine gizli bir biçimde yürütülürken ne MHP ne de iktidar kanadı bu konuya ilişkin hala bir açıklama yapmış değil.

Türkiye'nin hal-i pür melali bu. İşte bu ortamda, yani alabildiğine kirlenmiş bir iktidarın varlığında Türkiye yeni bir seçime gidiyor. 14 Mayıs'ta hem cumhurbaşkanı, hem de yeni parlamento üyeleri seçilecek. Çok açık ki bu seçim, aynı zamanda Türkiye'yi mafya cennetine dönüştüren ve onları koruyan, uyuşturucu tacirlerinden elde ettiği gelirle savaşı finanse eden, ortalığı kire bulayan mevcut iktidar ile diğerleri arasında da bir seçim olacak. Hal böyle iken, ne yazık ki hala bunun farkına varmayan azımsanmayacak bir muhalif kesim de var.

Tablo bu! Bu durum karşısında ya ciddi olursunuz ya da ciddi. Başka şansınız yok!..

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.