Mayıs ayında şehitleri anmak

Haberleri —

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın "Benim gizli ruhum gibiydi" dediği Haki Karer’in Şehit düştüğü gün olan 18 Mayıs "Kürdistan Şehitler Günü" oluyor. Her gününde onlarca kahraman şehit bulunan Mayıs ayı da "Kürdistan Şehitler Ayı" oluyor. Şehadetinin otuz dokuzuncu yıldönümünde Özgürlük Hareketinin ilk büyük şehidi olan Haki Karer’i ve şahsında tüm Mayıs şehitlerini ve onlar şahsında da tüm özgürlük ve demokrasi mücadelesi şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz. Amaçlarını başarma sözümüzü bir kez yineliyoruz. 

Bu şehitler günü ve ayında Hareket ve halk olarak kahraman şehitlerimize çok daha yakın olduğumuzu ve anılarının önderliğinde büyük özgürlük yürüyüşümüzü çok daha güçlü olarak sürdürdüğümüzü açıkça ifade ediyoruz. Haki Karer’den Azad Siser ve Çektar Amed’e kadar uzanan ve sayıları on binlerce olan kahraman şehitlerimizin bizi ayakta tutan ve özgürlüğe yürüten temel kuvvetlerimiz olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu temelde şehitlerimize sahip çıkıyor ve her gün yeni şehitler vererek özgürlük mücadelemizi yükseltiyoruz.

Çok iyi biliyoruz ki, Türkiye ve Kürdistan devrimlerinde Mayıs ayı çok önemli bir direniş ayı olarak yer tutuyor. 6 Mayıs 1972 günü Türkiye Devriminin önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan Mamak Cezaevinde idam edilmiş bulunuyor. İbrahim Kaypakkaya ise 18 Mayıs 1973 günü Diyarbakır zindanında işkencede katlediliyor. Söz konusu idamları engellemek için eyleme geçen Mahir Çayan ve arkadaşları ise 30 Mart 1972 günü Kızıldere’de katlediliyor. Yine Sinan Cemgil ve arkadaşları 1972’nin Mayıs ayında Nurhaklarda katlediliyor. Böylece Mayıs Türkiye Devriminin büyük direniş ayı oluyor.

12 Mart 1971 askeri-faşist darbesine karşı Demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan yürüyüşünün böyle başladığını biliyoruz. Yine bu yürüyüşün gerilla direnişi temelinde başlatıldığını da biliyoruz. PKK’nin Kürdistan’daki özgürlük direnişi işte bu başlatılan kahramanca yürüyüşün Kürdistan’da devam ettirilmesi oluyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın önderliksel çıkışı ve yürüyüşü bu temelde gerçekleşiyor. Tamamen söz konusu Mayıs şehitlerinin anılarına sahip çıkmayı ve amaçlarını başarma çabasını ifade ediyor.

İbrahim Kaypakkaya’nın şehadetinden tam dört yıl sonra 18 Mayıs 1977’de PKK kurucularından Haki Karer Antep’te şehit düşüyor. PKK’yi partileştiren ve silah kullanmaya yönelten olayın bu katliam olduğu biliniyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, PKK’nin "Haki Karer’in anısının örgütlenmesi" olduğunu söylüyor. PKK’yi "Şehitler Partisi" olarak tanımlıyor ve şehitlerin PKK kimliği ile yaşadıklarını ifade ediyor. Böylece şehitler öncülüğünde başlayan bu büyük özgürlük yürüyüşü tam otuz dokuz yıldır kesintiye uğramadan devam ediyor.

Artık 18 Mayıs’ın her yıldönümünde özgürlük mücadelesi daha da yükseltiliyor ve bu da yeni şehitlere yol açıyor. 1978 yılının 19 Mayıs günü Halil Çavgun Hilvan’da faşist-polis işbirliğiyle katlediliyor. 1 Mayıs 1982’de Abdulkadir Çubukçu Beyrut’ta İsrail bombardımanı altında şehit düşüyor. 17 Mayıs 1982 günü ise Ferhat Kurtay ve arkadaşlarının direnişi Diyarbakır zindanını aydınlatıyor. Bunlar temelinde Kürdistan özgürlük mücadelesi gerilla direnişi düzeyine yükseliyor. 

Daha gerillanın hazırlık çalışmaları içinde ve ilk adımlarının atıldığı dönemde 2 Mayıs 1983 günü Hilvan ve Siverek direnişlerinin komutanı Mehmet Karasungur ve İbrahim Bilgin Kandil’de şehit düşüyor. 15 Ağustos 1984 gerilla atılımından hemen sonra 1 Mayıs 1985’de ise Ramazan Kaplan ve grubu Garzan’da çatışarak şehadete ulaşıyor. Artık her Mayıs ayı ve Mayıs ayının her günü daha büyük direnişlerin yaşandığı ve çok sayıda şehitlerin verildiği bir gerçekliğe kavuşuyor.

Bazı dönüm noktalarını oluşturan direnişleri şöyle ifade etmek mümkündür: 11 Mayıs 1992 günü Ozan Mizgin Tatvan’da kahramanca direnerek şehit düşüyor. 2007 Yılının Mayıs ayında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı savunma direnişinde fedai eylem yapan Erdal Ankara’da, 9 Mayıs 2009 günü Şirin Elemhuli ve arkadaşları idam edilerek İran’da şehit düşüyor. 2012 direnişinin fitilini ateşleyen büyük fedai militanlar Eriş ve Andok ise 27 Mayıs günü Kayseri’de şehadete ulaşıyor.

Kahramanca direnme geleneğini ve çizgisini devam ettiren Kürdistan özgürlük mücadelesi belli ki otuz dokuzuncu şehitler yılında da büyük direnmeye ve şehitler vermeye devam ediyor. DAİŞ faşizmine karşı Rojava Kürdistan’da ve Şengal’de yürütülen kahramanca direniş içinde onlarca ve yüzlerce kahraman şehit veriliyor. Arin Mirkan’ların ve Rubar Kamışlo’ların izinden yürüyen Kürdistan özgürlük güçleri büyük şehitler vermeyi sürdürüyor.

Kuşkusuz otuz dokuzuncu şehitler yılının en büyük direnişi Cizre ve Sur direnişleri oluyor. Dolayısıyla Cizre ve Sur direnişlerini yaratan kahraman şehitlerimiz özgürlük tarihimize altın harflerle geçmiş bulunuyor. Seyit Rıza’ların, İbrahim Kaypakkaya’ların, Kemal Pir’lerin ve Ali Çiçek’lerin diz çökmeyen ardılları olan Botan’lar, Gelhat’lar, Neval’ler, Berfin’ler, Çiyager’ler, Zamani’ler, Seve’ler ve Ruken’ler Kürt gençliğinin ve Kürdistan gerillasının kızıl çiçekleri olurken, Mehmet Tunç’lar, Asya Yüksel’ler ve Pakize Nayır’lar da Kürt halkının yüz akları ve gurur kaynakları olmuşlardır. 

Gerçektende büyük Cizre direnişinin ölümsüz halk önderleri Mehmet Tunç ve Asya Yüksel hiçbir zaman unutulmayacak ve Kürt halkı var oldukça her zaman gururla anılacaklardır. Onlar Pakize Nayır’la birlikte Halk Meclislerinin sembolü olmuşlar ve meclisler temelinde demokratik toplum örgütlülüğünün geliştirilebileceğini ve halkımızın kendi kendini yönetebileceğini dost-düşman herkese göstermişlerdir. Halkımız bu yiğit evlatlarına olan vefa borcunu meclis ve komüne dayalı demokratik ulus inşasını hızla gerçekleştirerek ödeyecektir.

Şimdi kırkıncı şehitler yılına da başta Şırnak ve Nusaybin direnişleri olmak üzere kahramanca süren demokratik özerklik devrimi içinde girilmektedir. Kırkıncı şehitler ayı olan bu Mayıs’ın her gününde de büyük şehitler verilmektedir. Özellikle 2 Mayıs günü Lice’de şehit düşen Azad Siser ve Çektar Amed, kırkıncı şehitler yılında özgürlük mücadelesinin yolunu aydınlatmaktadır. Sur direnişinde de büyük emekleri ve katkıları olan bu büyük kahramanlar, içinde bulunduğumuz mücadele sürecinde direnişin nasıl yürütülmesi gerektiğini hepimize göstermişlerdir. 

Şehit vermek bir halk için, bir hareket için çok önemlidir. Şehitler mücadelenin kanıtları ve dönülmezleri, halkın ruh ve irade bütünlüğünün yaratıcılarıdırlar. Uğrunda şehit verilemeyen toprak parçası vatan olamayacağı gibi, bağrından kahraman şehitler çıkaramayan bir toplum da halk ve ulus haline gelemez. Şehit veremeyen bir davanın ve hareketin ise başarısı ve kalıcılığı olamaz. Dolayısıyla Haki Karer’le başlayan şehitler ordusu Kürt halkının ve Özgürlük Hareketimizin her şeyidir. Birer önderlik gerçekleşmesi olarak geçmişi, bugünü ve geleceği ifade etmektedir.

Bu nedenle halklar ve hareketler açısından şehitleri doğru anlamak ve sahiplenmek çok önemlidir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan "Yaşayan gerçekler" olarak ifade etmiş ve şehitlerin komutasında yaşandığını ve yüründüğünü belirtmiştir. Kürt halkı da kahraman şehitlerini bu temelde anlayıp sahiplenerek bugüne kadar gelebilmiştir. Her zaman ihtiyaç duyduğu gücü şehitlerinde bulmuştur. 

Bu şehitler ayında da her gün şehitlikleri ziyaret ederek, anma toplantıları ve etkinlikler düzenleyerek, şehitlerin mücadelesi üzeri yoğunlaşarak onları daha doğru anlamaya ve özümsemeye çalışacak ve şehitler çizgisinde gerçek bir özeleştiri vererek kendisini yenileyip büyük devrimci hamleye yürüyecektir. Kırkıncı şehitler yılının zaferini bu temelde yaratacaktır. Çünkü Şehitleri doğru anlamak ve uygulamak zaferin garantisidir. 

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.