Mekap bir dünya görüşüdür

Haberleri —


Bazı şiirlerin bazı yaşları beklediği gibi bazı tanışmalar da bazı zamanları bekler. Kişisel tanışmalarımız ve hatıralarımız bir yana, "mekap"ın tarih sahnesine çıkması gerilla mücadelesiyle koşuttur. Devletin her daim ayrı, "gerilladağmekap"ın her daim bitişik yazılması, gerillalardan "mekaplılar" diye bahsedilmesi dağların tabiatına uygun. Mekapla "sıcak temas" ettiğimiz günlerde sıcak, "dağ", "gerilla", "mekap" sözcüklerinin yeniden tarih sahnesine çıkararak yeniden anlamlanması "diyalektik rastlantı" değil. Eskisiyle kıyaslanmayacak yeni meşruiyet ve yeni anlam dünyası içinde "mekap" da görsel, işitsel bir imge olarak kapsam alanını genişletti.
Öte yandan her anlamın kendi müjdesi kadar kendi tehlikesini yaratması nedeniyle mekap egemenler için "terörist" bir ayakkabıdır, çağrışımları ise külliyen vatana, millete zararlıdır. Çünkü mekap fabrikada durduğu gibi durmamaktadır gerillaların ayaklarında. Türkiye’nin tek mekap üreticisi Necati Gökhan Aslan'ın başbakanlığa gönderdiği mektupta; mekap üretilmediğinde "terör" bitecekse tereddütsüz üretimi durduracaklarını "arz" etmesi", böylece "PKK ayakkabısı imajının" tarihe karışarak "nostalji" olarak kalacağını söylemesi mekapı "ayakkabı" sanmasıyla ilgili bir yanılsama.
Mekap, ayakkabıdan fazla bir şeydir; bir dünya görüşüdür mekap. Seçilmiş bir ayakkabı olan mekapın gerillaya yâr olması, kullanım değeriyle de ilgilidir, lakin mekap zamanla anlamını katlayarak yeni imgeye dönüşürek özgürlük sembolü haline gelir. Bir masal objesi olarak "dağ masallarına" dahil olan mekap, gerillalara, "Beni ayaklandır" diye seslenir, gerilla da ona, "ayaklandım" diye karşılık verir böylece birlikte ayaklanırlar. Heval Selahattin'in (Demirtaş) gerillanın "sınırdışına!" çekilmesiyle ilgili söylediği "Şu an bildiğimiz tek yöntem ‘mekap’ yöntemi, yani yürüyerek çıkarlar" cümlesi de mekap masalına dahildir. Yerinde duramayan dağ-bayır, çarşı-pazar gezen nesneler zamanla gündelik hayatı da aşılarlar. Kızıltepe'li esnafın tereddüt eden müşteriye "Abi, gerilla bu ayakkabıyı yıllarca giydi bir şey olmadı" diyerek mekabı gerilla üzerinden güzellemesi de dağ masalına dahildir.
Bir mekapın ömrünün kaç yıl olduğunu, ölünce/öldürülünce nereye gömüldüğünü bilemiyorum ama bir mekabın hatırının ve hatırasının çok uzun olduğu kesin. Kışın güneşin yatay ışıklarından sonra, ilk baharda güneşin dikey ışıkları nedeniyle ilk çiçeklerin sarı açması doğanın diyalektiğiyse, mekapın eskidiği ya da öldüğü anda sarısından yeniden açıp doğması da dağların diyalektiğidir.
"Dost başa bakar, düşman ayağa..." meselindeki "baş" yukarı, "ayak" ise aşağı anlamındadır. Eski zamanlarda yürekte olan her şey insanın gözüne vurduğundan onun gözüne bakarak yalan veya doğru konuştuğu anlaşılırmış. Mekabın tarihteki yeni rolüyle birlikte, dost hem başa/göze hem de aşağıya/ayaklara bakmasından doğal ne olabilir?
Devrimin sadece alkışla olmadığını, yanlış alkışla hiç olmadığını biliyorsak da, bütün alkışlar mekapa, dememiz için yeterli delilimiz var. Çünkü "sarı" olmak kolay değil, "Mekap" olmak hiç kolay değil.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.