Mikro ve makrokosmos arasında bir anlatı evreni
Forum Haberleri —

- Kürdistan Özgürlük Hareketi artık sadece bir örgüt değil, çok katmanlı bir anlatının, çok coğrafyalı bir hikâyenin ve çok dilli bir mitolojinin merkezinde yer alan bir form halini almıştır. “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın yedi düvelde yankı bulması da yeniden üretilen bu temsilin güncel bir sağlaması olmuştur.
ARİF KOÇGİRİ
Kürdistan Özgürlük Hareketi’ni bugünün dünyasında yalnızca silahlı bir örgüt ya da dar anlamıyla bir güvenlik tehdidi olarak ele almak, yaşanan gerçekliği eksik ve yüzeysel okumak anlamına gelir. Zira Kürdistan Özgürlük Hareketi zaman içinde sadece militanlardan, silahlardan ve askeri eylemlerden ibaret bir yapı olmaktan çıkmış; çok katmanlı, çok aktörlü ve çok coğrafyalı bir anlatının merkezine yerleşmiştir. Bu anlatı, hem bölgesel hem küresel ölçekte "Kürtlük" adına üretilen kolektif bir hafızayı besleyen dinamik bir yapı halini almıştır.
Tam da bu noktada, Kürdistan Özgürlük Hareketi'ni anlamak için Pr. Dr. Hamit Bozarslan’dan ödünç alabileceğimiz iki kavram bize önemli bir analiz imkânı sunuyor: Mikrokozmos ve makrokozmos. Bu iki düzey, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin hem örgütsel çekirdeğini hem de etrafında oluşan geniş yerel ve küresel dalga boylarını anlamanın anahtarlarını verir.
Mikrokozmos: Çekirdek yapı ve organik bağlar
Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin mikrokozmosu, merkezinde liderliğin olduğu çekirdek yapıyı ve doğrudan örgütsel ilişki ağıyla tanımlanan, organik ve yakın bağlar üzerinden inşa edilmiş ilk çemberi anlatır. Dağlardaki askeri yapıdan şehirdeki milis ağlarına, Kürdistandan’ki yurtsever tabandan, diasporadaki organizasyonlarından, legal siyasi uzantılara kadar bu çekirdek yapı, örgütün ideolojisini taşıyan, üreten ve yeniden üreten bir alan olarak işler.
Burada aidiyet duygusu yüksektir; ideolojik disiplin, örgütsel hiyerarşi ve eylemsel bağlılık ön plandadır. Mikrokozmosun aktörleri için Kürdistan Özgürlük Hareketi bir yapıdan çok; bir kimlik, bir hayat tarzı ve bir aidiyet alanıdır. Örgütün sürekliliği büyük ölçüde bu çekirdeğin dinamiğine, üretkenliğine ve disiplinine dayanır.
Makrokozmos: Anlatının yayılım alanı ve küresel hafıza üretimi
Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin etrafında ise doğrudan örgütsel bağa sahip olmayan ama dolaylı yoldan bu varlığı besleyen, meşrulaştıran ve yeniden üreten çok daha geniş bir hinterlant oluşmuştur. Bozarslan’ın tarif ettiği bu makrokozmos, bir tür anlatı halkası işlevi görür, örgütün fiziksel sınırlarını aşan bir sembol alanı yaratır.
Makrokozmosun aktörleri işin doğası gereği çokludurlar. BBC, CNN, The Guardian, Le Monde gibi uluslararası medya organları başta olmak üzere, Suriye İç Savaşı sonrasında Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin bizzat kendisini ve etkilenen yapıları “IŞİD’e karşı savaşan direnişçiler” şeklinde ele alarak küresel bir sempati üretmiştir. Bu söylem, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin anlatısını dünya kamuoyuna kahramanlık ve özgürlük mücadelesi formuna taşımıştır.
Avrupa’dan, uzak Asya’ya kadar birçok akademik çevre, Kürt meselesi üzerine çalışan sosyal bilimciler ve aktivist akademisyenler, Öcalan külliyatına ve Kürdistan Özgürlük Hareketi anlatısına doğrudan ya da dolaylı biçimde katkı sunar. Burada Kürdistan Özgürlük Hareketi, halkların özgürlük hakkı, demokrasi mücadelesi, kimlik siyaseti ve sömürgecilik karşıtı mücadeleler bağlamında ele alınarak evrensel bir mücadele örneğine dönüştürülür.
Kadın özgürlük hareketleri, ekolojist ağlar, anarşist kolektifler, uluslararası aktivist akademisyenler Öcalan’ın özellikle kadın özgürlükçü söylemini, Demokratik Modernite ve Ekolojik-Demokratik Toplum vizyonunu sahiplenir. Bu noktada “Jin Jiyan Azadî” sloganı, yalnızca Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin ideolojik bir sloganı olmaktan çıkmış; küresel kadın özgürlük arayışlarının ilham kaynağı haline gelmiştir. İran’daki Mahsa Amini protestolarından Latin Amerika’daki kadın yürüyüşlerine kadar bu slogan, Kürdistan Özgürlük Hareketi anlatısını aşan, evrensel bir direniş dili üretmiştir.
Makrokozmosun en güçlü yeniden üretim alanlarını kültür, sanat, edebiyat, eğitim kurumları oluşturur. Bu alanların ulaşıp etkisi altına aldığı bir diğer kesim direkt sokaktır, siyasetten doğrudan uzak, ancak popüler kültürden sosyal medyaya kadar uzanan gündelik mecralarda bu anlatıyı tekrar eden bireylerdir. Bir konser alanında, futbol tribünlerinde, bir sosyal medya paylaşımında ya da bir festivalde, “Jin Jiyan Azadî” sloganını kullanan bireyler, çoğu zaman Kürdistan Özgürlük Hareketi'ne dair derin bir politik bilgiye sahip olmasalar da, bu hafızanın dolaşımını güçlendirirler.
Makrokozmosun işlevi: Anlatı kalkanı
Bugün Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin küresel varlığı artık sadece dağlardaki askeri güçle ölçülemez. Berlin’de bir akademik panelde, Hindistan’da bir kadın yürüyüşünde, Londra’da Kürt film festivalinde, Japonya’da Kürtçe konserde , New York’taki bir insan hakları etkinliğinde ya da Viyana’daki Avrupalı Halklar Toplantısı’nda Öcalan'ın ve Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin dolaylı ve direkt temsilleri yeniden üretilir.
Bu nedenle makrokozmos, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin varlığını yalnızca sahadaki eylemlerle değil, anlatılar, semboller ve temsiller üzerinden sürdüren bir hafıza alanıdır. Bu alan, Kürdistan Özgürlük Hareketi için adeta görünmez bir kalkan işlevi görür, küresel bir hak arayışının doğal parçası olarak göstererek meşruiyetini güçlendirir.
Kürdistan Özgürlük Hareketi artık sadece bir örgüt değil, çok katmanlı bir anlatının, çok coğrafyalı bir hikâyenin ve çok dilli bir mitolojinin merkezinde yer alan bir form halini almıştır. Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın yedi düvelde yankı bulması da yeniden üretilen bu temsilin güncel bir sağlaması olmuştur. Bugün bu formun etkisi, yalnızca çatışma alanlarında değil, küresel kamuoyunun bilinçaltında, hafızasında ve gündelik yaşam pratiklerinde de karşılık bulmaktadır.
Öcalan’ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nı bu minvalde bir kez daha duymak yararlı olacaktır. Çağrı, merkez ve periferileriyle yine Öcalan’ın kendi tanımıyla "helezonvari sonsuzluğa yükseliş şeklinde" oluşmuş bu toplumsal mücadele evreninde bir yok oluşun değil, yeni bir sıçrayışın kıvılcımı niteliğindedir.