‘Milli ve yerli’ katliamcılar birleşin!

Sevda ve Eylem yoldaşların anısına
Bugün 2 Temmuz Madımak Katliamının yıldönümü. Devletin, politik İslamcıların ve ülkücü faşistlerin katliamlarına karşı “bir daha asla” şiarını geniş kitlelerin özümsemesi için yazmayı ve faşizme karşı eylemi süreklileştirmek gerekir.
2 Temmuz, bugün Suruç’la, 10 Ekim’le, linçlerle, Lice’yi yeniden yakmayla, Kürdistan’da soykırımcı ‘Çökertme Planı’yla devam ediyor. Bu nedenle 2 Temmuz Sivas Katliamına karşı mücadele Erdoğan-generaller çetesinin bu acımasız kitle katliamlarına karşı mücadelede somutlaşıyor.
Erdoğan faşizmi, Çöktürme Planı’nıyla, Kürt halkımıza karşı soykırımcı, Kürt Özgürlük Hareketi ve Devrimci Hareketi yoketme/tasfiye saldırısı başlattı. Sürekli kitlesel katliamları ve Kürt kentlerini yoketmeyi bu saldırının temel biçimleri haline getirdi.
Erdoğan’ın birinci müttefiği generaller. ABD’ci ve Ergenekoncu generaller Kürtleri ve devrimcileri yoketmede Erdoğan’la sımsıkı faşist birlik kurdular.
Emperyalistler destek verdi. IŞİD-Nusra-Ahraru Şam ve diğer bilimum politik İslamcı çeteler, desteklendi ve destek verdi.
Fakat, Suriye gerici iç savaşı başarıyı yakalayamayınca Batılı emperyalistler makas değiştirdi. Erdoğan daha sıkı müttefikleri Suudi ve Katar monarklarıyla Rojava Devrimi’ne karşı ve Suriye gerici iç savaşında silahlı İslamcı çeteleri savaştırmaya devam etti.
Erdoğan bu çeteleri örgütleyip onlara kanlı katliamlar yaptırırken generaller de bu saldırganlığın ortağıydı. Dahası Rojava Devrimi’ni ezmede biri birleriyle yarıştılar. Generallerin yalakası Perinçek bu yılın Şubat ayında “Asker Cerablus’u almanın planlarını yapmış hazır bekliyordu, Rus uçağının düşürülmesi buna engel oldu” diye yakındı.
Oysa Rusya Suriye iç savaşında aktif olunca zaten Erdoğan ve generallerin Rojava’ya girme koşulları tümden ortadan kalkmıştı. Rus uçağını düşürmek de Suriye’ye asker sokamamanın öfkesiydi.
Erdoğan, generaller, Ergenekoncular, ulusalcılar, onların destekçisi MHP ve hatta CHP, soykırımcı ve katliamcı saldırı stratejisinde birleşmiş durumdalar. Kürt Özgürlük Hareketini, Devrimci ve Demokratik Hareketi bitirmek istiyorlar.
Bu uğursuz faşist amaçla bağlı olarak “bu da olmaz” dediğimiz kitlesel katliamları ve Kürt kentlerindeki kitlesel vahşeti bize yaşatıyorlar.
Hepsinin son olarak birleştikleri argüman “millilik ve yerlilik”.
Bu kaba demagoglar “millilik ve yerlilik”le, sözümona emperyalizme karşı olduklarını gösterip sağ vuracaklar. Sokaktaki sıradan insanı adatmayı ve eli kanlı faşizmin destekçisi yapmayı hedefleyen bu kaba yalan, burjuva kliklerin faşizme, haksız savaşlara, boğazlaşmalara geçerken ve antikomünizmde kullanageldikleri argüman. “Milli birlik”, “devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü” toplumsal destek sağlamada devamlı kullanılan demagojik araç.
Oysa Türk burjuvazisi halklarımızın emek gücünü talan ederek, iş cinayetleriyle kanlı birikimi de buna ekleyerek palazlanmaya devam eden bir hayli de irileşmiş bir sınıf.
Dünya tekellerine ucuz işgücü sömürüsüyle eklemlenen ve bölge pazarlarından büyükçe lokmaları kasasına götüren bir burjuvazi.
Bu burjuvazinin değişik klikleri, “milli ve yerlilikle” en ilkel koşulları dayatarak emeğimizi sömürdükleri için, Kürdü de -sömürmekle kalmıyor- bütün ulusal demokratik haklarını gaspettiği sömürgeci boyunduruk altında tutuyor. Aleviyi de haklarından yoksun Sünni boyunduruk altında tutuyor. Pogrom hedefi gösterip Sünnilikten faşizan linççi kitle devşiriyor.
Diktatör Erdoğan’ın jöleli danışmanı Bulut geçmişte Erdoğan düşmanı bir milliyetçiyken “ben milletimin emperyalist büyük güce dönüşmesini istiyorum” diyen biriydi. Bugün İslamcı orijinli Erdoğan’ın emir eriyse tam da bu nedenledir.
Generaller, Ergenekoncular ve Perinçek düşmanlıktan Erdoğan’ın ateşli destekçisine dönüştülerse tam da irileşen “milli ve yerli burjuvaziyi” sıçratmak ortak amacı bunları birleştirdi. Bölgede hegamon bir devlet katına sıçratmak hedefi bunları katliamlar sofrasında ve dış macera akıncılığında birleştiriyor.
Erdoğan bunu bölge hükümetlerinin Müslüman Kardeşlerin eline geçeceği, geçemeyen Suriye ve Irak’ta da savaş yoluyla ele geçireceği yeni Osmanlıcılık hayaliyle yapmaya çalıştı. Çakıldı ama sürdürüyor. Diğerleri milliyetçilikle yapmaya çalışıyor.
En pişkin demagog milliyetçi Perinçek, “Mehmetçik vurdukça,... Türk milletini birleştiriyor. Mehmetçik vurdukça, bölücü ve mezhepçi terör zayıflıyor.”(11 Haziran Aydınlık) sevinç çığlığıyla Kürt halkımıza soykırımcı vahşeti kutsuyor. Alevi halkımızı da “mezhepçi terörizm”le suçlayıp gözdağı veriyor. Mehmetçikten kastının ne olduğunu da açıklıyor: “Türk Silahlı Kuvvetleri, Polis ve Köy Korucularıdır. Hepsi de Mehmetçiktir”(agy).
İrileşen ve bölge pazarından büyükçe pay almaya çalışan bu burjuvazinin, içte ve bölgedeki tüm ezilenlere karşı kirli savaş gücü olan militarizmi ve yaptığı kan banyosunu kutsuyor.
Aynı Perinçek, Atatürk Havalimanı’nda katliam yapan IŞİD’çileri Kobanê günlerinde övmüşken, şimdi de sosyal medyada ‘Rusya ile anlaşma yapmışken ABD’nin yaptırdığı’ iş olarak katliamı gösterdi, kafa karıştırmaya çalıştı. Reisi Erdoğan da “dünyanın herhangi bir ülkesinde ve kentinde olabilir” diyerek katliamcılarla suç ortaklığını hafifletmeye çalıştıktan sonra köprü açılış şenliği düzenledi. Lice’de yeni bir Cizre ve Şırnak vahşeti üzerine yoğunlaştı. Diyarbakır’dan kaldırdığı uçaklarla IŞİD’le savaşan Kürt Özgürlük Hareketi mevzilerini yoğun hava bombardımanına tuttu.
Kürde, Aleviye, devrimciye, ezilene, sıradan halka katliamda- kimisi eski düşman- bütün bu Türkçü ve İslamcıları birleştiren Türk burjuvazisini sıçratma çıkarı ve hevesidir. “Milli ve yerlilik” etiketi bu kanlı çıkarcılığın faşist yüzünü yıkayamaz, yıkamamalıdır.
Perinçek’in “Mehmetçik vurdukça, Batı Asya birleşiyor” (agy) atışına gelince. Boşuna sevinmesin, birleşenlerden biri de siyonist İsrail devletidir. Burjuva devletler çıkar çatışmasını esas alırlar, birleşmeyi değil. Somutta birleşenler İran-Türk sömürgecileridir o da Kürde karşı. Perinçek ve İran buna Esad’ı dahil etmek istiyor.
Emperyalizmle benzer nitelikteki “milli ve yerli” devletlerin birliği de, çıkar ve katliam üzerinedir.
Bütün “milli ve yerli” katliamcılara karşı ezilenlerin yoldaşça birliği mutlaka kurulacaktır.
