MKM rolünü oynamaya devam edecek
Forum Haberleri —

.
- MKM’nin kimliği ve Kürt halkının oluşmasında, uyanış ve ruh kazanmasında oynadığı rol nedeniyle onu hedef alıyorlar. Ama devrimci sanatçılar kendilerini mekanlara ve olanaklara bağlayamazlar. Dün nasıl ki, bütün zorluk ve yokluklara rağmen kültür ve sanat çalışması yürütülmüşse şimdi zengin bir deneyim ve birikimle daha iyisi yapılacaktır.
Zeki AKIL
Haberlerden MKM’nin mekanına bir biçimiyle el konulduğunu öğrendik. Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) çıkarıldığı yeri uzun bir süre için kiralamıştı. Kira süresi bitmediği halde devletin müdahalesiyle boşaltıldı. Devleti yönetenler İstanbul gibi büyük bir şehirde bir mekanı Kürtlerin kültürel çalışmaları için rahatsızlık unsuru olarak görüyor. Yeri geldiğinde Kürtlerle bir sorunumuz yok, kardeşiz vb edebiyatı yapıyorlar. Ancak pratikte Kürtlere ait ne varsa hedefliyorlar ve ortadan kaldırmak istiyorlar. İstanbul’da tarikatlar cirit atarken, hükümet onlara milyonlar akıtırken Kürtlerin kirasını ödediği bir binada kalmalarına bile tahammül edilmiyor.
İstiklal Caddesi ve Beyoğlu’nun önemli bir kısmı Rumların mülküdür. 5-6 Eylül pogromunda Rumları oralardan temizlediler. Kaçanlar kaçtı, mülkleri de yağmalandı. Böyle bir yerde Kürtlerin bir mekanda barınmasına ve kültür çalışmasını yürütmesine tahammül edemiyorlar.
MKM’nin kimliği ve Kürt halkının oluşmasında, uyanış ve ruh kazanmasında oynadığı rol nedeniyle onu hedef alıyorlar. Kürtler amansız bir inkar ve asimilasyon kıskacında yok oluşa doğru gidiyorlardı. Bu sürece Öder Apo düşünce ve örgüt çalışmasıyla müdahale etti. Devlet buna 12 Eylül darbesiyle karşılık verdi. Kürtlerde ortaya çıkan canlanma ve var olma işaretleri onları çılgına çevirdi. Karanlık ve bitirme stratejisine gerilla hareketiyle tekrar müdahale edildi. Siyasi, örgütsel ve askeri müdahalelerle Kürt halkında inanç ve umut yaratıldı. Ancak çalışmalar devrimci ve yurtsever bir kültürün yaratılması sağlanmadan başarıya ulaşamazdı. Ruh, beğeni ölçüleri yaratma ve sömürgecilerin kültür alanındaki talanına dur demek için kültürel çalışmalar çok önemlidir. Siyaset ve askeri çalışmalar halkı ayakta tutar ama onun içini dolduran ve ona ruh katan da yaratacağı kültürdür.
Kültür ve sanat cephesinden sömürgeciliğe ve asimilasyona karşı durulmazsa salt siyasi ve askeri başarılarla demokratik bir ulus yaratılamaz. Devrim siyasi olarak başarıya ulaşsa bile kendi kültürünü oluşturamazsa sonunda kaybeder ve tasfiye olur. Bu açıdan kültür cephesi mücadelenin en önemli cephesidir. Bu cephenin en önemli ayağını da zor yıllarda MKM oluşturdu. MKM ilk ve öncü kültür cephesi olarak tanımlanabilir. Binlerce genç insan orada eğitim gördü. Çeşitli sanat alanında kendisini yetiştirdi. Bu çalışmaların ötesinde sadece varlığı ve duruşuyla önemli bir direniş odağı oldu. Bütün baskı ve yönelimlere rağmen devrimci, direnişçi kimliğini korudu.
Bir döneme damgasını vuran ve bugün Kürdistan’ın birçok yerinde örgütlenen, yayılan kültürel çalışmalar MKM’nin temeli üzerinde yükseldi. 1990’larda MKM büyük bir rol oynadı. Orada bilinç ve ruh kazanan birçok insan yönünü özgürlük dağlarına çevirdi, büyük şehitleri oldu. Devrimin yükselişi kültürel çalışmaların önünü açtığı gibi kültürel çalışma ve uyanış da devrimi yükseltti.
Kürdistan’daki örgütsel ve siyasal gelişme Kürtlerin ulusal ve yurtsever bilinci ve kültürü üzerinde yükselmedi. Tersine siyasi ve örgütsel gelişmeler kültürel çalışmanın önünü açmıştır. Bu gerçeği tekrar da olsa bilmemizde yarar vardır. Şimdi Kürtçe kitaplar yazılıyor, yaygın olmasa da bir okuyucu kitle oluştu. Uzun yıllar süren direniş ve devrimci bir kültür ve uyanış yaratılmasıydı kim Kürtçe yazacak ve okuyucusunu bulacaktı? Bu açıdan kültür cephesinde emek veren, militanca çalışan insanları unutmamak gerekir.
MKM’nin bir ekol oluşturduğunu belirtebiliriz. Bugün birçok çalışanı farklı yerlerde olabilir. Savrulan ve sürece ayak uydurmayanlar çıkabilir. Bu, bütün devrimlerde görülebilecek durumlardır. Ancak kendi kültürünü içselleştiren, sömürgeciliği ve yaşam tarzını reddedenler yürüyüşünü sürdürüyor. Düşenleriyle kalanlarıyla devrimin bir döneminde MKM’nin önemli bir oynadığını belirterek hakkını teslim edelim.
MKM’nin görevi bitti mi, artık tarihe mi karıştı? Hayır. Sadece devletin Kürt karşıtlığı ve oyunlarıyla çalışmalarını yürüttüğü mekanlarından oldular. Devrimin mekanı bütün toplumdur, ülkenin her yeridir. Devrimci sanatçılar kendilerini mekanlara ve olanaklara bağlayamazlar. Dün nasıl ki, bütün zorluk ve yokluklara rağmen kültür ve sanat çalışması yürütülmüşse şimdi zengin bir deneyim ve birikimle daha iyisi yapılacaktır. Devrimi benimsemiş ve inkara karşı duruşu olan sanatçıların militan bir ruhla çalışacaklarına inanmak gerekir. Sanatı ve sanatçısı, demokratik bir kültürü olmayan bir halkın geleceği olmaz. Bu bilinçle kültür cephesini bir devrim alanı olarak gören ve tarihine yaraşır biçimde rolünü oynayacağına inandığımız MKM çalışanlarına başarılar diliyoruz.







