Muhalefet muhalefet olmalı

Forum Haberleri —

Altılı masa

Altılı masa

  • Hem Erdoğan’dan, 'diktatörlükten kurtulalım' diyor hem de onu göndermeyi garantileyen 'HDP’ye hayır' diyor. Bu, pratikte bir dönem daha 'Erdoğan’la yürüyelim' anlamına geliyor.

ZEKİ AKIL

Türkiye artık seçim sürecine girdi. AKP-MHP iktidarı bir süredir buna hazırlanıyordu. Rusya’dan ve Arap ülkelerinden para bulma, maaşlara zam yaparak enflasyon yükü altında ezilen halka bir süreliğine de olsa olumlu bir hava pompalama işine giriştiler. Özellikle HDP’yi hedefleyerek işlevsiz bırakma politikasını sistemli biçimde sürdürdüler. Anayasa Mahkemesi’ni de bunun için etkili bir araç olarak kullandılar. HDP’yi düşman kategorisine koyarak muhalefet partilerinin onunla ilişki kurmasını, geniş bir cephenin kurulmasını engellemeye çalıştılar. Kısacası uzun bir süredir seçimler için faşist iktidar planlı bir çevre temizliği operasyonunu sürdürdü.

Muhalefet partileri 'Altılı Masa' adı altında birliğini ve çalışmasını sürdürdü. İktidar bloku bu birliği dağıtmak için çok uğraştı. Ancak dağıtamadı. Ama HDP’yle ortaklaşmasını engellemede başarılı oldu. Herkesin kabul ettiği bir gerçek var ki, HDP olmadan muhalefetin seçimi kazanması çok zor. Milyonlarca oyu var. Ayrıca HDP’nin bir misyonu var ve etkili, bilinçli, örgütlü bir kitlesi var. HDP’nin ittifaka katılmasıyla ortaya çıkacak sinerjiyle AKP-MHP iktidarı etkisini yitirecekti. Böyle bir birlik gerçek anlamda Türkiye’de bütün kesimlerin buluşmasıyla gerçek bir toplumsal muhalefet kimliği kazanacaktı. Çünkü HDP sadece Kürtlerden oluşmuyor. Türkiye sol, sosyalist ve demokratik birikiminin önemli bir kesimini de içinde barındırıyor. Bu yönüyle muhalefetin demokratik karakterinin güvencesi de oluşacaktı.

HDP’nin içinde yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı Türkiye’nin geleceğini temsil eden bir birliktir. Türkiye’nin geleceği AKP-MHP faşizminde değildir. Millet İttifakı’da bu kimliği temsil etmiyor. Çünkü İyi Parti eliyle gerici, milliyetçi ayak etkili kılınmaya çalışılıyor. Millet İttifakı bir biçimde devletin ipine daha sıkı bağlanıyor. Ayrıca CHP ve İyi Parti dışında diğer partilerin toplamı HDP kadar oya ulaşamıyor. Seçimlerde oy oranları da önemlidir. Nihayetinde rakamlar sonucu belirleyecek. Akşener, HDP olmadan seçimi kazanamayacaklarını bile bile neden onu dışarıda bırakıyor? Hem Erdoğan’dan, 'diktatörlükten kurtulalım' diyor hem de onu göndermeyi garantileyen 'HDP’ye hayır' diyor. Bu, pratikte bir dönem daha 'Erdoğan’la yürüyelim' anlamına geliyor. Bu da diğer muhalefet partilerinin çabasını, emeklerini ve arayışlarını boşa çıkarma anlamına gelir. Yani Altılı Masa’da Truva Atı rolünü oynuyor.

Cumhur İttifakı ya da AKP-MHP iktidarı ki, bunlara Doğu Perinçek ve Ergenekon gibi karanlık güçler de dahildir, bunların dışında devletin kendisi de Cumhur İttifakı’ndadır. Millet ittifakı ve Emek ve Özgürlük blokunun karşısında sadece Cumhur İttifakı yoktur. Onlara karşı devlet de seçime giriyor. Unutmayalım, Erdoğan devleti de yanına alarak seçime gidiyor. Hazine, istihbarat, mahkemeler, diyanet, basın ve bilumum kurumlar onların emrindedir. Erdoğan için iktidar, ölüm kalım sorunudur. İktidarı yitiren Erdoğan her şeyini yitirir. Bunun için yapmayacağı kötülük, başvurmadık hile ve komplo yoktur.

Erdoğan muhalefetin yumuşak karnını biliyor. Bu açıdan sürekli oradan yükleniyor. Muhalefet, Kürtler’e karşı yürütülen savaşa, çiğnenen insan hakları ve hukuk kurallarına sessiz kaldı. Erdoğan ve Bahçeli, HDP’yi PKK olarak lanse etti. Öyle ki, CHP ve Millet İttifakı’nı PKK’yle ortaklıkla itham etti. Kürt düşmanlığını, Suriye ve Irak işgalini, milyonlarca Kürt’ün ezilmesini, topraklarından edilmesini PKK adı altında gösterip milliyetçiliği ve ırkçılığı körükledi. CHP ve diğer muhalefet partileri bu gerçeklerle yüzleşmekten sürekli kaçtı. Bu da Erdoğan’ın onları köşeye sıkıştırmasına ve etkili muhalefet yapmalarını engellemeye hizmet etti.

Enflasyon halkı eziyor. Yoksulluk ve işsizlik artıyor. Devlet, mafya ve çeteler iç içe geçmiş. Siyasi cinayetler işleniyor. Muhalefet bunları dillendiriyor. Ancak savaşta ölen binlerce askerin ve kaynakların savaşa harcanmasına değinmiyor. Türkiye gibi kaynakları bol ve genç nüfusu fazla olan bir ülke neden dünyada enflasyonu en yüksek olan ülkelerden birisidir diye sorgulamıyor. Bunu sadece yolsuzluklar ve beşli çetelerle açıklamak gerçekleri yansıtmıyor. Bu yozlaşma, yıkım ve yoksullukların asıl nedenlerinin başında Kürtler’e karşı yürütülen savaş yer alıyor. Türkiye, Kürtler’le ittifak yapacağına ve içinde demokrasiyi geliştireceğine neden El Nusra, DAİŞ ve İhvancılar’la ittifak yapıyor diye sorgulanmıyor. Türkiye, dünyada ve bölgede bunun için itibar kaybına uğruyor. Kanlı macera ve belalara sürükleniyor. Sürekli Suriye’ye, Kürtler’e askeri seferler düzenleniyor. Buna sessiz kalan muhalefet içerde işte böyle çıkmazlarla karşı karşıya kalır. Sorun Erdoğan’ın güçlü olmasından değil, muhalefetin gerçek anlamda muhalefet olarak mevzilenmemesinden kaynaklanmaktadır. Muhalefet yol ayrımındadır; Ya gerçek anlamda muhalefet olup etkili bir duruş sahibi olacak, ya da iktidarı bir daha Erdoğan’a peşkeş çekecek!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.