Muhalefet olduğunu söyleyenler nerede?

Forum Haberleri —

Türkiye'de muhalefet

Türkiye'de muhalefet

  • Türkiye’nin ekonomisi bitirildi. Bu savaşın bir maliyeti yok mu? Kimse bunu tartışmayacak mı? Bu savaşta kaç kişi yaşamını yitirecek, kaç milyar dolar harcanacak? ABD, Rusya, Avrupa ve diğer güçlere hangi tavizler verildi? Bunlar konuşmaya ve tartışmaya değmez mi?

ZEKİ AKIL

Türkiye’de MGK toplantı sonuçları açıklandı. Her ay sonu yapılan bu rutin toplantıların neyi tartıştığı, hangi kararları aldığı tabi ki, kamuoyuna tam açıklanmaz. Kendileri uygun gördükleri şeyleri kısaca basına verirler. Ama Mayıs toplantısında Kürtlere karşı savaşta gayet nettiler ve bunu hiç çekinmeden iç ve dış kamuoyuna aktardılar. Türkiye’nin sınırları içinde bastırma ve inkara sınır dışı da ekleniyor. Kürtlerin hak arayışları ve bütün mücadeleleri terör olarak tanımlanıyor. Kürtler dünyada herhangi bir statüye sahip olmadıkları için Türkiye bunu tepe tepe kullanıyor ve sonuna kadar suistimal ediyor. "Irak ve Suriye’de de terör unsurları ve uzantıları tümüyle bertaraf edilecekler’’ diye Kürtlere karşı savaşı daha da tırmandıracaklarını açıkladılar.

MGK kararından önce Devlet Bahçeli gerekli açıklamayı yapmıştı. O Suriye’yle birleşerek Doğu ve Kuzey Suriye’deki özerkliği ortadan kaldırmak gerektiğini söylemişti. Sonra MSB ve besleme basınında bir kampanya şeklinde halkı savaşa hazırlama ve açıklamalar gelmeye devam etti. Türkiye sadece kendisinin değil, komşu ülkelerin toprak bütünlüğünü de kendisi için öncelikli konu haline getirmiş ve dert edinmişti. Nasıl oluyordu da özerk yönetim günlük işlerini yürütmek için belediye seçimleri yapıyordu! Olur ya, bu seçimlerle dünya sarsılır ve Türkiye yıkılırdı! Bu seçimler bölgede olumsuz gelişmelere yol açacakmış!  

Türkiye komşularında da otoriter, faşist rejimler olsun istiyor. Seçim, demokratik seçenekten meğer de ne kadar korkuyormuş. Hele bu işin içinde Kürtler varsa. Ortadoğu’da değil de dünyada olumsuz gelişmelere yol açar bile diyebilirler.

Bahçeli marjinal, ırkçı bir partinin başına getirilmiş ve ölüme kadar burada kalacak gibi. Son seçimlerde aldığı oy yüzde beş. Ama Türkiye’nin politikasına yön verme gücünü kendisinde buluyor. Hala bütün partileri ve örgütleri hakaretlere boğuyor ve tehdit ediyor. Bu onun doğal hakkıymış gibi karşılanıyor. Bütün çevreler buna alıştırılmış. O da bundan cesaret alarak atını koşturuyor. Normalde böyle ırkçı ve faşist partiler mahkemelerde sürünür ve kapatılırlar. Ama o "TTB, Anayasa Mahkemesi, HDP, DEM Parti vb. kapatılsın" deyip talimatlar yağdırıyor.

MHP ve AKP’nin savaştan ve baskıdan beslendiği, toplumu ayrıştırdığı biliniyor. Erdoğan 31 Mart seçiminde yenilince yumuşama numaraları çekerek gündemle oynamaya ve CHP’yi oyalamaya başladı. Yumuşama savaş sona ermeden, zindanlar boşalmadan, sahte davalar sonlandırılmadan olabilirmiş gibi. MGK kararları yumuşamayı değil, savaşı ve yıkımı emrediyor. Bunu tamamlayacak biçimde Erdoğan seferberlik ilan etme yetkisini kendisine vermiş ve bunun kapsamını genişleterek resmileştirmişti. Bundan sonrası hazırlıkları yapılan savaşın büyütülmesidir.

Bu savaş sanki Türkiye’yi ilgilendirmiyor. Halk ve siyasi partiler oralı değil. Sendikalar, STK’lar ve basından ses çıkmıyor. "Sokak köpekleri öldürülmesin" diye bütün partiler ve çevreler günlerdir tartışıyor, itirazlarını dile getiriyor ve görüşlerini açıklıyorlar. Türk ordusu yıllardır Kürtlere karşı savaşıyor. Irak ve Suriye’nin sınırları içinde on binlerce asker konumlandırılmış, çatışmalar hiç durmamış. Binlerce insan yaşamını yitirdi. Yüz binlerce insan topraklarından sürüldü. Kürtlere etnik temizlik yapıldı. Şimdi İsrail’i soykırımla itham edenler bunu Kürtlere karşı gayet rahat yapıyorlar. Kürtleri yok etme onlara tanrının bir emriymiş gibi olağan karşılıyor ve herkesin de böyle kabul etmesini bekliyorlar. İtiraz edenler de terörist ve Türk düşmanı olarak suçlanıyor, hedef gösteriliyor.

Bu hazırlıklar ve tehditler tabii ki, boşuna değil. Uzun süredir hazırlıklar yapılıyor. Zaten Zap, Metina gibi bölgelere ağır bir saldırı var. Kimyasal ve yasaklanmış silahların kullanılmasında büyük bir artış var. Doğu ve Kuzey Suriye’de halkın yaşam kaynakları hedef alınıyor. Ekinleri yakılıyor. Türk basını, siyasi partileri bunları destekliyor görünüyor. Öyle olmasa itirazları olurdu. Türkiye’nin ekonomisi bitirildi. Bu savaşın bir maliyeti yok mu? Kimse bunu tartışmayacak mı? Bu savaşta kaç kişi yaşamını yitirecek, kaç milyar dolar harcanacak? ABD, Rusya, Avrupa ve diğer güçlere hangi tavizler verildi? Bunlar konuşmaya ve tartışmaya değmez mi?

CHP ve diğer partiler Sinan Ateş cinayeti kadar bu savaşı ciddiye almayacaklar mı? Ölenler bu ülkenin çocukları. Sürekli cenazeler geliyor. Onları da besleme basın sayesinde gizliyorlar. Şırnak’ta, Mardin’de, Hakkari’de vb. sürekli dağa, araziye çıkma yasakları ilan ediliyor. Bu konular hiç sorgulanmayacak, tartışılmayacak mı? Ortadoğu’da yaşayan Kürtlerin yarısı Türkiye’nin sınırları içinde. Türkiye kendi Kürt’ünü tanısaydı, kimliğine saygı gösterseydi şimdi sınırı dışındaki Kürtlerle savaşmazdı. Seçimi kaybetmiş ve siyasi bir mevta haline gelmiş Erdoğan ve Bahçeli gibilerine bu ülkenin kaderini terk etmeye devam edecek misiniz?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.