Muhalefetsiz seçim arayışları

Forum Haberleri —

.

.

  • Türkiye’de gerçek demokratik muhalefetin tek temsilcisi olan HDP, faşist iktidarın gündeminde baş sırayı işgal etmektedir. Her ne olursa olsun bu muhalefetin ortadan kaldırılması iktidarın temel amacıdır.

ŞÜKRÜ GEDİK

İktidarda bulunan AKP-MHP faşist bloğun siyasi soykırım operasyonları artarak devam ediyor. Özellikle de Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olan HDP’ye yönelik tutuklama furyasına her gün yenileri ekleniyor. Bu tutuklamalar, hiç bir hukuki dayanağı bulunmayan mesnetsiz iddialara dayandırılıyor. Siyasi amaçlı tutuklanmış binlerce insanın içerde bulunması tamamen iktidarın keyfi uygulamalarından kaynaklanıyor. Diktatör Erdoğan’ın iki dudağı arasından çıkacak her şeyi kendileri için kanun belleyen savcılar hemen harekete geçiyor. AKP şefi kimi hedef gösterirse hukuk garabeti hemen devreye giriyor. Yani barbarizm işe el atıyor. Adına adalet sarayı dedikleri o debdebe binalardan kurtulmak artık mümkün olmuyor. Adalet çarkı işledikçe iki değirmen taşı gibi insanları öğütüyor. Mahkemeler asılsız gerekçeler üretiyor, insanları oyalıyor, yargılama süreçlerini zamana yayıyor, nihayetinde tutukluyor ve muhalifleri bir şekliyle, bezdirip devre dışı bırakıyor.

Aydınlar, yazarlar, gazeteciler, akademisyenler, avukatlar, siyasetçiler velhasıl (liste uzayıp gidiyor) her kesimden muhalifin başına gelen soruşturma, kovuşturma ile yargıya intikal etmiş davaların çoğu söz düzeyindeki ifadelerin suç sayılmasındandır. Otokrat rejimlerin doğasında olan uygulamalar işliyor. Erdoğan, herkese hakaret etme özgürlüğüne sahipken, Muhaliflerin eleştirileri suç sayılmaktadır. Cumhurbaşkanlığına hakaret davaları pik yapmışsa, nedeni de bu abuk sabuk suçlamalardır.

Türkiye’de gerçek demokratik muhalefetin tek temsilcisi olan HDP, faşist iktidarın gündeminde baş sırayı işgal etmektedir. Her ne olursa olsun bu muhalefetin ortadan kaldırılması iktidarın temel amacıdır. Belediyelerine kayyım atanmasından başlayarak devam eden baskılar, dalga dalga yayılarak günümüze kadar geldi. HDP eşbaşkanları, milletvekilleri ve binlerce çalışanı, belediye eş başkanları, kitle tabanı da bu baskılardan nasibini almıştır.

Faşist AKP-MHP iktidar bloğu, tekrardan seçimleri kazanmak ve iktidarını sürdürmek için HDP’yi etkisizleştirip, siyasetin dışına itmek istiyor. Seçimlerde HDP’yi bir şekliyle hokus-pokus yöntemiyle devre dışı bırakmak istemektedir. Yani muhalefetsiz seçim hesapları yapmaktadır. HDP’ye yapılan yoğun baskılara ilişkin ana muhalefet ve yavru muhalefet partilerinden kayda değer bir açıklama gelmiyor. Faşist iktidar HDP’ye yüklenerek, millet ittifakını bölmeye çalışarak ve kendisine iktidarın yolunu yeniden açmaya çalışırken, muhalefet partileri, tutuklamaları izlemekle veya telefon etmekle yetinmeleri faşist iktidarın değirmenine su taşımaktır.

CHP’nin çapsız muhalefeti, İyi Parti’nin malum kronik milliyetçiliği, Deva ve Gelecek partilerin de AKP versiyonu olmaları, HDP’yi yalnız bırakmaktadır. AKP-MHP bloğu erimeye başlamışken, HDP’ye saldırarak, muhalefet bloğunu parçalama taktiklerine başvurması beklenilen bir durumdur. İyi Parti önümüzdeki seçimlerde sarayın konuğu olursa şaşmamak gerekir. HDP’ye yaklaşım muhalefetin rengini açığa çıkarmaktadır. HDP’ye her türlü haksız, hukuksuz baskı yapılacak ve aynı bloktan olan sözde muhalefet partileri “dostlar alışverişte görsün” misali yaklaşmaları yadırganacak bir durumdur. Hesaplar bu temelde işlerse önümüzdeki seçimlerde ciddi bir muhalefet olmadan seçime gidilecektir ve bu da faşist iktidarın yeniden iş başına gelmesi demektir.

HDP operasyonlarının zamanlaması bile iyi ayarlanmıştır. Azerbaycan ve Ermenistan çatışmasının gölgesinde kalacak şekilde butona basılmıştır. İçerde muhalefeti daraltırken dışarıda ki muhalefeti pekiştiren politikalar akıl kârı olmasa da milliyetçiliği beslediği oranda kabul görmektedir. Cumhurbaşkanlığının iletişiminden sorumlu zevat Fahrettin Altun, Erdoğan’ın her dediğine güzelleme dizen mesleği yeteneğiyle “Keşmir’den Libya’ya, Sudan’a kadar” kendisine rota çizerek dünya da olup bitenlere karşı sessiz kalamayacaklarını belirtmesi boşuna sarf edilen sözler değil. Türkiye’nin başına bela olduğu kadar dünyanın başına da bela olmak istiyorlar. Bu perspektiften bakılırsa seçimle iktidardan gitmeyeceklerini açıktan söylemiş oluyorlar. HDP tutuklamaları üzerinden, dış politikayı, diplomasiyi, Libya, Doğu Akdeniz, Suriye ve Rojava’da olup bitenleri okumak mümkündür. Çünkü emellerine ulaşmanın yolu iç muhalefeti, yani HDP’yi tasfiye etmekten geçiyor.

Türkiye’de demokrasinin yolu da HDP’den ve Kürt halkından geçer. Türkiye toplumu er ya da geç bu gerçekle yüzleşmek zorundadır. Muhalefet bloğu da bu hakikati kabullenmelidir. Tutuklamaları ve baskıları susarak ve izleyerek değil, Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim ederek tavır almalı, faşizm ve demokrasi arasında tercihini net yapmalıdır. Kaygılı siyaset ve yarım ağız destek, sahiplerine de faydası olmayacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.