Muhammet değil, Süleyman'ım!

Süleyman Şeyho

Süleyman Şeyho

  • Sêrt’te geldiği 2004'te gözaltına alınıp tutuklanan Süleyman Şeyho, Muhammet Ahmet olduğu iddia edilerek kendisine verilen müebbet hapis cezası nedeniyle 18 yıldır cezaevinde tutulduğunu söyledi.

Sêrt’te gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü karakolda Türkçe bilmemesinden kaynaklı önüne konulan tüm evrakları imzalayan, Muhammet Ahmet adıyla tutuklanıp müebbet hapis cezasına çarptırılan Süleyman Şeyho, tutulduğu Balıkesir T Tipi Cezaevi’nden gönderdiği mektupla hikayesini anlattı. 

Başkasına adına tutsak

Gerçek adı kabul görmediğinden dolayı kendi adıyla mektup dahi yazamadığını aktaran Şeyho, “Tamı tamına 18 yıldır asıl adım kabul ettiremediğimden dolayı başkasının adına hapis yatıyorum. Bizzat yaşamasam, böylesi korkunç bir yanlışın ancak film veya romanlarda olabileceğine inanırdım. İnanmak zor ama hiçbir resmi kurumu, adına hapis yattığım kişi olmadığıma inandıramıyorum” dedi.

18 yıl önce yaşananlar

Suriyeli bir kaçak göçmen olarak Sêrt’te gözaltına alındığını, Kürtçe ve Arapça dışında dil bilmediğini, gözaltı sırasında tercüman ve avukat desteği alamadığını ifade eden Şeyho, 18 yıl önce karakolda yaşananları şöyle anlattı: “O esnada korkudan önüme hangi evrakı koydularsa imzaladım. İçlerinde ne olduğunu bilmediğim bir sürü kâğıt imzalattırdılar. 5 günlük gözaltı sürecinin ardından mahkemeye çıkarıldım. Tercüman istedim ve onun aracılığıyla bana imzalatılan evraklardan neler yazıldığını öğrendim. Bu esnada öğrendiğim başka bir şey daha vardı; meğerse adım Muhammet Ahmet imiş ve hakkımda örgüt üyeliğinden karar varmış.”

Resmi evrak da değiştirmedi

Mahkemede ısrarla Muhammet Ahmet olmadığını, öyle birini tanımadığını, kendisinin Süleyman Şeyho olduğunu belirtmesine rağmen tutuklandığını ve Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildiğini belirten Şeyho, şöyle devam etti: “Yargı süreci üç yıldan fazla sürdü. Bu esnada tutuklu olarak yargılandım ve her celsede yanlış bir suçlamayla karşı karşıya kaldım. Gerçek adımın Süleyman Şeyho olduğunu ısrarla dile getirdim. Hatta duruşmalardan birine Suriye’den gelen babam da katılmıştı. Bu esnada kendisiyle birlikte getirdiği Suriye Arap Cumhuriyeti Nüfus Müdürlüğünden onaylı aile tablosunu da mahkemeye sundu. Bu belge ve babamın beyanı resmi kayıtlara da girdi ama tüm kanıt ve beyanlara rağmen dava süreci aleyhime sonuçlandı. Üç yılı aşkın süren yargılama sonrasında müebbet hapis cezasına çarptırıldım. Bu ceza iki yılın ardından Yargıtay’ca onandı.” 

Anlatabilmek için Türkçe öğrendi

18 yıldır başkasının adına tutulduğunu, bu süre zarfında 6 kez farklı cezaevine sürgün edildiğini söyleyen Şeyho, bir trajedi yaşadığını ifade etti. Yaşadıklarını anlatabilmek için cezaevinde Türkçe okuma yazma öğrendiğini dile getiren Şeyho, şunları kaydetti: “Bu süre içerisinde derdimi Adalet Bakanlığı dahil birçok kuruma defalarca anlatmaya çalıştım. Mahkemelere, savcılıklara dilekçeler, kurumlara mektuplar yazdım. Ancak hiçbirine derdimi anlatamadım ya da hiçbiri derdimi dinlemek istemedi. Bu konuyla alakalı 2020'da İHD İzmir Şubesi’ne başvurdum. Başvurum üzerine İHD, Siirt Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak, dilekçemde belirttiklerimin araştırılmasını talep etti. Başsavcılık, konuyu araştırmadan, benim mahkeme beyanlarıma bakmadan, Muhammet Ahmet değil, Süleyman Şeyho olduğuma dair mahkeme sürecinde sunulan ve dava dosyasına konulan resmi belgeleri incelemeden, yine var olan beyanları göz önüne almadan, 15 Eylül 2022’de kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi. Bu da gerçeğin açığa çıkacağına dair az buçuk canlanan ümitlerimin tekrardan yıkılmasına neden oldu.” 

Çırpınıp duruyorum

18 yıldır Muhammet Ahmet olarak tutuklu olduğunu tekrarlayan Şeyho, şöyle devam etti: “Beni ve adımı kabul etmiyorlar. Ben bu ülkeye sığınmış sıradan bir göçmendim ama gelin görün ki; tam 18 yıldır Muhammet Ahmet olarak hapis yatıyorum. Kendimden, yaşımdan, ailemden, yaşadığım ve doğduğum yerden eminim. Artık işkenceyi, dehşeti, vahşeti aşıp insanlık dramına dönüşen bu yanlışın daha fazla uzamaması için çırpınıp duruyorum. Ortada büyük bir yanlışlık var ve istenirse çok basit bir şekilde çözümlenebilir.”

DNA eşleştirmesi yapılabilir

Kobanê nüfusuna kayıtlı 1984 doğumlu, İsmail ve Ayşe oğlu Süleyman olduğunu yineleyen Şeyho, şöyle sürdürdü: “18 yıldır adına hapis yattığım Muhammet Ahmet ise mahkeme belgelerinden öğrendiğim kadarıyla Hesekê iline bağlı Dêrik ilçe nüfusuna kayıtlı 1977 doğumlu, Mahmut ve Fatma’nın oğludur. Bu durumda gerçeği ortaya çıkarmanın en basit yolu, arada bu kadar yaş farkı varken, resmi kayıtlara bakmaktadır. Resmi kayıtlar ile aile beyanlarının benimle ilgili gerçeği ortaya çıkaracağına inanıyorum. Gerçeği ortaya çıkarmanın bir başka basit yolu daha var; DNA eşleştirmesi. Aile fertlerimden herhangi biriyle DNA eşleştirmesi yapılırsa gerçeğin ortaya çıkacağına inanıyorum. Kaldı ki ailemin bir kısmı, göçmen olarak Türkiye’deler. Bu da talebimi daha olanaklı hale getirmektedir.” 

Ben Süleyman Şeyho'yum!

Mahkeme ve bakanlığın gerçek ismini kabul etmemesinden kaynaklı yıllardır ailesinin ziyaretine gelemediğini, telefonda dahi görüşemediğini söyleyen Şeyho, şunları ekledi: “Çünkü gönderdikleri telefon evrakları resmiyette ailem olmadıklarından kabul görmüyor. Bu zulüm daha ne kadar sürecek bilmiyorum. Her yolu denedim ama olmuyor. Hiçbir kurum beni resmi adımla kabul etmek istemiyor. Bütün kapılar yüzüme kapanmış durumda. Aslında haykırmak, avazım çıktığı kadar ‘Ben Süleyman Şeyho’yum!’ diye bağırmak istiyorum. 18 yıldır umudumun her zerresini gıdım gıdım yitirdim.”  İZMİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.