Neve, tarih öncesi bebek

Toplum/Yaşam Haberleri —

Arkeologlar

Arkeologlar

  • Neve, on bin yıl önce daha 40 günlükken hayatını kaybetti. Neve, deniz kabuğu takıları içeren bir kefene sarılmıştı. Kemiklerinden sadece birkaçı kalmıştı. Cenazesi delinmiş deniz kabuklarından yapılmış boncuklarla süslenmişti. Mezarı bulan bilim insanları:  “Atalarımız bize incelikli bir mesaj bıraktı: En küçük ve en kırılgan yaşam bile özenle bakılmalıdır."

On bin yıl önce sadece 40 günlükken ölüp gömüldü bebek Neve. İtalyancada ‘Kar’ adı verilen Neve, mücevherle sarılmış cenazesi, geçmiş ve şimdiki zaman hakkında bize şaşırtıcı bir açıklama sunuyor.

Neve’nin küçük mezarı Kuzeybatı İtalya’nın Ligurya'da bir mağarada keşfedildi. Bu, Avrupa'da şimdiye kadar keşfedilen en eski kız bebek mezarı. 

Elbette hepsi bu da değil. Cenazesi bilim insanlarını hayrete düşüren bebek, deniz kabuğu takıları içeren bir kefene sarılmıştı. Kemiklerinden sadece birkaçı kalmıştı. Delinmiş deniz kabuklarından yapılmış 60'tan fazla boncuk, çift kabukluların delinmiş parçalarından yapılmış dört pandantif ve bir kartal-baykuş pençesiyle çevriliydi.

Baş araştırmacı Jamie Hodgkins, “Öyle anlaşılıyor ki birisi bu bebeği özenle gömmek için çok uğraşmış" diyor.

İstisnai bir cenaze töreni

Annalisa Teggi’nin aleteia.org sitesinde çıkan habere göre, keşfin ilk izleri 2017 yılına uzansa da bilim insanları bu sansasyonel bulguyu ancak yakın zamanda belgeleyebildi. Bize sadece Mezolitik insanın ölülere karşı gösterdiği düşünceliliğin değil, aynı zamanda bebeklere kişilik sahibi varlıklar olarak duyulan saygının da tanıklığını bırakıyor.

Bologna Üniversitesi Kültürel Miras Bölümü'nde profesör olan Stefano Benazzi, şöyle açıklıyor: “Bu keşif, erken Mezolitik dönemden, çok az cenazenin bilindiği bir çağdan kalma istisnai bir cenaze törenini inceleyebilmemizi sağlıyor ve topluluğun tüm üyelerinin, hatta bebeklerin bile tam kişi olarak nasıl tanındığını ve eşitlikçi muamele gördüğünü kanıtlıyor."

Mağarada yeni doğmuş bir kız

Arma Veirana, kuzeybatı İtalya'da, Fransa-İtalyan sınırında sona eren bir Akdeniz kıyı bölgesi olan Ligurya'da bir mağara. Mağara, adını Neva nehrinden alan (ve yeni doğan kız bebeğe verilen isme ilham kaynağı olan) Val Neva çevresindeki bölgenin sakinleri tarafından uzun zamandır bilinmekteydi. Kıyıdan nispeten uzakta bulunuyor ve kolayca erişilebilir değil, bu nedenle hiçbir zaman planlı arkeolojik araştırmaların konusu olmadı. 

Yaklaşık 40 metre derinliğinde ve çadır şeklinde ilginç bir girişi olan bu mağara, İtalyan yönetimindeki uluslararası bir ekip tarafından keşfedildi ve bu inanılmaz keşif böylece gün ışığına çıkarıldı.

İncelikli bir mesaj

Bu olağanüstü keşfin tarihçesi, arkeolojinin ötesine bakabilmemizi sağlıyor. Atalarımız bize incelikli bir mesaj bıraktı: En küçük ve en kırılgan yaşam bile özenle bakılmalıdır. Bu küçük insanın büyük değeri, cenazesinde bile ona gösterilen özveri ve özenle kanıtlanıyor. 

Bu, 10 bin yıl önce, insan popülasyonlarında muhtemelen büyük sosyal değişimlere işaret eden ve son buzul çağının sona ermesinden kaynaklanan adaptasyonlarla bağlantılı bir dönemde oldu.

Cenaze gelenekleri, insanların yaşam hakkında, varlığın gizemi hakkında ne düşündüklerinin açık bir göstergesidir. Küçük bir ölü bebekle karşı karşıya kaldıklarında, onu bir mağaradaki mezarında güzelleştirmek ve süslemek için büyük özen gösterdiler.

Hayat küçük ve kırılgan

Neve'nin kalıntılarını ortaya çıkarmak için yapılan çalışmalar, dişçilerden ödünç alınan küçük aletlerle özenle yapıldı. Bebeğin küçük bedeninin dikkatli bir şekilde çıkarılması gerekiyordu. Naaşı üzerinde yapılan araştırmalar neyi ortaya çıkardı?  

Analizler, ölüm anında Neve'nin 40 ila 50 günlük olduğunu, annesinin et yediğini ve belki de fizyolojik bir stres nedeniyle fetüsün dişlerinin büyümesinin doğumdan bir veya iki ay önce durduğunu gösteriyor.

Çok kısa bir süre yaşamış ve muhtemelen anne karnında zaten sorunları varmış. Ancak 10.000 yıl sonra hala gözlerimizin önünde ve bize bir şeyler anlatıyor. Neve'ye bakıp her çocuğun bir hediye olduğunu anlayabiliriz. Hayat küçük ve kırılgan bir şey olarak başlar. Onu korumak ve sevmek bizim elimizde.

İlerleme?

Küçük kızın vücudunu süsleyen boncuklar ve tılsımlar da paradoksal bir işaret. Tarihin tamamı sürekli ilerleme modelinde gitmez. Geçmişin illa ki bugün daha iyi bir şey ile aşılmış değildir. HABER MERKEZİ

 

*****

Kurduyla gömülen çocuk

Finlandiya’da bir mezar, kurdu ile birlikte gömülen çocuğu gün yüzüne çıkarttı. Mezarda Taş Devri’nden kalma kuş tüyleri de bulundu. Kayıp Dalga'nın Science Alert'ten çevirdiği haberde şimdilerde Majoonsuo olarak bilinen bir bölgede, yaklaşık 8.000 yıl önce Finlandiya’da yaşamış bir Taş Devri topluluğu büyük bir acıyla karşılaştı: Bir çocuğun ölümü. Yapılan incelemeler, onun için hazırladıkları mezarın ihtişamını ortaya koyuyor; tüy, kürk ve nadir bitki türlerinin lifleriyle dolu bir mezar.

Mezardan elde edilenler oldukça kısıtlıydı. Kemikler çoktan çürümüş ve 3-10 yaşları arasında bir çocuktan geriye yalnızca birkaç diş kalmıştı. İki kuvartz ok ucu ve diğer bazı nesneler mezarın MÖ 6.000 yıllarından kalma olduğunun belirlenmesini sağladı.

Mezarda bitki parçalarının yanı sıra hayvanlara ait bazı maddeler de bulundu. Araştırmacılar, bulunan kuş tüyü kalıntılarının Finlandiya’da bulunmuş en eski tüy örnekleri olduğunu ifade ediyor. Parçalardan yedisi; ördek, kaz ve kuğuları içeren bir su kuşu takımına ait. Bunlar, kuş tüyü ile doldurulmuş parka benzeri bir giysiden kalmış olabilir veya çocuğun üzerine konulması için mezar zeminine serilmiş olabilirler.

Diğer bir tüy kalıntısının ise bir şahine ait olduğu belirlendi. Bu çocuğun giysisini süslemekte kullanılmış bir aksesuar veya mezarda bulunan oklardan kalmış olabilir.

Son olarak mezarda çoğu tanımlanamayacak kadar bozulmuş 24 memeli kılı kalıntısı bulundu. Ancak ekip, mezarın ayak ucundaki tüylerden üçünün bir tür köpek ya da kurda ait olduğunu tespit etti. Araştırmacılar, bunların ona ölümden sonrasında eşlik etsin diye çocukla birlikte gömülmüş bir kurda ya da köpeğe ait olabileceğini düşünüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.