Newroz birlik ruhu olmalı
Forum Haberleri —
- Kürt halkı imha, inkar ve saldırı altında olmasına rağmen Newrozla meydanları şenlendirdi. ‘’Beni yok edemezsiniz, teslim alamazsınız’’ dedi. Ben Newroz’um, Newroz’laşmış bir halkım diye dünyaya ve soykırımcıların yüzüne haykırdı.
ZEKİ AKIL
Kürt halkı Kurdistan’da ve yurtdışında görkemli bir Newroz kutladı. Bunda ne var, bir halkın tarihten gelen bayramını kutlamasından daha doğal ne olabilir, denilebilir. Ama Kurdistan’da doğal ve Kürt’e ait bir şey bırakılmadığından, Newroz’u adeta karanlıklardan çekip almak ve ona yeniden anlam vermek için büyük bir mücadele gerekti, büyük bedeller verildi. Bu açıdan Newroz’un görkemli kutlanması tarihsel bir değer taşır. Ayrıca 2015’ten beri faşist Erdoğan ve Bahçeli ittifakı ‘’Çöktürme Planı’’ kapsamında aralıksız bir saldırı yürütüyor. Kürtlerin nefesini kesmek ve tekrar ayakta kalamaz hale getirmek için içeride ve dışarıda devletin bütün olanaklarını seferber ettiler. Yıllardır Kurdistan’da insan avına çıkıyorlar. Hapishaneleri doldurmuşlar, sınır içinde ve dışında dağı taşı bombalıyorlar, işgal seferleri düzenliyorlar.
Bu amansız saldırılar ve nefes alamaz hale getirme, soykırım planını başarıya ulaştırma stratejisinde en ufak bir sapma olmasına izin vermediler. Psikolojik ve askeri, ekonomik saldırılarla Kürt halkını kendisinden, mücadelesinden uzaklaştırmak istediler. Yoğun saldırılarla toparlanmasına, örgütlenmesine izin vermeyeceğiz, dediler. Örgütsüz ve umutsuz kalmış halk giderek bir ateşin sönmesi ve küllenmesi durumuna geçecek diye hesap yaptılar ve bunun için çok çalıştılar. İnsanlık değerlerini, savaş hukukunu dikkate almadılar. İmralı üzerinde bütün hukuk kurallarını bir tarafa atarak katı bir tecrit uyguladılar. Kurdistan’ı Kürtler için ölüm tarlasına çevirdiler. Özellikle eline geçmiş SİHA’larla insan avına çıktılar ve öldürdükleri kadar övünçleri fazla oldu.
AKP-MHP ittifakı geçmiş hükümetlerden daha fazla Kürt’ü katlettiği için kendisine büyük paye biçer oldu. 2015’ten beri kırk binden fazla Kürt öldürdük, diyorlar. Ne büyük bir başarı, ne büyük bir övünç kaynağı! Çok Kürt öldürmek onlar için daha yüksek mertebeye çıkmak anlamı taşıyor. Ya o TV’lere çıkardıkları katiller, savaşa övgüler yağdıran, savaş kadermiş, başka yol yokmuş diye iştahla toplumu zehirleyenler! TV’leri işgal etmiş bu soykırımcı artıklar aldıkları talimat gereği Türkiye halkını Kürt düşmanlığıyla doldurma ve katliamlara ortak etme operasyonu düzenliyorlar.
Kısaca da olsa anlattıklarımız ve anlatamadıklarımızla Kürt halkı böyle bir imha, inkar ve saldırı altında olmasına rağmen Newrozla meydanları şenlendirdi. ‘’Beni yok edemezsiniz, teslim alamazsınız’’ dedi. Ben Newroz’um, Newroz’laşmış bir halkım diye dünyaya ve soykırımcıların yüzüne haykırdı. Bu açıdan 2024 Newroz’u çok görkemli ve tarihi değeri olan bir Newroz olarak değerlendirmeyi hak ediyor.
Soykırımcı Türk yönetimi bundan ders çıkarır mı, Kürt halkının sesini duyar mı? Hayır. Onlar karanlık dehlizlerde ne kadar kötülük varsa onu örgütlemeye ve yıkıcı rollerini oynamaya devam ediyorlar. Bunun için Kürt halkının Newroz’daki duruşunu olabildiği kadar Türkiye halkından sakladılar. İktidarın elindeki basın milyonların alanları özgürlük şarkıları ve sloganlarıyla çınlatmalarını katı bir sansüre tabi tuttular. Görmediler, duymadılar! Bu tutumları niyetlerinin ne kadar kötü olduğunu göstermeye yeter de artar.
AKP-MHP savaş hükümeti Irak’ı markaja alarak PKK ve gerillaya karşı savaşa çekmeye çalıştı. YNK üzerindeki baskıyı ve tehditlerini artırdı. Öyle gözleri kararmış ki, YNK ve PKK ilişkilerine “Güvenliğimiz için tehdit oluşturuyor’’ diyecek hale geldiler. Kürt partileri arasındaki bir merhaba ve dayanışma Türkiye için bir güvenlik tehdidiymiş! Türkiye’nin tehditten kurtulması için Kürt partilerinin birbirlerine merhaba vermemesi gerekiyormuş. Daha da ötesi KDP’ye yaptırdıkları gibi Türk sömürgecilerinin hizmetinde Kürt kardeşleriyle savaşmaları gerekiyormuş. Kürtler Türk sömürgecilerinin emrinde gerillanın üzerine sürülür ve birbirlerini kırarlarsa bu da Türkiye’nin güvenliğini ve selameti için şartmış!
Dünyanın bilmesi gerekir ki, Türkiye’nin bir güvenlik sorunu yoktur. Kürtler soykırım tehdidi altında. En başta ABD ve NATO’nun bu gerçeği kabul etmesi gerekir. Bu açıdan Kürtler üzerindeki soykırım saldırılarına ortak olmamaları ve bölgenin daha fazla kan kaybetmesine hizmet etmemelidir. Kürtlerin kimseye saldırdığı ve haklarını gasp ettikleri yok. Kürt halkı var olma mücadelesi veriyor. Türkiye dahil bütün bölge devletleriyle var olan sorunları diyalog ve barışçıl yollarla çözmeye hazırdır. 2013-2015 arası uygulanan ateşkes ve yapılan görüşmeler bunun açık kanıtıdır. Masayı deviren ve savaşa karar veren Erdoğan gibileri oldu.
Savaş tacirliğini yapan Erdoğan ve Bahçeli’dir. Seçimden sonra Irak’a ve Suriye’ye saldıracağım diyenler onlar. Kürtlere düşen ise Newrozlara yaraşır bir duruş ve direniştir. Onların karanlık planlarını Newroz ateşinde yakmanın ve aydınlığı hakim kılmanın yolu birlik ve mücadeleden geçiyor.