No ifs, no buts

İngiltere Gündemi
İngiltere’de 7 Mayıs tarihindeki genel seçimlerde ezici çoğunlukla seçilip hükümet olmasının ardından Muhafazakar Parti, sert ve radikal politikalarını teker teker yürürlüğe koymaya başladı. Ulusal Sağlık Servisi'ndeki (NHS) kesintileri ve üniversite harçlarını yükseltmesiyle ülkenin bir kısmı tarafından büyük bir nefret toplayan bir partiydi zaten Muhafazakar Parti. Ekonomi bazlı ve risksiz bir gelecek politikasıyla, aynı zamanda yükselen nasyonalizmin de etkisiyle oylarını kolayca arttırdı geçtiğimiz genel seçimlerde. Yüzde 36 oy almasına rağmen dar bölge sisteminden ötürü de tek başına iktidar oldu.
Unutmamak gerekir ki 2007-2008 ekonomik krizinin olduğu zamanda hükümette İşçi Partisi vardı. Üst sınıfın Muhafazakar Parti'yi tercih etmesinin yanı sıra bir kesim, ekonomi konularında Muhafazakar Parti'ye İşçi Partisi'nden daha çok güvendiğinden Muhafazakarlar daha fazla oy aldı. Muhafazakarlar, 'ekonomiyi düzelttik' retoriğini iyi kullandılar. Yoğun kemer sıkma politikalarıyla, halkı krizden koruduklarını bir şekilde ikna ettiler ancak herkesi değil.
Zira geçtiğimiz Cumartesi günü kemer sıkma politikalarını on binlerce kişi İngiltere'nin çeşitli şehirlerinde yürüyüşler düzenleyerek protesto etti. Protestonun en büyüğü de Londra Merkez Bankası'nın önünde toplanıp Parlamento'ya doğru yürüyen grupla gerçekleşmiş oldu. Gösteriye 250 binden fazla kişinin katıldığı tahmin ediliyor.
Protestolarda dikkatleri çeken sloganlardan biri 'Class War' (Sınıf Savaşı) oldu. Bu slogan, Muhafazakarların sadece varlıklı ve elit kesimi temsil ettiği endişelerinin dışavurumu bence. Muhafazakar hükümetin bütçe açığını ancak tasarruf tedbirleriyle kapanacağı sürekli dillendirirken bu tedbirlerden her zamanki gibi dar gelirli vatandaşlar etkileniyor. Gelir dağılımı da gittikçe dengesizleşiyor. Fakirlerden kısarak ülkenin ekonomisi düzeltilmeye çalışılıyor.
Hükümet iddiaları reddetse de ortaya çıkan rakamlar bunu doğruluyor. Mali Çalışmalar Enstitüsü'nün (The Institute of Fiscal Studies) açıkladığı rakamlara göre İngilter'de çocuklar arasında sefalet daha da arttı. Bunun sebebinin ise hükümetin 2013'te başlattığı ekstra oda vergisi ile sosyal yardım kesintisinin olduğuna inanılıyor.
Muhafazakar Parti, seçimden önce planladığı 12 Milyar Sterlin'lik sosyal yardım kesintisini de uygulamaya kararlı. Yani önümüzdeki 5 yıl kemer sıkmanın, devletin küçülmesinin, sağlıkta özelleştirmenin hızlanacağı bir dönem olacak. Parti içi çatışma yaratabilecek konularda parlamentoda 56 Ulusal İskoç Partisi milletvekili, daha sert muhalefet yapmaya mecbur bir İşçi Partisi ve dışarıdan kendisini sıkıştıracak aşırı sağ parti olan UKIP destekçileri Cameron'ın ensesinde olacak.
Ancak en çok halkın hükümetin ensesinde olması gerekiyor. Bizde 'bahane mahane istemem' anlamına gelebilecek 'No ifs, no buts' şiarıyla seçim kampanyalarında göçmenlik sorunuyla baş edeceği vaadinde bulunan Cameron'a halk 'No ifs, no buts, no more cuts' (Bahane mahane istemem, daha fazla kesinti yok) diye daha yüksek bir sesle haykırmalı. Hükümetlerin başka bir dilden anladıkları yok çünkü.
