Önce ırkçılar sonra polis
İstanbul'un Esenler İlçesi Davutpaşa Mahallesi'nde ikamet eden Iğdırlı Murat Yıldız, 30 Ekim'de evinin önüne arabasını park ettiği esnada karşı binada oturan komşularıyla tartıştı. tartışmanın ardından ırkçı bir grubun saldırısı sonucu ağır yaralandı. İki bina arasında bulunan boş bir araziye aracını parkeden Yıldız, tartıştığı Trabzonlu kadınların aracın tekerleklerinin havasını indirmesi üzerine tartıştı. Kadınlara tepki gösteren Yıldız, aracına binerek olay yerinden uzaklaşmak istedi. Kadınlardan biri arabanın arka sağ camıı kırdı. Bu arada kayınvalidesi gelip kadınlarla kavga edince Yıldız, araya girip ayırmaya çalıştı. Yıldız, kendisinin tanımadığı ancak kadınların akrabası olduğunu tahmin ettiği bir grubun saldırısına uğradı.
'4 dişim döküldü'
Olayın ardından yaralı halde arabayı lastikçiye götürüp lastiklere hava vurduğunu ve sonrasında tedavi olmak için Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittiğini belirten Yıldız, "Hastanede sivil giyimli 4 kişi yanıma geldi. Biri polis kimliğini gösterdi. Esenler Üçyüzlü Polis Karakolu'na götürmek için dışarı çıkardılar. Hastanenin giriş kapısından tam çıkarken, üzerinde kahve renkli mont olan polislerden biri sert bir cisimle aniden sol yanağıma vurdu. Vurmanın etkisiyle 4 dişim yere döküldü" dedi. Sivil polis aracıyla karakola götürüldüğünü ve Trabzonlu bir komiserin kendisine "Siz Kürtler hep böyle teröristsiniz" dediğini iddia eden Yıldız, ardından karakol koridorunda yaklaşık 10 polis tarafından saldırıya uğradığını belirtti. Yıldız, o sırada karakolun önüne çekilen aracının dört lastiğinin bıçakla parçalandığını, çizildiğini ve üzerine küfür içerikli sözlerin yazıldığını söyledi. Daha sonra karakolda kelepçelendiğini belirten Yıldız, Bağcılar Asayiş Büro Amirliği'ne getirildiğini ve ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldığını, ancak ifadesinin savcılığa intikal ettirilmediğini söyledi. Yıldız, ifadesinin alınmasının ardından polis karakolu önünde bulunan aracını, çekici ile tamire götürdüğünü söyledi.
Kamera kaydı silinmiş
Bakırköy Adliyesi'nde 2 ve 3 Kasım'da savcılık ile görüştüğünü belirten Yıldız, "Savcılık karakol amirini aradı. Amir ile beraber o gün karakolda yaşananların görüntüsünü izledik. Ancak, bazı bölümlerin olmadığını gördüm. Video kaydında, 18.54 ile 19.00 arasında bulunan görüntülerin silindiğini gördüm" dedi.
İkinci saldırı!
13 Kasım'da yeğeni Deniz Tabak ile saat 13.30 sularında eve gittiğini belirten Yıldız, o gün kendilerine yönelik yaşanan ikinci saldırıya ilişkin ise şunları söyledi: "Kahvaltıdan sonra yeğenimle dışarı çıktık. Yeğenim sigara almak için evin köşesinde bulanan dükkana gitti. Deniz gelmeyince, ben de Deniz'in arkasından dükkana gittim. Yeğenimi bulamayınca aracımın yanına geldim. Aracıma tam bineceğim sırada 6-7 kişi tarafından beyzbol sopası, bıçak ve joplarla saldırıya uğradım. Bacağıma bıçak ile vuruldu. Kendimi kaybettim. Gözlerimi açtığımda kendimi hastanede buldum."
Ambulansla Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldüğünü ve 24 saat müşahede altında tutulduğunu anlatan Yıldız, "Cinayet masasından sivil bir polis geldi. İfademi almaya çalıştı ama konuşamadığımdan dolayı ifade veremedim" diye konuştu. Cinayet masasında gelen polisin daha sonra kendisini telefonla aradığını ve kimlik bilgilerini bildiği halde annesinin ismini sorduğunu aktaran Yıldız, "Annemin ismini vermedim. Daha sonra bu polis bana, anneme telefonda küfür yağdırdı. Ve daha sonra hiç kimse benimle ilgilenmedi" dedi.
'Rehin alıp hepinizi öldüreceğiz'
Yeğen Deniz Tabak (34) ise, "Sigara almaya gittim. Dükkandan çıkarken, 4 kişi yanıma yaklaştı. Milletin içinde kafama silah, boğazıma da bıçak dayadılar. 300 metre ileriye götürdüler. Saldırganlar bana, 'ağzından bir şey çıkarsa seni burada öldürürüz' dedi. Cep telefonumu aldılar. Yanıma bir taksi yaklaştı. İçindeki 6-7 kişinin elinde sopa olduğunu gördüm. Beni rehin tutanlara, 15-20 dakika sonra bir telefon geldi. Bu şahıslar da telefonumu alıp uzaklaştılar. Rehin tutulduğumu sırada saldırganlar, 'Siz şerefsiz Kürtler böylesiniz. Hepinizi öldüreceğiz' dedi" diye konuştu.
Polis raporu kaybetmek istedi
İlk olayda kadınlarla tartışan Yıldız'ın kayınvalidesi Durkadın Gül de polislerin hastanede kendisine hakaret ettiğini belirterek, "Polis doktora, 'bu raporu kaybet' dedi. Doktor ise, 'daha önce bir arkadaşım ekmeğinden oldu, ben ekmeğimden olamam' diye karşılık verdi" diyerek, polisin darp raporunu kaybetmeye çalıştığını dile getirdi.
120 gün iş göremez raporu
Ayağında kırıklar olduğu için alçıya alınan Yıldız'a, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından 120 gün iş göremez raporu verildi. Yaşananlardan kaynaklı mağdur duruma düştüklerini belirten Yıldız, suçluların cezasını çekmesi için mücadele edeceğini sözlerine ekledi.
Emniyet'ten hastaneye
Polisler tarafından aracı taranan Haluk Çetinkaya isimli yurttaşın Emniyet Müdürlüğü'nde ise burnu kırıldı. Çetinkaya, Yüksekova Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
Edinilen bilgilere göre, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde akşam saatlerinde Derecik yolu üzerine yeni kurulan polis noktasında seyir halinde olan Haluk Çetinkaya isimli yurttaşın aracı polisler tarafından tarandı. Aracına 5 mermi isabet edilen Çekinkaya, daha sonra gözaltına alındı. İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde dövülüp burnu kırılan Çetinkaya, Şemdinli Devlet Hastanesi'nde yapılan ilk müdahalenin ardından Yüksekova Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.
MEHMET ŞAH ORUÇ / DİHA/İSTANBUL
