Önder APO ile bağımız

Tekoşin OZAN Haberleri —

  • Tarihin en ağır tecrit koşullarına rağmen Önderlik ile toplumun bağlarının kesilememesi, Önder APO’nun toplumsal önderlik gerçeğiyle ilgilidir.

Önder APO’nun bir komplo ile CIA ve MOSSAD tarafından kaçırılarak Türkiye’ye teslim edilmesi 24 yılını dolduruyor, 25. yıla giriyoruz. Önderliğimiz tam 25 yıldır tek hücreli İmralı hapishanesinde ağırlaştırılmış tecrit koşullarında tutuluyor. Avukatların görüşme yaptığı dönemlerde dünyadan izole olmasına, sağlıksız koşullara ve sağlık sorunlarına rağmen bölge, dünya gelişmeleri ve özgürlük mücadelesinin gidişatına yönelik belirleyici politikalar ifade ediyordu. Öyle ki, hem özgürlük hareketimiz hem de Türk devleti, Önderliğin haftalık görüşmelerine kilitlenmişti ve gündemi Önderlik belirliyordu. Siyasetçiler, kadınlar ve gençlerle ayrıntılı ilgilenirken, dünya ve Türkiye’deki gelişmelere yönelik kapsamlı değerlendirme ve çözüm önerileri sunuyordu. Felsefe, tarih, toplumsal analiz, siyaset, ulusal sorunlar, sanat, ekonomi, ekoloji, ahlak, eğitim, sağlık ve daha birçok konuda stratejik fikirlerini bir saatlik görüşmelere sığdırıyor, bir de gelen avukatların bireysel gelişmeleri ve güvenlikleriyle doğrudan ilgilenmeyi ihmal etmiyordu. Toplumsal siyasal gelişmeleri takip etme imkanının olmaması, dışardan haber alamaması dikkate alınınca Önderliğin bu perspektif gücünü nasıl oluşturduğu, her şeyle bu kadar yakından nasıl ilgilenebildiği hayretle takip ediliyordu. 

Önder APO ile karşılaşmadan önce klasik bir lider gibi düşünenler, karşılaştıklarında hiç beklemedikleri bir Önderlikle tanışmışlardır. Bu şaşkınlık günümüz kapitalist sisteminin liderlik konusundaki algı çarpıtmasıyla ilgilidir. Toplumdan kopuk, pragmatik, iyi hesaplanmış söz ve davranışlarla asıl niyetini gizleyebilen, yalancı gülüşler ve popülist konuşmalarla hava yaratabilen örgüt- parti liderleri modern ve olması gereken ölçü diye verilir. Kuşkusuz toplumsal değerlere duyarlı liderler yok değildir, ancak Önderlik bunun ötesinde bir gerçekliktir. Toplumsal sorunların bütünlüklü çözümüne yönelen büyük devrimsel çıkışların öncülüğüdür. Günümüzde liderlik algı saptırması o kadar işlenmiştir ki, artık toplumsal kültürün belli aralıklarla açığa çıkardığı önderliklerin zamanının geçtiği kehanetinde bulunulur. Halbuki toplumsal önderler toplumun ihtiyaçları doğrultusunda bizzat toplumun açığa çıkardığı değerlerdir. Toplum ve toplumsal ihtiyaçlar var olduğu sürece toplumsal önderler de var olacaktır. Önderlerin zamanının geçtiği algısı toplumsallığın zayıf olduğu yerlerde etkili olabilir. Toplumsallığın güçlü olduğu yerlerde bu iddianın hiçbir anlamı ve etkisi yoktur.

Tarih boyunca görülmüştür ki, toplumsal devrimci önderlerin etkisini mevcut iktidar güçleri hiçbir yöntemle kıramamıştır. İmha amaçlı saldırılar, çarmıhlar, işkenceler, yasaklar çoğu zaman Önderliksel çıkışın evrenselleşmesine yol açmıştır.  Toplumun hem manevi hem de dünyevi özgürlük eğilimine doğru cevap veren Önderliksel çıkışlar toplumsallığın doğal akışının hayırlı ürünleri olarak topluma aittir. Toplum hayırlı olanı sahiplenir.

Tarihin en ağır tecrit koşullarına rağmen Önderlik ile toplumun bağlarının kesilememesi, Önder APO’nun toplumsal önderlik gerçeğiyle ilgilidir. Önder APO, Kürt halkının ulusal birliğini sağlayan düşünsel, manevi güçtür. Bu nedenle zihinsel, dini, mezhebi, coğrafi, sosyal, siyasal, öz savunma boyutlarında parça parça olan Kürt halkı tarihimizde ilk kez bir Önderlik etrafında toplanabilmiştir. Binlerce yıldır izole halde dağlara tutunan Kürt insanıdır Önder APO. Ezidiler’in, Yaresanlar’ın tutunduğu dal, Aleviler’in umududur. Feyliler’in kendini bulduğu, Durziler’in elini uzattığı gerçek öz, Müslümanların ahlaki gerçeğidir. Dört parça Kurdistan’ın buluştuğu ''welat’’, Kürtler’in ‘’xwebûn’’udur Önder APO.  Siyasetin halk hizmetine girdiği zemin, özüne güvenme ve özünün gücüyle kendini savunma anlayışıdır. Kürt gerçeğinin tarihsel parçalanmışlığı Önder APO’nun Önderliği altında yaralarını sararak birleşmeye başlamıştır. Kürtler kendine gelmiş ve yeni bir aşamaya geçmiştir.

Önder APO’nun toplumsal devrim gücü Kürtler’le sınırlı değildir elbette. Ortadoğu’da Kürt, Arap, Türk, Fars, Süryani, Ermenileri de ortak özgürlük ve demokrasi değerleri etrafında toplayabilen tek güçtür. Önderliğimize olan inanç, çatıştırılarak yıpratılan bu halkları bir araya getirmektedir. Dünya demokratik kamuoyunun da gün geçtikçe daha fazla Önderliği tanıdığı, benimsediği açıktır. Kapitalizmin tüketiciliğine direnen dünya halklarının ilham kaynağı olmuştur.

Açıktır ki; Önder APO’nun İmralı’daki yalnızlığı hepimizin yalnızlığıdır. O hepimiz olduğu için yalnızlaştırılmaktadır. Sadece soyut bir çoğullaşma değildir Önderlik gerçeği. Onunla tanışan herkes insana kendinden bile daha yakın durduğunu bilir. Hem herkesin önünde hem de herkesin yanında çok samimi arkadaş olabilen bir ilişki derinliği vardır.

Önderliğin insana yaklaşımının en çarpıcı hali kadınlarla ilişkileridir. Kadınlara karşı duyarlılık, ancak klasik erkekliğin aşılması, kadın gibi hissedilmesiyle yaratılabilecek bir duyarlılıktır. Önderliğin yanında kalan kadınların hissettiği en güçlü duygu kendine güvendir. Düşüncesiyle, duygusuyla, bedeniyle, bir bütün varlığıyla değerli olma, toplumda belirleyici role sahip olma ve bu rolünü öz gücüyle oynama bilincinin verdiği öz güvendir. Önderlik kadınlara güvenir, insana güvenir ve bu nedenle öz güven kazandırır.

Komplo sürecinde yarım yoldaşlıkları ve yalancı dostlukları eleştirirken yanıltılmış da olsa insana güvenmekten vazgeçmeyeceğini, bunun için bir çocuğun bile peşinden gidebileceğini belirtmişti. Bu, insan gerçeği ile kurulan hakiki bir bağdır.

Kadınlara; ''seninle yaşamak için tüm Prometheus’lara bedel bir kavgayı göze aldım’’

Halkımıza; ''Sincar dağlarından Derwêşê Evdê’nin yanında olsaydım!

Beyaz atların sırtında Musul Ovasına dalsaydım

Derwêş vurulduğunda sırtlayıp Kürdistan dağlarına götürseydim

Ona, bak binlerce Edule ve on ikiler var deseydim

Tanrıçaların taht kurduğu bu topraklarda rahat uyu deseydim

Ölüm nereden nasıl gelirse gelsin artık gam yeme,

Kesinleşen Kürtlük ve özgür yaşam ebedi gerçekliktir deseydim’’

diye mısralar dizen Önder APO’nun kadınlarla ve toplumla ilişkisi sadece aşkla ifade edilebilir.   

 

Seni seviyor ve çok özlüyoruz başkanım.   

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.