Örgütlenme seferberliği başlatıyoruz

• Kadınlara yönelik tek merkezden çok yönlü saldırıların olduğunu ifade eden HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, önümüzdeki süreçte örgütlenme ve öz savunmayı büyütme seferberliği başlatacaklarını söyledi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, ülkede giderek artan kadına yönelik saldırı ve katliamlara ilişkin İstanbul’da bir araya geldi. Saldırı ve katliamları masaya yatıran Kadın Meclisi, önümüzdeki süreçte buna karşı nasıl bir yol haritası izleyeceklerini planlıyor. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Mezopotamya Ajansı’ndan Semra Turan ve Mehmet Aslan’a genel kadın gündemini ve neler yapılacağını aktardı.
HDP’nin açığa çıktığı dönemle şu an arasında Türkiye demokrasisi için büyük bir makas açıldığını, 2015’ten bu yana partilerine yönelik saldırı politikaları her defasında yoğun olarak kadınlar üzerinden geliştirildiğini belirten Başaran, bugüne kadar olduğu gibi HDP’nin 8’inci yılına da kadın direnişinin damga vuracağını vurguladı.

İktidar önündeki barikatı kaldırmak istiyor

Başaran, Türkiye’de kadınlara yönelik artışın sebebini şu ifadelerle açıkladı: “Sistem bir rejim inşa etmeye çalışıyor ve kadınları önünde barikat olarak görüyor. Çünkü faşizmin kurumsallaşmasının önündeki en büyük ve en güçlü engellerden biri kadınlardır. İktidara bu dönemde geri adım attıracak çok az güç vardı. Örneğin İstanbul Sözleşmesi, çocuk istismarı affı, kadınlara yönelik meclisten geçirilmek istenilen bazı yasaları geçiremediler. Kadınlar hem engel oluyor hem de öncü bir direniş hattı örüyor. Toplumsal bir öz savunmanın öncüsü ve örgütleyeni oluyorlar. İktidar bu yüzden kadınları tehlikeli olarak görüyor, önündeki barikatı kaldırmak istiyor.”

Kategorize ederek bölmeye çalışıyorlar

Kadınlara yönelik tek merkezden çok yönlü saldırılara oranla mevcut kadın mücadelesinin yetmediğini vurgulayan Başaran; “Bu kadar saldırının karşısında durmak, direnmek çok önemlidir. Bizi kategorize ederek mücadelemizi bölmeye çalışıyorlar. Tabii ki bu kadar saldırı karşısında mevcut mücadele yetmez. Faşizm kendisini ayakta tutabiliyorsa, erkek egemenliği bu kadar yükseliyorsa, her gün bir kadın yaşamını yitiriyorsa demek ki istediğimiz düzeyde değiliz. Kadınlar daha fazla ortaklaşmalı ve birlikte mücadele etmeli” diye konuştu.

Yol haritamız direniş

Başaran, HDP Kadın Meclisi’nin gündemine dair de şunları belirtti: “Kadınlara yönelik saldırıları masaya yatırdık ve buna karşı yapılması gerekenler üzerinde durduk. Eğer faşizm ve erk zihniyet bir blok olarak karşımıza çıkıyorsa, bizim de kadınlar olarak daha güçlü bir bloğu örgütlememiz gerekiyor. Bir mücadele hattını örgütlüyoruz. Daha çok örgütlenme üzerine tartışıyoruz. Her eve ve kadına ulaşarak, örgütlülüğü artırarak ortaklaşmayı hedefleyeceğiz. Önce kendi içimizde sonra kadın örgütleriyle tartışıp, önümüzdeki dönem yeni bir yol haritası koyacağız. Bu yol haritası mücadele ve direniş olacaktır. Her yerde mücadeleyi örme, örgütleme seferberliğini başlatacağız.  Temel gündemimizin saldırılara karşı öz savunma, örgütlenme ve daha çok mücadele olacağı şüphesizdir.”

Tecride karşı mücadele

Meclisin temel gündemlerinden birinin de tecrit olacağını ifade eden Başaran, “Sayın Öcalan şahsında kadınlar tecrit edilmek isteniyor. Çünkü Öcalan üzerinde tecridin yoğun olmadığı çözüm sürecine bir bakalım. O dönem hem kadına yönelik şiddet hem de kadın cinayetlerinde ciddi azalma vardı. Bu nedenle diyoruz ki Öcalan ile birlikte hem kadın hem toplum tecrit edilmek isteniliyor. Öcalan sıradan bir kişi değil, milyonlarca insanın “irademdir” dediği kişidir. O nedenle bizim de hem tecridi kırma hem de Öcalan’ı özgürleştirmeye yönelik mücadele programımız elbette ki olacaktır” dedi. 

HABER MERKEZİ

Olayı Musa Orhan’la anlatmak eksik kalır

Bir kadına şiddet uygulayan erkeği engellemek isterken ölümüne neden olan Kadir Şeker’e geçtiğimiz Perşembe 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Ertesi gün ise, Êlîh’te İpek Er’e tecavüz ederek intihara sürükleyen uzman çavuş Musa Orhan’ın görülen davasında Orhan’ın bir kez daha tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Ayşe Acar Başaran, en çok konuşulan iki farklı dava üzerinden Türk adalet sistemini değerlendirdi.
Türkiye yargısının hiçbir zaman kadından yana olmadığını, aksine kadını suçlu gören, erkeği ise koruyan ve yaptıklarını meşrulaştıran bir yerde durduğunu ifade eden Başaran, devletin Kürt kadınlara ise özel bir politikayla yaklaştığını söyledi. Başaran şöyle vurguladı: “Öncelikle Türkiye’nin Kürt kadınlarına yönelik özel politikaların yeni olmadığını söylemek isterim. 80’li yıllarda cezaevlerinde, 90’lı yıllarda ise Musa Çitil örneğini herkes bilir. Bölgede tecavüz her zaman savaşın bir aracı haline getirilmiştir. Bugün hala süren bu politikalar, Kürt kadınları şahsında toplumun teslim alınmak istenildiğini gösteriyor. Batman’daki olayı sadece Musa Orhan ile anlatmak eksik kalır. Bunun arkasında devlet konseptini görmek lazım. Bölgede İlk defa kadın bedeni savaş alanı haline getirilmedi. Bu dönem savaş kadın bedeni üzerinde Varto’da Ekin Wan ile başladı. Aslında Varto örneği Kürt ve Türkiye kadın hareketinin mücadelesine bir mesajdı. “Eğer mücadele ederseniz size çoklu saldırır, mücadelenizi parçalarız” mesajıydı. Direnmeyin, biat edin mesajıydı. Eğer bunu yapmazsanız Ekin Van’ın örneğini sürdürürüz mesajıydı. Bu saldırılar özel savaş politikasının ürünüdür. İpek Er’in örneği de yine kadın hareketine verilen bir gözdağı ve mesaj olarak okumak lazım.” 

Bu enerji her yere yayılacak

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, işgal saldırılarına ve kadın katliamlarına karşı geçtiğimiz hafta oluşturulan Ortadoğu Kadın İnisiyatifi’ne ilişkin tebrik mesajlarını iletti ve ekledi: “Bence Rojava’daki kadın devrimi Ortadoğu’da bir kadın rüzgarı estirdi. Ortadoğu’da kadınlar üzerinde yürütülen savaş politikaları, ülkeleri aşan bir ortaklaşma ihtiyacını doğurdu. Ortadoğu’daki inisiyatif de bunun bir sonucudur. Kadınlar ortak mücadele ile saldırıları püskürteceklerini biliyorlar. Ortadoğu açısından sevindirici bir durum. Bu kadar savaşın yoğun olduğu bir coğrafyada kadınların bir araya gelmesi, ortaklaşması, önümüzdeki günlerde etkisini fazlasıyla gösterecektir. Bu enerjinin her alana sirayet edeceğine inanıyorum.”