Oslo Görüşmeleri ve Adem Uzun’un söyledikleri

Haberleri —

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire eski Başkanı Ömer Altıparmak, geçenlerde Oslo görüşmelerinin sızdırılmasıyla ilgili bir açıklama yaptı. Eski polis şefi Oslo’da yapılan görüşmeleri, 'PKK’li Adem Uzun’un birebir kaydettiği ve yayınladığı' iddiasını ortaya attı.

'Paralel yapı' soruşturmasında açığa alınan Altıparmak’a göre, Oslo görüşmelerine PKK adına katılan Adem Uzun Brüksel'de gözaltına alınmış ve üzerinde bu ses kayıtları çıkmıştı. Belçika polisi de bu kayıtları bir süre sonra Türk polisine ulaştırmıştı

Bu iddia basında geniş yer aldı ve Adem Uzun bazı suçlamalara maruz kaldı. Geçen hafta Brüksel’de kendisiyle görüşme fırsatı yakaladım ve bir söyleşi yaptım. Özetle aktarıyorum;


Oslo Görüşmeleri ne zaman başladı ve ne zaman sona erdi?

Oslo görüşmeleri başlamadan önce mekik diplomasisi yapıldı. Aracıların taraflarla ayrı ayrı mekanlarda yaptıkları görüşmeler yaklaşık üç yıl sürdü. Bu sürenin sonunda; 2009 yılında Oslo görüşmeleri başladı. Görüşmeler 2011'in ortalarında Türk tarafının Başkan Apo'nun barış için sunduğu protokole olumlu cevap vermemesi yüzünden sona erdi


Görüşmeler tarafların bilgisi dahilinde mi kayda alındı?

Görüşmeleri kayda alma diye bir anlaşma yoktu ve biz kayda alınmadığını düşünüyorduk. Ev sahibi ülke ve diğer aracıların kayıt yaptıklarına dair de bilgimiz yoktur.


Peki sızdrılan ses kaydı nasıl ortaya çıktı?

Sızdırılan ses kayıtlarını tekrar takrar dinlediğimde yapılan 10 görüşmeden iki tanesinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş olduğunu fark ettim. Ben tüm görüşmelere katıldığım için dinlediğim kadarıyla biri 2010 başında ve biri de 2010 ortasında yapılan görüsmelerden derlenmiş. Yani iki görüşmenin kayıtları derlenerek sızdırılmış ve süreç bittikten sonra yapılmış.


Ama bunu sizin gizlice kaydettiğiniz iddia ediliyor?

Bizim böyle bir kayıt işlemimiz yok. Tamamen bizi suçlamak için atılmış bir iftira. Kendilerini aklamaya yönelik bir algı operasyonu. Kaydı yayınlayanların amacı süreci provoke etmekti. Kürt tarafı olarak bizim amacımızsa süreci bir biçimde sürdürebilmekti. Bu nedenle kayıt ve yayınlama işlemi Kürt tarafının işi değildir.

Bazı kesimler sözde üzerimdeki kayıtların Mart 2010 yılında Belçika polisinin kurumumuza yaptığı bir baskına dayandırıyor.  Benimle birlikte bazı arkadaşlarımın da gözaltına aldığı bu operasyonda kayıtların üzerimde bulunduğu ve Türk tarafına verildiği tezine dillendiriliyor. Yani böyle olsa bile sızdıran yine ben değil, onlar oluyor.

Bunu da geçelim. Yukarda belirttiğim gibi sızdırılam görüşmelerin biri Haziran 2010 görüşmesidir. Nasıl oluyor da Mart 2010'da gözaltına alınıyorum ama daha yapılmamış olan Haziran 2010 görüşmesi üzerimden çıkıyor. Bu yalana kim inanır? Anlaşılan yalancı bu teknik ayrıntıyı hesaplayamamış.


Peki bu görüşmeleri kim, niçin sızdırdı?

Kürt sorunu ve bizim üzerimizden rakibinı sıkıştırma ve alt etme amacıyla sızdırıldı. Kendi aralarındaki iktidar savaşı sonucu kendileri sızdırdı. Barışa ve demokratik çözüme karşı oldukları için sızdırdılar.


Sizi niçin hedef gösteriyorlar?

Hükümet onları suçladı, onlar da hükümeti suçladı. İktidar kavgasını bizim üzerimizden yürütme çabasıdır bu. Aslında bu polisin kullandığı argümanla hükümetin kullandığı aynı. Amaç bizim barış istemediğimiz algısını yaratmaktır. Yine kendilerinin yaptıkları işin faturasını bize çıkartmaktır. Birde bizim dış kamuoyundaki güvenirliliğimizi zedeleme ve hareket sahamızı daraltmaya yöneliktir. Hedefleri barışa karşı olmadır. Ya tutuklat, ya iftirayla imajını zedelemeye çalış, bu da olmazsa katlet. Temel politikaları budur.


Oslo görüşmeleri sürecinde listeye alındınız ve hakkınızda kırmızı bülten çıkarıldı. Paris katliamının zanlısı da sizi öldürmeyi planladığını söylüyor! Bütün bunlar sizce ne anlama geliyor?

Görüşmeler sürerken Amerika, Oslo sürecine katiıan bizler de dahil birçok arkadaşı narkotik suçluları listesine aldı. Yani uluslararası alanda fişledi. Hakkımda bülten çıkarıldığı tarihte Oslo süreci daha bitmemişti. Yani hesap ve plan önceden yapılmış. Zaten bu sürecin bir parçası olarak Ekim 2012 tarihinde bir komplo sonucu Fransa'da tutuklandım. Bu komploya karşı açtığımız davayı kazandım ve komplo deşifre edildi. Burada da amaç bizi yine barış yanlısı değil de, savaş ve şiddet yanlısı göstererek Kürt Özgürlük Hareketini suçlu konumuna düşürmekti. Eğer başarılı olsalardı Kürtlerin uluslararası alanda demokratik legal siyaset haklarını ellerinden alacak; kriminalize ve terorize etmeyi hızlandıracaklardı.


Oslo görüşmelerinden Çözüm Süreci'nin geldiği aşama hakkında ne diyeceksiniz?

Şimdiki süreç daha açık ve daha resmi yürütülüyor. Eğer Türk devleti Baskan Apo'nun sunduğu 10 maddeyi müzakare ederse süreç olumlu ilerler. Yani kritik bir aşamadayız. Başkan Apo'nun çağrısıyla çözüm zemini güçlenmiştir. Hükümet için adım atmamanın gerekçesi artık kalmamıştır. Artık adım atma ve toplumu ikna etme sırası hükümettedir. Zira Kürt tarafı samimiyetlerini göstermiştir.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.