Oy dilencileri Kurdistan yollarında

Forum Haberleri —

.

.

  • Kürtler, inkar rejiminin bir temsilci ve sözcüsünü bile Kurdistan'da istemedikleri halde, RTE ve daha niceleri  Kurdistan'a oy dilenmeye gidiyorlar. Kapıdan kovuluyorlar ama bunlar bacadan tekrar giriyorlar. 

KEMAL SÖBE

Burjuva siyasetinin bile kendine göre bir ahlakı-edebi olur. Ancak Türkiye'deki rejiminin tekçi zihniyetine sahip sözcülerinde ne ahlak-edep kalmış ne de insanlığa ait erdem. Japonya'da bir siyasetçi kesinlikle yalan söyleyemez, söz verdiği halde sözünü gecikmeli yerine getirdiği zaman bile ya intihar eder ya da istifa eder, halkın karşısına çıkmaya utanır. Demek ki söz namustur ve önemlidir, gecikmeyi bile kabul etmez. En utanmaz ve yalancı siyasetçiler kuşkusuz Türkiye burjuvazisinden çıkıyor. Dün söylediklerini bugün kabul etmezler, bugün ne söylediklerini yarın hatırlamazlar. 

Kürtler onlarca yıldır verdikleri mücadele ile Kürt olduğu bilincine ulaştılar. Kürtler kendi gerçekliklerini keşfettikçe kendileri olmak istediler. Kendileri olmak istediklerinde de inkar sistemine darbe vurup, inkar rejimini kendi ruhlarından söküp attılar. 

Kürtler, inkar rejiminin bir temsilci ve sözcüsünü bile Kurdistan'da istemedikleri halde, RTE ve daha niceleri  Kurdistan'a oy dilenmeye gidiyor. Kapıdan kovuluyorlar ama bunlar bacadan tekrar giriyor. 

Halbuki bir hayvan bile rahatsız edildiği bir yerde durmaz. Bunların hangi canlı türüne benzediğini tarif etmek bile çok zor. Diyarbakır'da hem Kürt kardeşlerim diyor hem de tek millet, tek kimlik, tek bayrak, tek dil, tek kültür diyor. Kimlerin Kürt olup olmadığına da kendisi karar veriyor. Kimin-kimlerin Kürt olduğunu herkes biliyor ve kimin-kimlerin Türk olmadıklarının Türkçü olduklarını ve devşirme olduklarını da dünya alem biliyor.

Kendine insanım diyen, kardeşlerim dediği halkın dilini, ulusal varlığını inkar eder mi? Ederse kardeş olabilir mi? İnkar rejiminin partileri artık Kurdistan'da eskisi gibi oy alamıyor. Birkaç seçimdir büyük yenilgi yaşıyorlar ve gün geçtikçe daha çok eriyorlar. Türk halkı bile son yıllarda yaşanan hayat pahalılığından dolayı bu düzen partilerinden bıkmışken, Kurdistan'da bazılarının hala bu inkar partilerinin etrafında dolanmaları nasıl izah edilir? Başûr'da KDP hainleri, Bakur'da ise nesilleri gittikçe tükenen bir kesim din maskesinin arkasına sığınarak ve bazı ekonomik çıkarlar karşılığında özel savaşa hizmet ediyor. 

Erdoğan rejimi hem Kürtlerin varlığını inkar ediyor, çocuklarını öldürüyor, köylerini yakıyor, gerillasına karşı kimyasal silahlar kullanıyor hem de Kürtlere kardeşlerimiz deyip, oy istiyor. Yuh olsun, utanmazlığın böylesi başka yerde görülmedi. 

Diyarbakır'da tek millet, tek bayrak, tek dil, tek kimlik, tek kültür demek, siz Kürt değilsiniz Türksünüz demektir. Türk devleti hala Kürtleri Türkleştirmek istiyor. En büyük engelin de PKK olduğunu görüyor. PKK bitirilmeden Kürtler asimile edilemez, yüzyıllık Türklük projesi başarılamaz! 

Bazen "bizim, Kürtlerle bir sorunumuz yok, bizim terörle sorunumuz var" diyorlar ya. Madem Kürtlerle bir sorununuz yok, peki neden Kürtlere Türk olmayı dayatıyorsunuz ve bunu kabul etmeyen milyonlarca Kürt’ün hayatını cehenneme çeviriyorsunuz?  

Türkiye'de Kürtlere yapılanların, dünyanın başka bir yerinde örneği yoktur. Kurdistan'da savaşın şiddetlenmesi ve bütün Kurdistan'ı etkisi altına alması aslında inkar rejiminin sonunun yaklaştığını müjdeliyor. Kürtler artık inkar rejiminin temsilcilerini kendi topraklarında görmek istemiyor. 

Gerillaya karşı başarılı olamayan kirli özel savaş güçleri, sahte kardeşlik sözleri ile yine oy ve vade uzatma rüyası görüyor. Siyaseten zaten tükenmişler. Teknikleri, silahları ve askeri güçleri de bir işe yaramayacak. Kurdistan’da oy dilenen zat sen kendini avuta dur, zaman gittikçe daralıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.