Devlet faile ve mağdura bakarak taraf tutuyor
Kadın Haberleri —

Sevinç Koçak
- Kurdistan'da özel savaş politikalarının cezasızlık politikaları ile meşrulaştırılmaya çalışıldığını belirten İHD Ankara Şube Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Sevinç Koçak, devletin dava süreçlerinde failin ve mağdurun kim olduğuna bakarak taraf tuttuğunu belirtti.
Kurdistan’da özel savaş politikaları artarak sürüyor. 2015’te startı verilen özel savaş politikalarıyla onlarca genç kadın, çocuk, uzman çavuş, korucu veya polisler tarafından tecavüze ve tacize maruz kalıyor.
Cinsel şiddete maruz kalan kadınlar yargıya başvurmasına rağmen failler cezasızlık zırhıyla korunuyor, onlarca kadın ise yargının cezasızlığı ya da faillerin tehditlerinden dolayı intihara sürüklenerek yaşamlarına son veriyor.
Tecavüzcüler serbest
Batman’ın Beşiri ilçesinde yaşayan 18 yaşındaki İpek Er, uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüz saldısı sonucu 16 Temmuz 2020’de intihara sürüklendi. Bir ayı aşkın süre Batman Devlet Hastanesi’nde tedavi altında kalan İpek, 18 Ağustos 2020’de hayatını kaybetti.
İpek’in kaleme aldığı mektupla Musa Orhan tarafından tecavüze uğradığı ve sonrasında tehdit edildiği açığa çıktı. Bunun üzerine Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. İpek’in yaşamını yitirmesinin ardından sokaklara dökülen kadınların mücadelesi sonucu tecavüz faili uzman çavuş bir süre tutuklu kalsa da yargının eliyle daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Koruculara cezasızlık zırhı
Şırnak’ın Uludere ilçesinde 18 Ağustos 2022’de kaybolan 17 yaşındaki Firdevs Babat’ıncenazesi 20 Ağustos’ta Şırnak-Uludere yolunun 15’inci kilometresindeki Hezil Çayı'nda bulundu. Başlatılan soruşturma sonucunda fail Ahmet Babat tutuklandı. Firdevs’in tecavüze uğradığı ifade edilirken, fail Ahmet Babat’ın katliamı korucu olan abisi R. Babat’ın silahıyla gerçekleştirdiği açığa çıktı. Öte yandan R. Babat’ın Mayıs ayında 16 yaşındaki bir çocuğa tecavüz ettiği iddia edildi.
Mardin'de korucu Yakup A., arkadaşları Çetin T., Harun Y., 22 yaşındaki genç kadına tecavüz etti ve videoyu çekti. Genç kadın, görüntüleri izleyen Suud Ö. tarafından da tecavüze maruz kaldı. Gözaltına alınan 3 tecavüz faili kendilerini aklamaya çalışarak ‘iftira’ bahanesine sığındı. Korucu Yakup A. ise genç kadının örgüte katılımını engellediği için iftiraya uğradığını öne sürdü. Tecavüz suçunda bulunan erkekler serbest bırakıldı, mahkeme adli kontrol tedbirinin ağır geleceğini öne sürdü.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Sevinç Koçak, Kurdistan’daki özel savaş politikalarını değerlendirdi.
Suç işleme meşrulaştırılıyor
Kurdistan’da yürütülen özel savaş politikalarının yeni döneme ait olmadığını söyleyen Koçak, yıllardır devam eden özel savaş politikalarının cezasızlık politikaları ile meşrulaştırılmaya çalışıldığını belirtti.
Koçak, “Ne yazık ki bu savaş politikaları sonucu olarak, ortaya çıkan insanların öldürülmesi, zırhlı araçların çocukları katletmesi, kadınların tecavüz, taciz edilmesi, çocukların istismar edilmesi bir sürü davada bu özel savaş politikalarının ürünü olarak da biz Ekin Wan’danbiliyoruz. Kadınların çıplak bedenlerinin yerlerde sürüklendiğini ve bunun savaş politikası olarak gündeme getirildiğini yıllardır biliyoruz. İliklerimize kadar hissediyoruz, bir taraftan kadın bedeninin her şekilde bir ceza nesnesi olarak kullanılması savaş politikalarından biri olarak gündeme geliyor her dönemde yapıldığı gibi. Bir yandan da kadınlara bir korku ve geri adım attırma aracı olarak kullanılıyor. Bir taraftan bir Kürt kadına bu yapıldığında sessiz kalan batı kamuoyunda bir meşrulaştırma bir sindirme politikası olarak da ne yazık ki kullanılıyor” dedi.
Devlet faili güçlendiriyor
Devletin kamusal alanda bir kamu görevlisinin yaptığı hiçbir suça ceza vermeyerek kamuoyuna, “Siz fail olduğunuzda ya da benim adıma bir cinayet işlediğinizde ben bunu sahipleniyorum” mesajı verildiğine dikkat çeken Koçak, “Buradan şunu anlıyoruz; devlet herhangi bir suç işlendiğinde failin ve mağdurun kim olduğuna bakarak taraf tutuyor. Uluslararası sözleşmelerle her vatandaşına yükümlülüğü olması gereken devlet, insan ayırarak insanların etnik kökenine, diline, politik olarak nerede durduğuna bakarak, hukukun hiçbir şekilde işlemediği ve faillerin cezasızlıkla ödüllendirdiği bir sistem işletiyor. Yapılan her şey failleri güçlendiriyor. Taciz failini cezasız bırakılırsa bu kadınları güçsüzlendirir, failleri güçlendirir. Devlet açıkça şunu diyor; ‘ben tarafım, ben ölenin kim olduğuna, kimliğine bakarak tarafım diyor’” ifadelerini kullandı.
Suçu işleyen devletten yana!
Tecavüz faillerinin, “Dağa gidecekti, rızası vardı” gibi kendilerini aklama savunmalarına da değinen Koçak, şunları ekledi: “Bu söylemler devletin politikalarının ne kadar işlediğini gösteriyor. Senelerdir bunu yapan, ‘ben tarafım’ diyen devlete, ‘ben senin tarafındaydım ama onlar senin tarafında değildi, beni seç bu suçu işledim ama ben senden yanayım’ diyor. Kendi failliğini mağduru terörize ederek ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bunun önünü açan da hukuk sisteminin işlemiyor olması. Eğer bir yargılama sistemi ve faillerin cezalandırıldığı, cezasızlık politikasının ortadan kalktığı bir sistem olsaydı failler rahatlıkla bunu yapıyor olamazdı. Kurdistan’a gitmeye gerek yok, Ankara’nın göbeğinde de birkaç kadın arkadaş iki erkek tarafından tacize maruz bırakıldı, biz olayın üzerine gittik. Bir anda kadınlar, ‘bunu yapamazsınız polisi arıyoruz’ dediğinde failler, ’15 Temmuz'da neredeydiniz, siz Selahattin Demirtaş’ı da savunuyorsunuz’ sözlerini kullandı. Bu şu demek, ‘ben bunu dersem yırtarım, failler o kadar ezberlemiş ki bunu ve devlet failleri güçlendiriyor. Rızasının sorgulandığını bilen fail ben yırtarım gözüyle bakıyor. Çünkü bu sistem bunu öğretti faillere. Burada kadınları ve çocukları güçlendiren bir sistem olsaydı eğer bir ceza politikası olsaydı failler gönül rahatlığıyla bunu söylemeyecekti.”
Yasalar kimi güçlendiriyor?
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi ve 6284 sayılı kanunun uygulanmamasının failleri güçlendirdiğinin altını çizen Sevinç Koçak, son olarak, “Bizim mücadelemiz, yasal düzenlemeleri kadınların ve çocukların lehine değiştirmek, ikincisi toplumsal farkındalık yaratmak” dedi.
DİLAN BABAT - JINNEWS/ANKARA