Özerkliği kesinlikle inşa edeceğiz

Haberleri —

DTK, sonuç bildirgesinde İran’ın operasyonunu kınadı, AKP’nin çözüm sürecini sabote ettiğine dikkat çekerek, „Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi“ kurulmasına, Kürt Ulusal Konferans çalışmalarının hızlandırılmasına ve tepkiler ne olursa olsun Demokratik Özerklik’i inşa çalışmalarının sürdürülmesine karar verildiği duyurdu.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) 5. Genel Kurulu’nun sonuç bildirgesi açıklandı. 43 ilden 850 delegenin katıldığı Genel Kurul’da bildirgeyi okuyan Sözcü Cemal Coşkun, önemli kararlaşmalara gittiklerini söyledi. Coşkun, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın barışı inşa iradesini ortaya çıkardığını belirterek, AKP’nin süreci sabote ettiğini kaydetti. Coşkun şunları belirtti: „Sayın Abdullah Öcalan inanılmaz bir emek ve çabayla barışı inşa iradesini açığa çıkarmada belirleyici rolü oynamıştır. Heyet ile yapılan görüşmeler, oluşan protokol metinleri ve kamuoyunda gelişen çözüm umudu doğruya ve ahlaka yakınlığın iyi birer sonuçları olarak topluma nefes aldırmıştır. Ancak AKP Hükümeti süreci sabote etmiş, büyük bir savaş ve tasfiye planının hazırlığı içinde olmuştur. Uluslararası tekelci güçlerin desteği ile askeri operasyonları yoğunlaştırmış, kirli bir Türkiye-İran-Irak ittifakı ile Kürt özgürlük mücadelesini imha konseptini devreye koymuştur.“


Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi kuruldu
Öcalan’ın „çekiliyorum“ açıklaması karşısında kendilerini gözden geçirerek özeleştiri verdiklerini aktaran Coşkun, Öcalan’ın özgürlüğü için çalışacak bir inisiyatifin kurulması kararı alındığını duyurdu. DTK, Öcalan’a yönelik her türlü saldırıya karşı da Kürt halkını topyekün direnişe davet etti.

İran’a kınama
DTK, İran’ın Federal Kürdistan Bölgesi’ne yönelik operasyonunu nefretle kınayarak, tüm Kürt halkına direnme, uluslararası kamuoyuna işgale karşı tutum alma çağrısı yaptı.

Ulusal Konferans süreci hızlanacak
Kürt Ulusal Konferansı’na da ağırlık vereceklerini kaydeden Coşkun, „Gelinen aşama; belirli bir hazırlık düzeyine ulaşan, ulusal konferansın aciliyetini ve önemini bir kez daha açığa çıkarmış, sürecin hızlandırılması gerektiği belirtilmiştir. Türkiye, İran ve Irak kirli ittifakı öncelikle oluşan Kürt ulusal birliğini ciddi bir tehdit olarak görmekte ve ulusal birliğin kurumsal yapısının oluşmasını engellemek için her türlü yönteme başvurmaktadır. Türkiye destekli, İran devletinin işgal girişiminin ulusal birlik ve ulusal konferans çalışmalarına saldırı olduğu açıktır. DTK, Kürt halkının statüsüzleştirilmesi planına karşılık, tüm ulusal güçlerin birliğini daha da ilerleterek cevap verilmesi inancını tazelemiştir“ dedi.

Özerklik özgürlüğün sosyolojisidir
Demokratik Özerkliği inşa çalışmalarının sürdürülmesi kararı aldıklarını açıklayan Coşkun, „Özerklik özgürlüğün sosyolojisidir“ dedi.  Coşkun, Demokratik Özerklik hakkında şunları söyledi: „Farklılık içinde birlik olan Demokratik Özerklik asla ve asla devlete karşı devlet, iktidara karşı iktidar kurmak değildir. Toplumun devletleştirilmesi ve millileştirilmesine karşı toplumun devlet dışı örgütlenmesidir. Yani az devlet çok toplumdur. Bu anlamı ile Demokratik Özerklik ilanı bir irade beyanı, Demokratik Özerklik’i inşa çalışmaları ise toplumsallığın özyönetimini kurmaktır. Kürtler ve DTK ayrı bir devlet ilanı gerçekleştirmiş gibi bir tutum ve saldırı söz konusudur. Bu şekilde çarpıtılarak tartışmalar başka bir mecraya çekilmek istenmektedir. Bunun bir devlet ilanı ya da ayrılma veya kopuş ilanı olmadığı bilinmektedir. Kürt halkı siyasal statüsünü özgürlük anlayışına dayandırmaktadır. Demokratik Özerklik Kürt halkının Kürdistan coğrafyasında kendisi için belirlediği statüdür. Bu irade beyanına yaklaşım ve tepkiler ne olursa olsun Demokratik Özerklik’i inşa etme ve kurumsallaştırma çalışmaları devam edecektir. Bu çözümün hazırlanacak yeni anayasada yer alması için mücadelesini yürütecektir. Sonuç olarak, Kürt halkı ve demokrasi güçleri olarak kirli ittifaklarla, inkar ve imhaya dayalı politikalarla Kürt ulusal birliğimize ve kendimizi yönetme irademize dönük bu saldırıları kınamakla birlikte bu politikaları boşa çıkarmaya dönük güç, birlik ve iradeye sahip olduğumuzu ve direneceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. Her koşul altında Kürt halkı olarak ulusal varlığımızı koruyacak, özgürlüğümüzü sağlayacağız.”
 
Seçim de yapıldı

Genel Kurul’da seçim de yapıldı. 850 delegenin oy kullandığı seçimde 783 oy geçerli sayıldı. Eşbaşkanlığa yine Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk getirildi. 101 kişilik Daimi Meclis’e de şu isimler seçildi:“Baki Altan, A. Rıza Yurtsever, Altan Tan, Aygül Bidav, Ayhan Çabuk, Ayla Akat Ata, Aysel Doğan, Ayşegül Doğan, Baki Karadeniz, Bedia Akaya, Bekir Kaya, Beritan Can, Cabbar Leygara, Celalettin Can, Cemal Coşkun, Çağlar Demirel, Demir Çelik, Edip Yaşar, Emine Özbek, Emine Turan, Erdal Avcı, Ardal Balsak, Esat Canan, Esra Çiftçi, Ezra Yıldırım, Faik Bulut, Fatma Gül, Ferhat Tarhan, Feride Laçin, Filiz Cizreli, Gülizar Kalmış, Günay Aksoy, Hakim Kaya, Halil Aksoy, Halis Bilen, Halis Ernarici, Hatice Güngör, Hatip Dicle, Hidayet Kudat, Hüsamettin Zenderlioğlu, Hüseyin Barış, İrfan Açıkgöz, İrfan Babaoğlu, İskender Debasso, Kemal Bülbül, Kemal Karagöz, Kemal Parlak, Kevser Akçeçik, Leyla Peyam, Leyla Zana, M. Ali Aslan, M. Ali Aydın, M. Can Tekin, M. Şirin Yiğit, Mahmut Alınak, Mahmut Demirel, Mazhar Öztürk, Mehdi Öztüzün, Mehmet Aydın, Mehmet Baysal, Mehmet Tanhan, Meral Atasoy, Muhlis Altun, Murat Nil, Mustafa Özer, Mümtaz Aydeniz, Naşide Buluttekin, Nevzat Anuk, Nijad Yaruk, Nimet Tanrıkulu, Nurettin Sevim, Nurhayat Altun, Osman Akdağ, Osman Baydemir, Osman Özçelik, Özdal Üçer, Ramazan Karakaya, Remzi Kaya, Ruken Yetişkin, Saliha Aydeniz, Selçuk Mızraklı, Selim Sadak, Semira Varlı, Senar Abi, Serdar Tomaç, Serhat Temel, Seydi Fırat, Sinan Önal, Şemsettin Koç, Şükran Sincar, Şükrü Yıldız, Talat Aydın, Tarkan Aslanoğlu, Tülay Özdemir, Vedat Çetin, Veysi Dilekçi, Yakup Gabriel, Yuhanna Aktaş, Yusuf Karataş, Zeynep Kahraman, Zülküf Atay.“

AMED




Çözüm mercii Öcalan




Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın „Kürt sorununun kalıcı ve demokratik çözümü için tek mercii“ olduğunu belirten siyasetçi ve sivil toplum örgütü temsilcileri, Türk Başbakanı Recep T. Erdoğan’ı göreve çağırdı.
Öcalan avukatlarıyla yaptığı son haftalık görüşmede, „Bu koşullarda yapacaklarım bitti“ diyerek, rolünü oynayabilmesi için „sağlık, güvenlik ve özgür hareket etme“ şartlarının yerine getirilmesini istemişti. Öcalan’ın açıklamalarını BDP’li vekiller Hasip Kaplan ve Pervin Buldan ile Türkiye Barış Meclisi (TBM) üyesi Seydi Fırat ve Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkan Yardımcısı Kemal Bülbül değerlendirdi.

Fırat: Devlet çözüme gelecek
Öcalan’ın çözüm için büyük çaba harcadığını belirten TBM üyesi Fırat, „Çekilmesinin sebebi devlettir. Devlet kendisi çözüme gelmiyor, barışa gelmiyor, istismar ediyor. Kamuoyunun aklı ile vicdanı ile oynuyor. Kürt halkı, Kürt hareketi ve Kürt Halk Önderi çok sağlam bir duruş sergiliyor. Bir bütündür. Devlet ya çözüme gelecek ya çözüme gelecek. Önümüz çok aydınlık, kafamız çok net, birliğimiz çok sağlam ve bu temelde hareket ediyoruz“ diye konuştu.

Buldan: Herkes çözüme katkı sunmalı
BDP Grup Başkanvekili Buldan da, „Türkiye’de barışı savunanlar, demokrasiden yana olanlar olarak Sayın Öcalan’ın mutlaka bir müzakere ve bir mutabakat ile muhatap alınması gerektiğini ifade ediyoruz. Ayrıca Türkiye bir demokratikleşme ve barış sürecine giriyorsa herkes diliyle, söylemiyle ve pratik adımları ile bunu ortaya koymalıdır. Bunu başta Başbakan yapmalıdır“ dedi.

Kaplan: Başbakan çağrı yapmalı

BDP Şırnak Milletvekili Kaplan ise, İmralı’da yapılan görüşmelere dikkat çekerek, seçimden sonra hükümetin güçlü adımlar atması gerekirken, aksine operasyonları hızlandırdığını söyledi. Bir güven kırılmasının yaşandığını belirten Kaplan, „Bu güven kırılması, çatışmalı bir süreç ile barışçıl demokratik bir süreç arasındaki makasa gelindiğini gösteriyor. Hükümetin birinci derecede bu konuda sorumluluğu var. Bu süreci aşacak olan güven verecek olan hükümettir. Çatışmamız, kalıcı bir barış ile sonuçlanacak adresin çözüm yeri Parlamento olarak gösterecek bir yaklaşım sergilenmeli, Başbakan bunun çağrısını yapmalı“ şeklinde konuştu.

Bülbül: Öcalan’ın koşulları düzeltilmeli
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkan Yardımcısı Kemal Bülbül ise şu açıklamalarda bulundu: „Devlet yetkilileri bire bir gidip orada görüşüyorlar, çeşitli müzakereler oluyor, çeşitli görüş alışverişi oluyor. Hala bu ‘sadece görüşülüyor’ şeklinde söyleniliyor. Bunun ayrıntıları hakkında bir bilgimiz yok. Dünyada çok çeşitli deneyimler var, devletin ya da hükümetin bu utangaçlıktan ya da bu suçluluk duygusundan, sorumluluğu yüklenmemesinden sıyrılması lazım. Daha yapıcı, daha yaratıcı bir misyon alınması ve bu misyonun yerine getirilmesi için de Sayın Öcalan’ın da bulunduğu koşulların düzeltilmesi lazım. Çünkü devlet de Türkiye toplumu da Kürt halkı da dağdaki insanlarımız da biliyor ki, bu sorun karşısında kalıcı mantıkçı, demokratik çözümü üretecek merci burasıdır.“


SERTAÇ KAYAR/SADIK TOPALOÐLU - DİHA/AMED

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.