Özgürlük yürüyüşü

Forum Haberleri —

Özgürlük Yürüyüşü/foto:MA

Özgürlük Yürüyüşü/foto:MA

  • Kapalı kapıların ardında ve fısıldaşarak yoldaşlarına "Kurdistan sömürgedir" dediğinde ilk doğru ve cesaretli tespitin ilanına gitmişti. Artık ok yaydan çıkmış, Kurdistan seferi başlamıştı.

RUŞEN TUTKU

Büyük özgürlük yürüyüşünün startı Kuzey Kurdistan’da Wan ve Qers’te basın açıklamalarıyla birlikte başladı. 1 Şubat’tan başlayan yürüyüş 15 Şubat’ta sonlanacak. Ancak Kürt halkının özgürlük ve demokratik hak mücadelesi kazanılana kadar devam edecektir. Ezilen halklar tarihsel olarak özgürlükleri söz konusu olduğunda egemen, baskıcı ve katliamcı sistemlere karşı tek çareyi direnmekte bulmuş, başarı için birçok yönteme başvurarak kazanımlarını garanti altına almışlardır.

Kürt halkı için Şubat neredeyse lanetli bir ayın imgesi olmuş durumda. Zemheri günlerin en soğuğu ve en kapkarası 15 Şubat oluyor. 1999’da uluslararası egemen güçler koro halinde harekete geçip çirkin, hukuksuz bir şekilde Önderliği Afrika ülkesi Kenya’dan kaçırıp Türklere teslim ettiler. Böyle bir ayda daha fazla özgürlük için kavgaya tutuşmak, serhildanları kent kent, sokak sokak geliştirip yaymak en temel iş ve çalışma olmalı. Doğru söz haykırılmalı, eylemlilik için yerinde ve zamana yaymadan harekete geçme artık ertelenecek bir durum olmaması gerekiyor. Önderlik üzerindeki tecridin sonlanması ve fiziki özgürlüğünün mutlak anlamda sağlanması için devrimci, korkusuz ruha ihtiyaç var. Kürt halkı bu fedakâr ruhtan yabancı değil. Büyük bedeller ödeyerek özgürlük yürüyüşünde zaman ve anı geldiğinde kalkışmayı bilmiştir.

10 Ekim’de “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla uluslararası çapta kampanya başlatılmıştı. Kampanya eş zamanlı olarak dünyada 74 ülkede duyurulmuştu.  Bu kampanyaya Kürt halkının dostları, siyasetçiler, hukukçular, entelektüeller, aydınlar ve sendikacılar öncülük yaptılar. Yine Türkiye ve Kurdistan cezaevlerinde tutsaklar 27 Kasım’dan itibaren süresiz ve dönüşümlü açlık grevine başlamışlardı. Dışarda tutsaklara ses olma adına özellikle anneler birçok kentte adalet ve özgürlük nöbetinde.

Büyük özgürlük yürüyüşünü Önderliğin çocukluk yıllarında aranırsa günümüzdeki vuruşmalardan tutalım dünyanın her yerinde yaşayan Kürt halkı ve dostlarının özgürlük yürüyüşleri daha iyi anlaşılır. Önderlik çocukken bir şeylerin yanlış gittiğini anlamış, verili sisteme karşı adeta o yaşta isyan içerisine girmiştir. Tüm arayışları toplumsallığını yaratma, örgütleyip harekete geçme eylemiydi. Oyunlarına kadınları katma eylemi günümüzde kadın partileşmesi ve ordulaşmasıyla birleşmiş, toplumsallığıyla ete kemiğe bürünmüştür.

Kapalı kapıların ardında ve fısıldaşarak yoldaşlarına "Kurdistan sömürgedir" dediğinde ilk doğru ve cesaretli tespitin ilanına gitmişti. Artık ok yaydan çıkmış, Kurdistan seferi başlamıştı. Özgürlük mücadelesinde partileşerek kurumlaşması tarihsel adımdı ve artık eyleme geçme zamanıydı. Eylemsiz, politikasız ve cesaretsiz bir örgüt olamazdı. Yalnızca söylemlerle yetinen bir yapılanmanın tasfiye olmaya mahkum olacağı, etkisizleşeceği neredeyse kesine yakındı. Önderlik özgürlük yürüyüşüne başlarken bu yaklaşımları kabul etmemiş, örgütün eylemle pratikleşmesine inanmıştır.

Büyük özgürlük yürüyüşüyle Kurdistan kentlerine sabahların tılsımıyla güneşin bakışlarını bırakma zamanı gelmiş, her gecikme tarihsel rollerini oynamama olacak ki, bunca yankılı çığlıklara yazık olur. Herkes bulunduğu yerde ama mutlaka rol ve misyonunu doğru, zamanın ruhuna göre hareket etmek durumundadır. Cudi’nin elleri, Ararat’ın gözleri hasretle özgür bir ülke günlerini bekliyor.

Önderlik üzerindeki mutlak tecritin devam etmesi ve fiziki özgürlüğünün halen gerçekleşmemesi yetmez yoldaşlığın halen devam ettiğinin ifadesidir. Bu yetmezlikten kurtulmanın şartı "Önderliksiz yaşam asla" demenin pratikleştirme vakti gelmiştir. Gerilla eylem ve söylemleriyle bunu yapıyor. Ortadoğu cehennemi yeni savaşların ayak sesleriyle yankılanacak gibi. Dünya egemen güçleri ve mevcut gerici, statükocu Ortadoğu devletleri kendi hesaplarında. Halkların duygu ve düşüncelerini hesap dışı bırakmaya devam ediyor. İktidar hastalığı adeta beyinleri felç, gözleri kör, kulakları sağır etmiş durumda. Bu çıkmaz döngüden kurtulmadıkça halkların ölümü, topraklarından göç trajedisi devam edecektir.

Büyük özgürlük yürüyüşü tüm bu çıkmazların ilk adımı olarak mücadele geleneğini kesintisiz devam etmeyi sürdürmeli. Önümüzde 31 Mart yerel yönetim seçimleri ver. Özellikle Kurdistan kentleri kayyum faşizminden ve yolsuzluklarından kurtarmak gerekiyor. Kurtarmakla yetinilmemeli, halk belediyeciliği modelini mutlak anlamda geliştirilmeli. Eğer toplumsal belediyecilik paradigması anlaşılıp pratikleştirilmezse Türk faşizan yönetim anlayışı yeni kayyumlarla kazanılan belediyeleri yeniden gasp etme durumuna geçer.

Özgürlük yürüyüşünün zılgıtlı dili İmralı kayalıklarına çivilenen Önder Apo’nun esaretini parçaladıkça başarılı olacağı şimdiden söylenebilir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.