Polise ifade vermediler

• Kadıköy’deki Gemlik Yürüyüşü’nde polis saldırısı sonucu gözaltına alınan 70’in üzerindeki kişi saatlerce araçlarda kelepçeli bir şekilde bekletildi; avukatlar görüştürülmedi. Sabaha karşı ifadeleri avukatsız alınmak istendi, ancak gözaltındakiler ifade vermedi.  

 

ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgere Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) öncülüğünde, “Tecrit Siyasetine Karşı Özgürlüğü Savunmak İçin Gemlik’e Yürüyoruz” şiarıyla Bursa’nın Gemlik ilçesine gerçekleştirilecek yürüyüş için Kadıköy’de bir araya gelerek yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş boyunca Öcalan lehine sloganlar atılırken, polisler birçok noktada saldırdı; 70’in üzerinde kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanların Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Araçlar içinde bekletilenlere yaklaşık 7 saat boyunca su bile verilmedi. 

Görüşmek üzere giden avukatlar, alınmadı. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatların içinde bulunduğu çok sayıda kişi, görüşmek için Emniyet kapısında bekledi. Emniyet, avukatları yedişer gruplar halinde, içeriye almak istedi. Ancak avukatlar, tepki göstererek, keyfi bir uygulama olduğunu söyleyerek, kabul etmedi. Bunun üzerine avukatlar, Emniyet önünde oturma eylemi yaptı.

Sabaha karşı ise gözaltında bulunanların ifadeleri avukatsız alınmak istedi. Gözaltında bulunanlar, avukatsız ifade vermeyeceğini belirtti. Polis, durumu, “susma hakkı” olarak düzenledi. İfade vermeyen birçok kişi serbest bırakılırken, hakkında “tespit” olduğu iddia edilen 25 kişi ise gözaltında tutuldu. Gözaltında tutulanların savcılıkta ifadeleri alınmak üzere gün içinde adliyeye çıkarılması bekleniyordu.

Gözaltında bulunanların isimleri şöyle: HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eşbaşkanı Özlem Gümüştaş, Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, Eylem Çelik, Onal Yusufoğlu, Rıdvan Karataş, Adem Gözöngü, Elif Bulut, Erhan Bayrak, Yaşar Gül, Mürüvet Küçük, Çiğdem Kılıçgün Uçar, Koray Turkan, Şedat Şenoğlu, Nevzat Yeziz, Pınar Türk, Ezgi Gürbüz, Hatice Deniz Aktaş, Ali İpekli, Halis Bingöl, Reşat Ayata, Mehmet Masyon, Ali Emre Ecer, Roni Gören ve İsmail Temel.

Öztürk: Zihniyetleri böyle

Yürüyüşleri polis tarafından engellenen DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, gazetemize yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Dostlarımızla birlikte yürüyüş gerçekleştirmek istedik ama faşizm bir kere daha gerçek yüzünü gösterdi. Demokratik hakkımız olan yürüyüşümüz engellenmek istendi. Zihniyetlerini bir kere daha burada bize gösterdiler.”

Uca: Amacımıza ulaştık

Tecrit politikasının tüm ülkeye nasıl yayıldığını yapılan bu yürüyüşle net bir şekilde görüldüğünü kaydeden HDP Milletvekili Feleknas Uca, “Devlet tecrit politikasıyla İmralı’da Sayın Öcalan’ın sesini kısmaya çalışıyor. Ancak bizler bu politikayı asla kabul etmeyeceğiz. Gemlik’e yapmak istediğimiz yürüyüş polis tarafından engellendi, ancak her yer bizim için direniş alanıdır. Bu yürüyüşün en büyük amacı tecrit politikalarını teşhir etmekti, bu amacımız gerçekleşmiştir. Kürdistan ve Türkiye’de tecrit politikalarını teşhir ettik” diye konuştu. 

Kesintisiz devam edecek

Yürüyüşün sadece Gemlik’e gidip bir açıklama yapma amacını taşımadığını dile getiren HDP Van Milletvekili Sezai Temelli ise şunları dile getirdi: “Kitleler kararlı şekilde iradesini ortaya koydu. Bu yürüyüş başladı ve kesintisiz sürecektir. Bu yürüyüş Türkiye’nin kriz ortamına, tıkanmış ortamına, çöküş ortamına bir müdahaledir. Çünkü bu girdaptan çıkmasının yegane yolu çözümün sesinin özgür kalmasından geçiyor. Gemlik Yürüyüşü bu iradeyi ortaya koyma anlamında başlatılmış önemli ve güçlü bir adımdır. 

Bu bir tecrit düzenidir

Yürüyüş her yerde şiddetle bastırılmaya çalışıldı. Bu da tüm Türkiye kamuoyuna gösterdi ki aslında yaşadığınız düzen bir tecrit düzenidir. Bu tecrit düzenini kırmak için herkes olduğu yerden mutlaka kararlı bir adım atmalıdır. Tecridin kırılması, savaşın son bulması, Türkiye’nin demokratikleşmesi, Türkiye’nin faşist düzenden kurtulması için herkes üzerine düşen sorumluluğu almalıdır ve gereken adımı atmalıdır.

Bu yürüyüş, uzun soluklu bir siyasi mücadelenin başlangıcının ilk adımıydı. Bunu gerçekleştirdik ve yürüyüş devam ediyor. Tecrit son bulana kadar, siyaset özgür kalana kadar, Türkiye gerçek anlamda demokratik bir sisteme kavuşana kadar bu yürüyüşümüz sürecek.”