Politika adliye koridorlarına sıkıştırılıyor

Forum Haberleri —

Erdoğan

Erdoğan

  • Erdoğan Suriye’de ve Irak’ta Kürtlere saldırsın, düşmanlık yapsın ama Türkiye’nin içinde de 'Türk-Kürt kardeşliği' sağlansın isteniyor. Bu olanaklı değil. İçeride Kürtlerle kardeşlik isteyenler Suriye’de devşirilmiş çapulcu güçlerle saldırmaz.

ZEKİ AKIL

Erdoğan seçimi kaybetmiş bir yönetici gibi davranmıyor. Siyasi ahlak ve geleneklere, hukuka da uymuyor. Bütün motivasyonu ve politika yapma amacı iktidarı ele geçirmek ve orada kalmaktır. Bunun içi bütün demokratik kazanımları ortadan kaldırmaya ve ülkeyi içte, dışta savaşa, çatışmaya sürüklemeye devam ediyor. Ölüm yokmuş gibi davranıyor. Hayal etmediği bir servete ve güce kavuştu. İktidarı kaybederse her şeyi kaybedeceği korkusuyla her şeyi iktidara feda edecek bir zihniyette.

Erdoğan muhalefeti politika yapamaz hale getirmek istiyor. Başta CHP olmak üzere düzen partilerini baskılamaya çalışıyor. Seçimi kaybeden parti değilmiş gibi muhalefeti kıskaca almış durumda. Muhalefeti adliye sopasıyla işlemez hale getirmek istiyor. Erdoğan adliyeyi açık bir iktidar aracı olarak muhalefete karşı kullanıyor. Yargı bağımsızlığı şeklen de ortadan kaldırılmış durumda.

Türkiye giderek yoksullaşıyor. Ekonomi bir türlü rayına girmiyor. Enflasyon halk kitlelerini soymaya ve ezmeye devam ediyor. Ülkenin coğrafyası, doğal kaynakları talan ediliyor. Zenginler daha zengin yoksullar daha yoksul oluyorlar. Ülkenin böyle ağır ve temel sorunları orta yerde duruyor. Bütün bunlardan beslenen ve onları besleyen bir de Kürt sorunu var. Bu sorundan kaynaklı çatışmalar, Suriye ve Irak sınırları içinde süren bir savaş var. Hükümet bunların tartışılmasını istemiyor. Gerçek gündemler yerine kendi gündemlerini halka ve muhalefete dayatıyor.

Ortadoğu kaynıyor. Türkiye bölge çapında Kürtlere saldırıyor, savaşı diğer ülke topraklarına taşırmış. Irak sınırları içinde onlarca askeri üs kurulmuş. Güney Kürdistan sürekli bombalanıyor. Aynı şekilde Suriye’nin önemli bir kısmı işgal edilmiş. Rojava’da Kürtler üzerinde etnik temizlik politikaları yürürlükte. Türk ordusu şimdi Suriye’nin 80 km içlerinde Tışrîn barajını, Karakozak köprüsünü bombalıyor, ele geçirmek istiyor. Ayrıca Kobanê kuşatılıp alınmak, Kürtlerin kazanımları ortadan kaldırılmak isteniyor. Suriye’de Türkiye’nin saldırıları dışında savaş durmuş. Dünya savaş dursun, Suriye’de siyasi bir çözüm bulunsun diyor ama Erdoğan savaşta ısrar ediyor.

Ortadoğu İsrail’in güvenliği eksenli yeniden düzenleniyor. ABD ve Avrupa aktif olarak devrede. Türkiye’nin bundan etkilenmemesi mümkün değil. Bu gelişmelerden yola çıkarak Önder Apo sürece bir müdahalede bulundu. Bahçeli gibi insanlar da tehlikeyi gördükleri için İmralı’yı adres olarak gösterdi ve çatışmaların sonlanması gerektiğini söyledi. İmralı’ya görüşmeye giden heyet parlamentoda bulunan bütün partileri ziyaret etti ve Önder Apo’nun görüşlerini ve ne yapmak istediğini kendileriyle paylaştı. Onlar da basına yansıdığı kadarıyla bu girişime olumlu baktılar.

Erdoğan süreci izliyor. Herkes onun iktidar eksenli gelişmeleri ele aldığını biliyor. Eğer iktidarı kazandıracak ve ölene kadar cumhurbaşkanı olmasını sağlayacaksa buna taş koymayabilir. Ama iktidarına hizmet etmezse daha önce yaptığı gibi girişimleri boşa çıkarabilir. Erdoğan’ın bu politika tarzına karşı muhalefetin tutumu nedir diye sorulduğunda olumlu bir cevap ortada yok. Süreci olumlu karşılıyorlar ama öncülük etmiyorlar. Sahiplenmiyorlar. CHP neden Tışrîn’e saldırıyoruz, Irak’ta bu bombardımanlar ne zamana kadar devam edecek diye bir söz kullanmıyor. Dışarıda savaş sürdüğünde içeride barış olur mu? Olursa nasıl olur, bunu halka açıklamaları gerekir.

Erdoğan Suriye’de ve Irak’ta Kürtlere saldırsın, düşmanlık yapsın ama Türkiye’nin içinde de 'Türk-Kürt kardeşliği' sağlansın, isteniyor. Bu olanaklı değil. İçeride Kürtlerle kardeşlik isteyenler Suriye’de devşirilmiş çapulcu güçlerle saldırmaz. İçeride Kürtleri ayarla ama dışarıda da avla politikası açık ki, bir çıkmaz sokaktır. Bu açıdan muhalefet güçleri kardeşlik ve çözüm politikalarını sahiplenmeli, bu konuda öncülüğü ele almalı ve meydanı AKP’ye bırakmamalıdır. Şimdi Erdoğan süreci sabote ederse muhalefetin yapacağı bir şeyi var mı, bir alternatif sunuyor mu?

CHP son seçimde kazanan, birinci olan partidir. Ama şimdi Erdoğan karşısında şamar oğlanı gibi. Belediyelere el konuyor, basın çalışanlarına göz açtırılmıyor, ağzını açan başkanlara davalar açılıyor. CHP ve diğer partililer adliyelere taşınıyor. Politika adliye koridorlarına sıkıştırılıyor. Muhalefetin açık ki, stratejik bir çıkış yapması ve gündemi Erdoğan’ın belirlemesine izin vermemesi gerekir. Bu açıdan Kürt sorununa doğru bir yaklaşım ve bütün demokratik güçlerle etkili bir iş birliğine ihtiyaç var. Bu yapılmazsa Türkiye bu kısır döngüden çıkamaz ve muhalefet de güç kaybetmekten kurtulamaz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.