QSD planlarını hapsetti

  •  7. yılına giren Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, Türk devleti, DAİŞ ve diğer çeteleri, BAAS rejimi ile KDP’nin ambargo, tehdit ve saldırılarıyla mücadele ediyor. Dışarıdan saldırılarla yetinilmeyerek içeriden de harekete geçirilen DAİŞ’e son olarak cezaevi baskını yaptırıldı. 
  • Aynı anda Türk devleti ve bünyesindeki çeteler hem Şehba hattında hem de Kobanê Girê Spî hattındaki saldırılarını arttırdı; Şengal’e SİHA’larla suikast aldırılarıyla YBŞ’yi hedef aldı. BAAS rejimi, Özerk Yönetim ve QSD’yi suçladı. KDP de kapıları kapalı tutmayı sürdürdü. 
  • Cezaevindeki elemanlarının da aktifleştirilmesi ve müttefiklerinin desteğiyle Hesekê’nin işgaline kadar varacak DAİŞ’in saldırısı, Kuzey-Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin askeri ve asayiş güçleri tarafından bastırıldı. 175 DAİŞ’li öldürüldü, 10 bin kişilik bir güçle operasyon başlatıldı.

 

Türk devletinin direkt veya dolaylı desteği artık sır olmayan DAİŞ çetesi, 5 bin elemanının tutulduğu Hesekê’deki bir okuldan dönüştürülen Sinaî Cezaevi merkezli kapsamlı ve kendi planlama kapasitesini aşan bir saldırı başlattı. Saldırı, Özerk Yönetim ilanının ve Efrîn’e işgal saldırısının yıl dönümüne denk getirildi. 

Saldırı planının merkezindeki Xiwêran Mahallesi’ndeki Sinaî Cezaevi’nde, DAİŞ’in Kuzey-Doğu Suriye bölgesindeki son işgal alanı Baxoz’da yakalanan 5 bin çete üyesi tutuluyor. DAİŞ elemanlarının tüm yeme, içme, giyecek başta olmak üzere ihtiyaçları Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi tarafından karşılanıyor. Cezaevinin güvenliği de yine Özerk Yönetim’e bağlı güçler tarafından sağlanıyor. Bu cezaevindeki çete elemanları 50 farklı devletin vatandaşları. Dolayısıyla DAİŞ’in son ana kadar teslim olmayan, zihniyetinden ve hedefinden vazgeçmeyen, iyi eğitilmiş elemanları. Saldırı planına göre buradaki DAİŞ’liler dışarı çıkarılarak kent katliamla işgal edilecekti. Bunun için bomba yüklü bir araç ve motosikle cezaevinin ana kapısı önünde patlatıldı. Aynı saatlerde Xiwêran’da çıkan saldırıya karşı başlatılan operasyona destek amacıyla giden Til Temir Askeri Meclisi’ne ait bir araç işgalci Türk devletin SİHA’ları tarafından hedef alındı. SİHA’lar eş zamanlı olarak Şengal’e bağlı Geliyê Şino çevresinde iki YBŞ aracını hedef aldı. İşgalci Türk devleti Til Temir çevresine askeri güçlerini yığmaya başladı. İşgal altındaki alanların sınırındaki tüm alanlar ağır silahlarla vuruldu. Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Sözcüsü Luqman Ehmê, “Ortak planı, uygulamayı DAİŞ çetesi, propagandasını BAAS rejimi, QSD’nin dikkatini diğer bölgelere çekme görevini ise Türkiye üstlendi” dedi. 

QSD Basın İrtibat Merkezi Sorumlusu Ferhad Şamî

Bu cezaevi boşlatılacaktı

QSD Basın İrtibat Merkezi Sorumlusu Ferhad Şamî, ANHA özel programında DAİŞ’in cezaevi saldırısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Saldırıların asıl amacının DAİŞ’i yeniden canlandırmak olduğunu söyleyen Şami, Türkiye ve Şam hükümeti basınının DAİŞ’e sözcülük yaptığını ifade etti. Saldırılar karşısında uluslararası güçlerin sessiz kalmasına dikkat çeken Şami, önümüzdeki günlerde bu güçlerin tutumuna farklı bir yöntemle cevap vereceklerini söyledi. QSD güçlerinin dikkatli olmaması halinde 5 bin DAİŞ’linin cezaevinden kaçmasının muhtemel olacağını kaydeden Şami, “Bu plan sadece birkaç çete elemanını cezaevinden kaçırmanın planı değildi. Hapishanedeki DAİŞ’liler en tehlikelileri. Bu hapishane geçiciydi. Yakında faaliyete geçecek olan Şedadê Cezaevi kuruldu ve bunlar oraya gönderilecek” dedi. 

Musul ve Felûce gibi

Stratejik bir saldırı olduğunu vurgulayan Ferhad Şamî, “DAİŞ yeni çıktığında Musul, Felûce hapishanelerine saldırılar oldu. El Kaide ajanları hapishanelerden kaçırıldı ve kendi örgütlerini kurdular. Şimdi Hesekê’de yapılan saldırıyı bu çerçevede değerlendiriyoruz. Saldırılar ilk gerçekleştiğinde güçlerimizin direnişi olmasaydı 5 bine yakını cezaevinden kaçacaktı. Geniş çaplı bir planlama yapılmıştı ve sadece kaçırılmaları amaçlanmıyordu. Plan, DAİŞ’i hem istihbarat yönüyle hem de uluslararası alanda yeniden canlandırmaktı. 

Ankara ve Şam yönetimleri

Türk devletinin medyası ve Şam hükümeti de yaptığı açıklamalarla DAİŞ’in sözcülüğünü yaptı. Müdahale etmeyi başardık ve bölgeye yayılmasına ve planlarını gerçekleştirmesine izin vermedik. Ülke içindeki ve dışındaki çeteler parmaklıklar ardına düşecektir. Tutuklanmayanlar da öldürülecektir. Öldürülmekten ya da teslim olmaktan başka çareleri yok.

Eş zamanlı saldırılar

Sinaî Cezaevi’ne yönelik saldırılarla eş zamanlı olarak işgalci Türk devleti, Til Temir, Şengal ve Eyn Îsa’ya saldırılar düzenledi. Planları şöyleydi; Hesekê kapatılacak, Kezwan dağının arkasında bir hat açılacaktı ve Til Temir hattı Türk devlet çetelerinin Hesekê’nin arkasına dönmesi için koridor olarak kullanacaktı; Türk devleti kendisinin değil DAİŞ’in bölgeyi kapatacağını söyleyecekti. Bu saldırı koordineli bir şekilde gerçekleştirildi.”

DAİŞ’e kolaylık için

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Savunma Bürosu Eşbaşkanı Zêdan El Asi ise DAİŞ çetesinin içeride ve dışarıdan destek aldığını; Şam hükümeti ve Türk devletinin Özerk Yönetim’i yok etmek için saldırılarda payı olduğunu söyledi. Türk devletinin DAİŞ’e zaman ve alan kazandırmak için Eyn Îsa’ya yoğun saldırılarına dikkat çeken Asi, “Türk devleti, DAİŞ’in işini kolaylaştırmak için bir yandan Eyn İsa’ya saldırdırdı, diğer yandan Til Temir’e askerlerini yığdı/yığıyor” şeklinde konuştu.  HESEKÊ

 

Uyarılar dikkate alınmadı

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi, cezaevi yetkilileri, cezaevlerinin tehdit oluşturduğu konusunda daha önce defalarca uluslararası güçleri uyardı. Aynı uyarı Hol Kampı’nda bulunan DAIŞ aileleri için de tekrar tekrar yapıldı.

Cezaevi olarak inşa edilmeyen ama cezaevi olarak kullanılan binanın çok eski olduğu ve cezaevinin kapasitesinin üzerinde dolu olmasının ciddi risk oluşturduğu bilinmesine rağmen uluslararası güçler sorumluluklarını/taahhütlerini yerine getirmedi/getirmiyor. 

Gerekenin yapılması, DAİŞ’in tamamen bitirilmesi ve yeniden örgütlenmesinin engellenmesi amacıyla 2019’da Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (NRLS) tarafından üç günlük uluslararası bir forum yapıldıı. Dünyanın farklı yerlerinden gazeteci, akademisyen, siyasetçi, araştırmacı, inanç temsilcilerinin de olduğu yüzlerce kişinin katıldığı forumda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) DAİŞ’in bitirilmesine dönük kararları yerine getirilmesi gerektiği vurgulandı. Adaletin sağlanması için QSD’nin tutukladığı binlerce DAİŞ elemanı ve ailelerinin yargılanacağı bir uluslararası mahkeme, Kuzey-Doğu Suriye’de kurulması çağrısı yapıldı. Bunca çağrı ve uluslararası çapta yapılan çalışmalara rağmen DAİŞ’lilerin yargılanmasını üstlenmediler. 

Türk devletinin bölgeye dönük saldırılarına eş zamanlı olarak zindanlardan kaçması için zemin de oluşturuluyor. Şimdiye kadar ki birkaç girişim sonuçsuz kaldı. Türk devletinin 2019’daki bombardımanlarından faydalanan 785 DAİŞ üyesi Eyn Îsa’daki kamptan kaçtı. 9 Eylül 2020’de cezaevinden firar girişiminde bulunan 20 DAİŞ elemanının 4 metre derinliğinde 20 metre uzunluğundaki tüneli, ranzalardan söktükleri çubuklarla kazıdıkları ortaya çıktı. İç Güvenlik Güçleri, firar etmek isteyen DAİŞ’lileri kazdıkları tünelden kaçmaya çalışırken yakaladı.

QSD Basın İrtibat Merkezi Sorumlusu Ferhad Şamî de DAİŞ dosyasının hapishaneler, kamplar, hücreler, istihbarat ve finans dahil tek bir parçası olduğunu; sadece güvenlik, siyasi ve ideolojik olgularla ele alınamayacağını söyledi. DAİŞ’in kaynakları ve ideolojisinin kurutulması gerektiğini kaydeden Şamî, “DAİŞ işgal edilmiş topraklardan yararlanıyor. Bu nedenle bölgede bu çetelerin yargılanması ve sorunun çözülmesi için uluslararası bir mahkeme kurulmalıdır” dedi.

 

175 DAİŞ’li öldürüldü büyük operasyon başladı

QSD Genel komutanlığı, dün öğleden sonra kapsamlı bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamanın tamamı şöyle:

Türk devletinin bölgemize yönelik tehdit ve saldırılarının devam ettiği biliniyor. Bir süre önce Kobanê’de 6 gencimiz Türk hava saldırısıyla şehit edildi, ardından Eyn Îsa, Zirgan ve Til Temir köylerine saldırılar yoğunlaştı. Güçlerimiz, saldırılara karşı hem halkı hem de yerleşim yerlerini korudu. Güçlerimiz, işgal altındaki alanların cephesinde böyle yoğun bir savunma içerisindeyken DAİŞ çetesi Hesekê’deki Sinaî Cezaevi’ne kapsamlı saldırıda bulundu. Bu cezaevi, tüm dünyanın güvenliği açısından önemli bir merkezdir. 

Bazı DAİŞ’lilerin itiraflarına göre; bu saldırıda 200 intihar bombacısı yer aldı. Bazıları işgal altındaki Serêkaniyê ve Girê Spî, bir kısmı da Irak tarafından gelip Xiwêran Mahallesi’ne yerleşti. 6 aylık hazırlığın ardından 20 Ocak günü saat 19.30’da bomba yüklü araçlarla cezaevine saldırı başladı. Cezaevindeki DAİŞ’liler de cezaevi personeline saldırarak rehin aldı. Firar girişimleri büyük oranda engellendi, ancak bazıları hemen bitişikteki İktisat Fakültesi’ne ulaştı. Güçlerimiz, cezaevinin etrafını kontrol altına aldı. 

Asıl büyük çatışmalar dışarıdan saldırılarla yaşandı. Doğu Xiwêran, Heyî Zuxûr ve Panaroma mahallelerinde çatışmalar devam etti, büyük oranda bastırıldı. Güçlerimizin kontrolü altında olan cezaevinde gerekli tedbirler alındı, toplu kaçış planları engellendi. Şimdi cezaevi içindeki kontrolün sağlanması için çalışmalar ve dışarıdan saldırada yer alıp hala sağ kalan intihar bombacılarına yönelik operasyonlar sürüyor. 

Bu iki-üç günlük saldırı ve operasyon sırasında saldırıda bulunan 150 ve firar edip çatışmaya giren 15 DAİŞ’li öldürüldü. 27 QSD savaşçısı da şehit düştü. 

QSD, kontrolü sağladıktan sonra büyük bir temizlik operasyonu başlattı. 10 bin QSD savaşçısı ve İç Güvenlik üyesinin katılımıyla DAİŞ’in gizli hücreleri ile saldırıda rolü olanlara karşı Hesekê, Reqa ve Dêrezor’u kapsayacak şekilde harekete geçildi. 

Bu üç gün boyunca QSD’nin yanı sıra Asayîş ve HPC ile Uluslararası Koalisyon da mücadele etti. Xiwêran ve bir bütün olarak Hesekê halkı da destek oldu. Hala peşinde olduğumuz DAİŞ’liler var, bunun için halkımızın desteğinin devam etmesini bekliyoruz. Güçlerimiz çok titiz bir çalışma yürütüyor ki siviller zarar görmesin, çünkü DAİŞ’liler Xiwêran sakinlerinin arasında saklanmaya çalışıyor. 

QSD olarak başından itibaren gösterdiğimiz azim, irade ve kararlılıkla DAİŞ’in artıklarının üzerine de gideceğiz ve bitireceğiz. Saldırı planına cevabımız bu olacaktır. Bunun yanında başka bilgileri de kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Yakalan bazı DAİŞ’lilerin ifadelerine göre; asıl sorumluları Türkiye ve Türkiye’nin işgal altındaki bölgelerdedir ve ulaşmak istediler. Bir kısmı da Irak’ın Ramadî bölgesinden geldi. Biz DAİŞ’le uğraşırken Türk devleti ve çeteleri, Eyn Îsa’daki mevzilerimize saldırıp üç savaşmızı şehit etti. Büyük bir direnişle saldırıları kırıldı. Aynı şekilde Til Temir ve Ebû Rasên hattında da yığınak yapıp saldırdılar. Saldırıların eş zamanlılığına dikkat çekiyoruz.

Bütün bunlara rağmen şunun tekrar bilinmesini istiyoruz; QSD olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da halkımızı ve topraklarımızı her türlü saldırıya karşı koruyacağız, gerekli yanıtları vermeye devam edeceğiz. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.