Referandum mu? Plebisit mi?*

Haberleri —

Öncelikle tarihten bir aktarımla başlayalım:

12 Eylülcü “Cunta, yönetim süresini uzatmak için devletin meselelerini ancak kendisinin çözeceğini, bu işi bitirmeden gitmeyeceklerini, siyasetçilere güvenmediklerini yoğun bir propaganda haline getirdi. Evren Anadolu’yu gezmeye başladı. Gittiği yerlerde ilkokullar dâhil, bütün eğitim kurumları tatil ediliyor, sokaklara diziliyordu. Devletin vasıtaları köylüleri şehre getiriyor, büyük paralar harcayarak muhteşem ve rengârenk kürsüler, bayraklar ve dövizlerle şehir süsleniyordu. Askeri bandolar, folklor ekipleri çalıp oynuyor ve şehir festival havasına giriyordu. Kürsü halktan 100 metre uzağa kuruluyor, Evren ve yanındaki dört general, amiral, başbakan kürsüye çıkıyordu. Amigolar coşkulu kalabalığı yönetiyor, Evren ağzına geleni söylüyordu… Kendisi bir kurtarıcıydı, adeta bir Atatürk olmuştu. Bir Anayasa yapacaktı. Demokrasi, özgürlükler ve çok partili parlamentoyu hizaya sokacaktı. Mesele şu Anayasa’ya milletin ‘Evet’ demesine kalıyordu… 

Referandum da ‘Hayır’ propagandası yasaklanmış, hapis cezaları ile önüne geçilmişti. Bu baskı ve tedhiş havasında herhangi bir sonuç alınması mümkün değildi. Radyo, TV ve basında generaller ‘Kesif’ bir ‘Evet’ kampanyasına giriştiler. Evren yurdu dolaşıp, bandolu, mızıkalı bir ‘Evet’ gösterisi yaptı. ‘Hayır’ demek ve gerekçesini anlatmak için ortaya çıkılamadı… Ülkenin her köşesinde ‘Hayır’ demeye kalkanlar, takip edildiler, tutuklandılar, yargılandılar. Referandum yüzde 92 ‘Evet’ oyunu bu şartlar altında almıştı. Evren 7 Kasım 1982 günü milletten oy almış bir diktatördü artık. Referandum Türk Demokrasisinin Tabuta konulduğu gün olmuştur.”*

Görüleceği üzere 12 Eylül Anayasa referandumunun, adı referandumdu, ancak öncesi yoktu: Anayasa toplum katında tartışılmamıştı. Seçmenlerin oy verebilecekleri başka bir alternatif de yoktu. Yasaklar ve baskın olan iletişim ve haberleşme araçları nedeniyle muhalif sesler duyulmuyordu. Bütün yollar Evren’e ve cunta anayasasına “Evet”e çıkıyordu. Hedef fiili durumu cunta anayasası üzerinden yasal bir çerçeveye oturtmaktı. Seçmenlere, “Hayır”ın fiili olarak yasaklandığı “Evet” veya “Hayır” deme kalıyordu.

Baskı koşullarında yapılan bu türden halk oylamaları dünyada plebisit olarak kabul ediliyor. 12 Eylülcüler ve benzeri diktatör liderler yaptıkları işler konusunda, “Evet” cevabını dayattıkları ve bütün düzeni bu sonucu elde etmeye göre kurdukları için, yapılan oylamaların referandumdan ziyade plebisit olarak kabul edilmesi gerekiyor.

***

15 Temmuz darbesi daha ilk günün sabahı bertaraf edildiği halde, darbe tehlikesi “şok” dalgalarla topluma sunulmaya devam edildi. Herhangi bir etik kurala bağlı kalınmaksızın medya gücü sonuna kadar kullanıldı ve toplumsal bilinç zehirlendi. Güçlü bir algı kuşatmasıyla toplum adeta felç edildi ve gerçekten koparıldı. Bu arada 20 Temmuz da asıl darbe yapıldı. En önemlisi “Devletin ‘beka’ Sorunu var” söylemiydi. Her türlü eleştiri “terörizm ve ülkeyi bölme ve vatan hainliği” ile karşılandı.

***

Gelinen noktada muhalefetin ‘muhalefet etme hakkı’ yok. Düşünce ve İfade Özgürlüğü, Basın Özgürlüğü, Toplantı ve Gösteri Hakkı yok.

İşte Selahattin Demirtaş cezaevinde, HDP yok edilmek isteniyor. Ülkenin itiraz eden yazarları, gazetecileri cezaevinde. Özgür medya yasaklandı ve bütün medya şikesiz beyinlere ve HDP’ye kapatıldı. Bir basın açıklamasında dahi gazlanma ve gözaltına alınma sıradanlaştı.

Referanduma “Evet” diyen kesimler ise, iktidarın yüksek desteğiyle faaliyetlerini sürdürecek ve tek yanlı propaganda ile “Evet” hedeflenecek.

12 Eylülcüler, baskıcı ve tek yanlı bir propagandayla, sola ve demokratik güçlere yönelik operasyonlarla alternatifsiz bıraktıkları toplumu Anayasaya “Evet” deme noktasına getirdi.

Tarih tekerrür mü ediyor? Etmez! Yeter ki alternatif olalım…

Ancak önce adını doğru koyalım: Bu da bir referandum değil, gidişat plebisite işaret ediyor. Zaten, Olağanüstü Hal Rejimi altında başka türlü olmasını beklemek safdillik olur…

* Demirellerin, Çağlayangillerin Çanakkale’de bir askeri birimde denetim altındayken Cunta konseyine yazdıkları mektuptan… 1982


*  Özgürlükçü Demokrasi

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.