Roj TV davası 15 Ağustos’ta
Danimarka Başsavcısı Joergen Steen Soerensen’in talebi üzerine Adalet Bakanlığı’nın Roj TV ve Mesopotamia Brodkast şirketi hakkında „PKK aktivitelerini teşvik ettiği“ iddiasıyla geçen yıl açtığı dava 15 Ağustos’ta görülmeye başlanacak. Roj TV’nin Danimarka Ceza Yasası’nın 114. maddesini ihlal ettiği iddiası üzerine açılan dava, başkent Kopenhag Mahkemesi’nde görülecek. Ceza Yasası’nın 114. maddesinde „Bir kişi, grup veya organizasyon, hedefi terör eylemleri olan icraatlarından dolayı cezalandırılır“ deniyor. Neredeyse 3 ay sürecek olan dava 9 Kasım tarihinde sona erecek. 25 oturumda görülecek davanın ilk haftasında 3 duruşma yapılacak. Savcılığın iddianamesi, daha çok itirafçılar ve Türk devletinin verdiği 25 dosyadan oluşuyor.
Kürdistanlılar meydanlarda olacak
Avrupa’da yaşayan Kürdistanlılar ise „sesimiz“ dedikleri televizyonlarına sahiplenmek amacıyla alanlara çıkmaya hazırlanıyor. Mahkeme öncesinde Danimarka’da 13-14 Ağustos’ta protesto gösterileri düzenlenecek. Kürt kurum temsilcileri, Kürt ve Avrupalı siyasetçiler de ilk duruşmaya katılacak. BDP, İHD ve Avrupa Kürt Dernekleri Federasyonu KON-KURD’un da aralarında bulunduğu bir grup duruşma öncesi mahkeme binası önünde basın açıklaması düzenleyecek.
Geçen yıl binası basılmıştı
4 Mart 2010’da Roj TV’nin Belçika’daki stüdyoları ve Danimarka’nın başkenti Kopenhag’taki merkez binasına yapılan saldırı ardından, tedbir kararı ile Roj TV’nin banka hesapları dondurulmuştu. „PKK’nin finanse ettiği bir yayın organı“ olarak konulan tedbir kararı 19 Ekim 2010’da Kopenhag Mahkemesi’nce reddedilmişti.
Wikileaks pazarlığı ortaya çıkarmıştı
Ocak ayında bomba gibi dünya gündemine oturan Wikileaks belgelerinde Danimarka ile Türkiye arasındaki Roj TV pazarlığını deşifre edilmişti. Belgelerde Danimarka eski Başbakanı Rasmussen’in Nato Genel Sekreterliği karşılığında Roj TV’ye kapatma sözü verdiğini kanıtlanmıştı. Belgeler, dava açılması için ABD ve Türkiye’nin Danimarka’ya yoğun baskı yaptığını da ortaya koymuştu. Pazarlığın basına sızması üzerine Roj TV, „hukuksuzluğun Wikileaks belgeleriyle tescillendiğini“ belirterek, açılan davanın düşürülmesini istemişti.
Ödüllü bir televizyon
Kapatmayla karşı karşıya bulunan Roj TV yaptığı „gerçek“ ve „doğru“ yayıncılıktan dolayı 28 Ocak’ta 150 dolayında şahsiyet tarafından 2011 Nobel Barış Ödülüne aday gösterilmişti. 1 Mayıs 2011’de ise Danimarka’da Yılın İfade Özgürlüğü Ödülü’ne layık görülmüştü.
Danimarka RTÜK’ü: Kapatma delili yok
Danimarka basında dava hakkında çok sayıda makale yayınlandı. Hafta sonu ve dün yayınlanan yazılarda, Roj TV davasına ilişkin değerlendirmelere ve farklı görüşlere yer verildi. 7 Ağustos Pazar günü, Berlingske gazetesi iki ayrı makalede Roj TV davasını ele aldı. Dün yayınlanan bir makalede ise, Danimarka Radyo ve TV Üst Kurulu’nun kararına yer verildi. Radyo ve TV Üst Kurulu bundan 3 ay kadar önce savcılığa başvurarak, savcılıkta bulunan yeni televizyon görüntülerini istemişti. Kurul bu görüntülerde, şiddete davet, nefret vb durumları gördüğünde Roj TV’nin yayın lisansını iptal etme hakkına sahip. Ancak 2 aylık değerlendirmelerden sonra, Kurul Başkanı Christian Scherfig, savcılığa verdiği cevapta, “İncelediğimiz materyaller, Roj TV’ye yeni bir dava açma veya eskisini yeniden ele almamız için yeterli değildir“ dedi.
Karar davayı zorlar
Bu durumu değerlendiren hukukçular, savcılığın delillerinin mahkemede sonuç verip vermeyeceğinin tartışılır duruma geldiğini belirtiyorlar. Kopenhag Üniversitesi’nden Jörn Vestergaard, “Radyo ve TV Üst Kurulu’nun bu kararı, savcılığın iddialarını oldukça zayıflatmıştır. Bu durumda savcı yeni kanıtlar bulmak zorunda kalacaktır“ dedi.
HABER MERKEZİ
