Şairlerimiz, ozanlarımız, yazarlarımız nerede?

Forum Haberleri —

YPJ/Rojava

YPJ/Rojava

  • Bize neden Kürdistan tarihinin işçilerini ve emekçi kurucularını anlatmıyorlar? Bize neden Fırat ve Dicle’nin gece ve gündüz nöbetçilerini, denize varmak için kanını su gibi akıtan yoksul, emekçi, genç, yaşlı kadın ve erkek savaşçılarından bahsetmiyorlar.

EZDA DENİZ STARA

Ovaların üstünde, nehirlerin üstünde, bulutların kucağında, dağ doruklarında binlerce yıldır direnen Kürt evlatları, şimdi nehirlerin altında, başakların altında, sarı ovanın altında bir ülke doğrultuyorlar yeryüzüne. Bir yaşam ve ölüm döngüsü, tohumun hayata dönüş hikâyesi, zamanın yeni bir icadı ile karşı karşıyayız. Bunun anlatısı olmak zorunda; anlatı dermandır.

Tişrîn direnişi de ikinci bir Zap, yeni bir çağ destanı olarak 2 aydır dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. Her yayınlanan direniş videoları kendi başına bir roman, bir şiir, bir sosyolojik analiz, bir hikâyedir. Sadece Tişrîn direniş tünellerinde iki savaşçı kardeşin savaş telaşı içinde tesadüf karşılaşması ve birkaç saniye dışında bir zamanları olmadığı için kısa bir sarılmadan sonra savaşa dönmeleri Kürdistan tarihinin ve Kürt insanın sosyolojik özetidir. Ve bunu en iyi anlatacak anlatılardan biri sanattır.

Ozanlar hal buyurur

Ozanlar hal buyurur; derdi görür, onu açar, onu sever, ona merhamet eder, onunla bir olur, derdin kendisine dönüşür. Hal buyuran ozanın ‘’Oy felek te ez çima héştim ji hevalan...’’ sözleri hangimizin yüreğini merhametle açmamıştır? Yasaklı bir isim ve dilin acılarını, horlanmayı, yok sayılmayı, yoksullaştırılmayı, yalnızlaştırılmayı bireysel öykülemeler, sitem ve intizarlar ile dile getirmek zorunda kalmıştır çoğu ozan. Bu yalnızlığı ve kimsesizliği gül ile, bülbül ile, felek ile anlatmaktan başka yolları olmamıştır. Sitemkârdık, kırgındık, çaresizdik, dar ağacında sallanan atalarımızın gölgesi, kan akan derelerimiz boğardı bizi ama bir volkan gibi yüreğimiz büyük bir ateşi de beslemekteydi.