Sakine Cansız aydınlatıyor

Haberleri —

“Düşman bu kadınlardan istediğini alamayacak. Onların hiç birine dokunamayacak, onları devrime karşı kullanamayacak, en zor ve disiplinsiz olanlarını bile.“ 


Bu cümleler Berlin’de 90 yıllardan bu yana işgal evi olarak kullanılan bir mekanın toplantı salonunda kararlı, öfkeli bir gencin ağzından çıkıyor. İzleyiciler pür dikkat kesilmişler. Kimin sözleri bunlar?

19 yaşındaki Hêvîn ve 23 yaşındaki YXK’li Şîlan’ın ağzından dökülen bu sözler korkunç işkencelerin yapıldığı Amed Cezaevi’ndeki direnişin önder isimlerinden Sakine Cansız’ın ‘Hep Kavgaydı Yaşamım’ kitabından…


Bandito Rosso

Hêvîn ve Şîlan’ın kitabının tanıtımını yaptıkları mekanın ismi Bandito Rosso. Burası Berlin’deki otonomcu solun en önemli kafelerinden biri.

Bandito Rosso, 90 yıllarda Berlin’in merkezi bölgesi olan Mitte’de Mottum caddesindeki 10-a evinin işgali ile birlikte kurulmuş. Hala Berlin’deki solun sembol yerlerinden biri. 

Kafenin içinde her şey çok eski. Mekanda haftada bir kaç kere -Vökü- Alman solu arasında halk mutfağı olarak bilinen bu geleneğe göre, projelerine finans arayan insanlar yemek pişiriyor. Buraya gelenler istedikleri bir bağış karşılığından yemek yiyebiliyor, yapabiliyor. İçeriyi aydınlatan mum dışında bir ışık yok, herkes oldukça neşeli. 


Öfke, hüzün ve sessizlik


Hêvîn ve Şîlan Almanca tanıtıma geçmeden önce içeride çoğu kadın, otuza aşkın kişi var. Sonrasında Ceni Kadın Merkezi’nin hazırladığı yazıyı genç kadınlardan biri okuyor. “Ben Sakine Cansız, ben Fidan Doğan, ben Leyla Şaylemez” ile başlayan cümleler ile Paris’te katledilen üç Kürt kadın devrimcinin hayat hikayeleri ile devam ediyor.

Hêvîn ve Şîlan katliamın arka planını ve neden özelikle Sakine Cansız’ın hedef alındığını anlatırken, seslerindeki öfke bariz şekilde hissediliyor. Salonda ise derin bir sessizlik hakim.

Hêvîn ve Şîlan kitaptan kesitler okurken seslerinde, heyecandan çok, kitabın okudukları kısmına bağlı olarak değişen tonlardaki öfke, kararlıklık, hüzün ve meydan okuma hissediliyor. 

Okuma bitiyor. Soru cevap kısmına geçiliyor, geçilmesine ama sanki herkes hala kitabın etkisinde. Toplantı Diyarbakır’da geçen yıl yapılan Newroz ve Sur’daki abluka ile ilgili iki kısa film ile sona eriyor. 


Hêvîn ve Şîlan 

Hêvîn 19 yaşında liseyi bu sene bitirdi. Şu an staj yapmak için Kürtçe film yapan bir prodüksiyon arıyor. Yönetmen olup Kürtçe filmler yapmak istiyor. 

Şîlan ise 23 yaşında hukuk öğrencisi, okulu bitirip uluslararası hukukçu olmak istediğini anlatıyor. Kendilerini JXK’li (Jinên Wxendewanên Kurd) olarak tanıtıyorlar.

Almanya’da doğup büyümüşler. İkisi de yurtsever ailelerden geldiklerini ama Kürt direniş hareketini ancak onu okumaya başladıktan sonra tanıdıklarını söylüyorlar. 

Sakine Cansız’ın anlattığı çelişkileri biz de burada yaşıyoruz diyorlar. İki  kadın Sakine’nin ‘Hep Kavgaydı Yaşamım’ kitabı ile ilgili daha önce aynı okumaları defalarca yapmışlar. Hêvîn şöyle anlatıyor: ‘’Biz burada büyüdük diye çelişkilerimiz daha farklı biraz ama Sakine Cansız’ın anılarında anlattığı bir sürü şeyi ben de kendi hayatımda görüyorum. Sakine Cansız beni aydınlattı. Dünyaya bakış açım genişledi. Daha önce hayatımın amacı olarak baktığım şey, bugün yapmak istediklerimin yanında  bana o kadar sıradan geliyor ki, bunu en çok eski arkadaşlarımla buluşunca hissediyorum. Bunu onları yaşamlarını hor gördüğüm için söylemiyorum ama giderek ilgilerimizin, yaşamı algılayışımız arasında çok büyük fark oluşmuş.’’


Şanslıyız


Şîlan da kadın olarak kendilerine dayatılan “normalliğin” hiç normal olmadığını ancak Sakine Cansız gibi Kürt kadınlarını tanıyınca farkettiğini söylüyor ve ekliyor: “Biz Avrupa’da büyüyenler kendimizi özgür sanıyoruz ama biraz derinine bakınca aslında bizde oluşturulanın tamamen bir illüzyon olduğunu farkediyoruz. Biz ama yine de şanslıyız, Sakine Cansız gibi bize çelişkilerimizi ve onlarla nasıl mücadele edeceğimizi gösteren bir örnek var.

İki genç Kürt kadını böylesi enternasyonal platformlarda konuşmacı olmanın kendileri için ne ifade ettiğini sorduğumuzda Hêvîn şöyle cevaplıyor: “Sevindirici buluyorum ama asıl olan şudur: Bizimle yaşıt genç kadınlar şu an Rojava’da, Bakûr’da dünyanın en cani ordularına karşı savaşıyor. Dolayısıyla buraya davet edilen onların mücadelesidir. Sakine Cansız’ın direnişidir. Onun mirasıdır. Bize düşen o direniş mirasına sahip çıkmak ve bu mirası dünyanın bütün insanlarına taşımaktır.”



FEHMİ KATAR/BERLİN
paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.