Sakine Cansız, Serxwebûn ve İmralı süreci

Haberleri —

Elimde Serxwebûn gazetesinin 373. Sayısı var. Tam 32 yıldır aylık çıkan Serxwebûn gazetesinin kapağında Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in gülümseyen suretleri ile Paris, Amed, Dersim, Elbistan ve Mersin’deki yüzbinlerin serhildan fotoğrafları... Gazetenin ikinci sayfasında ise Sakine Cansız’ın Serxwebûn gazetesinin 25. Yılı nedeni ile yazdığı yazı var. Cansız, “Serxwebûn bir yaşam romanıdır, yürüyen tarih, her acıya ve kahramanlığa tanıklık etmiş bir serüvendir bence” diye başlamış yazısına. Sonra daktiloda yazılan yazılara, Serxwebûn’un ilk sayılarının nasıl çıktığını, dağların doruğunda, zindanlarda bedel ödenerek yazılan yazıların düşünsel ve siyasal değerinden sözediyor.

Cansız, Mazlum Doğan’ı, anlatıyor, 1977 yılındaki anılarını yazmış. PKK’nin kuruluş döneminde ve sonrasında halklar için nasıl bir aydınlanma aracı olduğunu anlatmış. Sayfaları çevirmeye ve okumaya devam ediyorum Serxwebûn’un. “Devrimcilik Yiğitlik İşidir” başlığı altında PKK’nin kurucusu ve lideri Abdullah Öcalan ile Sakine Cansız’ın birlikte fotoğrafları var. Yazı ise Öcalan ile Sakine Cansız arasındaki 9 Nisan 1998 tarihindeki diyaloğu. Diyaloğun içeriği oldukça ilgi çekici. Bir devrimci için çalışma yol yöntemleri konusunda Öcalan’ın felsefik yorumları ise heyecan verici. Sakine Cansız Önderliğinden aldığı perspektifleri mücadele alanına taşıma telaşı içinde. “Önceki yetersizliğini aşıp pratikte başarılı olmak için” Öcalan’ın söylediklerini özümseme çabasını “başarılı olacağım başkanım” cümlesi ile sonlandırıyor. Öcalan’ın Sakine Cansız’a son sözleri ise şöyle: “... Sara’ya eleştirilerimizi sonuçlandırmış bulunuyoruz. Sanıyorum olumludur ve pratiği ile de kendisini mutlaka başarı temelinde sadece hatırlatmayacaktır, bizzat başarının kendisi olacaktır. Selamlıyoruz” Evet, Sakine Cansız, Öcalan’ın bu perspektifindeki gibi “başarının kendisi” olarak sadece Kürt halkının değil halkların yüreğinde yerini aldı...
Bu sözlerin ardından Serxwebûn’u okumaya devam ediyorum. Çünkü sadece tarihi anlamak için değil, içinde bulunduğumuz süreci ve geleceği anlamak açısından önemli yazılar var. Şu an içinde bulunduğumuz ve çokça tartışılan siyasal sürecin karakterini anlatan “Her türlü gelişmeye hazırlıklı olmalıyız” başlıklı yazıda Paris katliamı ile sürece verilmek istenen yöne dikkat çekiliyor. AKP’nin İmralı görüşmelerini çözüm yerine “yeni oyalama ve tasfiye politikasına” dönüştürme çabaları olabileceği belirtiliyor.
Serxwebûn’da “2013 yılı daha büyük ve kapsamlı bir mücadele yılı olacak” başlıklı bir yazı daha dikkatimi çekiyor. Kürt Özgürlük Hareketinin dönem değerlendirmesi sayılabilecek bu yazıda “Hareket 2012 yılı Ocak ayında PKK Meclis toplantısı, KCK Yürütme Konseyi Toplantısı, Askeri Konsey toplantısı, Kadın Hareketi toplantıları yapıldı. Bütün bu toplantılarda Önderliğin İmralı’da geliştirdiği tutum ve bu tutuma uygun bir planlama üzerinde tartışmalar yapıldı. Hareketimiz Önderlik perspektifleri ışığında süreci doğru okuyordu ve bunun için sürece uyngun, başarı şansı olan bir planlama geliştirdi” deniliyor. Ve 2012 yılı boyunca gerillanın araziye dayalı alan hakimiyeti ile AKP iktidarının askeri tasfiye politikasının boşa çıkarıldığı, siyasal alanda direngen bir tutum geliştirildiği, cezaevlerinde de dik durularak sürecin geçirildiği vurgusu yapılıyor.
Rojava’daki gelişmelerle Kürt siyasetinin Önderliksel bir hareket olarak kendisini ortaya koyduğu tespiti yapılıyor. Serhildan alanında yaşanan yetersizlikler ise özeleştiri konusu olarak ele alınıyor. “2012 yılının fedai ruhun en çok yükseldiği dönem” olduğu belirtilirken; gerillanın temel taktiği daha zengin olarak işletmesinin önemli ancak Dördüncü Stratejik Dönemin ölçülerini tam olarak yakalayamadığı belirlemesi yapılıyor. Bütün bunlara rağmen AKP’nin 2012 yılı içinde askeri ve siyasi alanda büyük başarısızlık yaşadığı belirtiliyor. Bütün teknik donanımına, uluslararası ittifaka rağmen AKP’nin askeri alanda büyük bir çözülme yaşadığı ve Botan, Gever, Şemzînan, Çelê hattında gerillanın başarılı alan hakimiyeti kuşatmasının kış boyunca bile sürdürüldüğü ifade ediliyor. 2012 yılının bir bütün olarak değerlendirildiği yazının sonunda; “2012 yılını tecrübelerinden ders alarak, varolan yetersizliğin giderilmesiyle 2013’ü daha büyük daha kapsamlı bir mücadele yılı haline getirmeyi önümüze koymak durumundayız” deniliyor. “Önder Apo ile yeterli yoldaşlığı başarmanın” da sözü veriliyor.
Dolayısıyla Kürt siyasal hareketinin 2013 yılına bir bütünlük içinde kendisini hazırladığını rahatlıkla görebiliyoruz. AKP iktidarının sınır hattına önceki yıllardaki durumu çok daha fazla aşan askeri sevkiyatlarının Şemzînan-Gever-Çelê hattında yoğunlaştırmasının, ocak ayından itibaren kesintisiz hava saldırıları yapmasının nedeni 2012 yılında aldığı askeri başarısızlıktır. 2012’deki Devrimci Gerilla Operasyonlarının çözüm gelişmezse 2013 yılında daha fazla boyutlanabileceğini düşünmesidir. Serxwebûn gazetesindeki yazıları dikkatlice okuduğumuzda bu AKP’nin içine girdiği ruh halini daha iyi okuyabiliyoruz.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.