Şaşılacak bir şey yok yani 

Forum Haberleri —

Nûdem Durak

Nûdem Durak

  • Tecavüzcü ahlaksız askere söz söyledi diye, Ezgi Mola’ya para cezasına, Ezgi Hanım da şaşırmamış, niye şaşırsın ki? Kürtçe şarkı söylediği için Nûdem Durak’a 19 yıl ceza verilmiş, önce şaka sanmış ve şaşırmış, artık o da şaşırmıyor.

RAUF KARAKOÇAN
Faşist AKP iktidarı asıl gerçek kuruluş formatına yeni dönüyor. İktidara gelmek için sığındığı mağduriyet edebiyatı, kullandığı dil, sıraladığı amaç ve hedefler, birlikte yol yürümeye çalıştığı kimseler, hepsi ve daha fazlası, tek kişinin diktatörlük hedeflerini gerçekleştirmek için bir araç olduğu bugün daha iyi anlaşılır olmuştur. Meğer asıl amacı milliyetçi, dinci ve kinci bir kitle tabanı yaratmakmış. Gıdım gıgım yol almakmış. Kendisine biat eden, itaatkâr sürüye ‘tövbe estağfurullah’ halife olmakmış. İktidarları için kardeş katlini vacip sayan bir ecdada öykünmekte. Her ne hikmetse büyük burunlu Abdülhamit’e sarılmaktadır. Şaşırmayın.

Yalanlarıyla inandırdığı sürü kitlesi sayesinde uzun süre kaldığı iktidarda son demlerini yaşamaktadır. Artık sürü taban kitlesinden de feryatlar yükselmeye başladı. Ekonomik sıkıntılar her kesimden insanı kavurmaktadır. Bu ülkeyi yaşanılmaz noktasına kadar getirip dayandırdı. Muhalefetin çapsızlığı da eklenince, yani alternatif siyaset üretilemediği gibi iktidarın payandası durumuna düşmekten kurtulamadı. Suç dosyası her geçen gün daha da kabaran bu iktidarın suç ortağı da bu günkü muhalefettir. Şaşırmayın.

Sınır dışı teskerelere, savaşa, işgale, talana evet diyen, dokunulmazlıkları kaldıran, belediyelere kayyum atayan, binlerce insanı siyasi rehin olarak tutan, kadın katliamlarının önünü açan, insana, doğaya, hayvana düşman iktidarın düzenlemelerine evet diyen muhalif bir siyaset var. Buna da şaşırmayın. ‘Erdoğan için saygın yalancı, nitelikli dolandırıcı’ tabirleri çok yerinde bir tabirdir. Hangi birisini sıralayacağımızı pek bilmiyoruz. O kadar çok yalan söyleyip sonradan çark ettiği o kadar çok olay var ki, akıl alır gibi değil. Erdoğan’ın bu yalan manevralarına da ‘pragmatist siyasetçi’ denilir olmuş. Tıpkı, ‘Köydeki nohut şehre inince leblebi olmuş’ öz deyiminde olduğu gibi. Faşist zihniyetli, dinci görünümlü yalancı bir diktatör oluveriyor. Bukalemun gibi renk değiştirmesi, amaçlarına ulaşmak için başvurduğu bir taktiktir. Şaşırmayın.

İnsanların inancına, yaşam tarzlarına, dillerine, kültürlerine yapılan saldırılardan sonra, sıra müziğe kadar geldi. Peşi sıra konserler iptal ediliyor. Sanata düşmanlık faşizmin gereğidir. Türkiye’de sanatçılara düşmanlık da yeni değil. Ahmet Kaya’ya linç girişiminin nedeni Kürtçe şarkı söyleme istemiydi. Şimdi de Kürtçe Müzik konserleri güvenlik gerekçesi yapılıyor. O günden bugüne değişen bir şey yok. Kürtlere dair her şey yasak, Kürdün kendisi de günün birinde yasaklanırsa şaşmamak gerekir. Aslında olup bitenlerden Kürtler hiç şaşırmıyor, aklı başında insanlar da pek şaşırmıyor. Fakat aklı evvellerden şaşıran, sürü haline gelmiş epeyce bir taban var. Buna hiç şaşırmayın.

Ülke uçurumun eşiğine gelmiş, buna rağmen savaşa hazırlanan iktidar var. Savaşa para var ama alım gücü olmayan, geçinemeyen ve bu nedenle intihar eden insanın karnını doyuracak para bulunmuyor. Yurt dışına kaçırdıkları milyonlarca doları var ama milyonlarca insanı da açlığa mahkûm ederler. Herkesin bildiği bir durum olmasına rağmen insanlar neden şaşırıyor. Tecavüzcü ahlaksız askere söz söyledi diye, Ezgi Mola’ya para cezasına, Ezgi Hanım da şaşırmamış, niye şaşırsın ki? Kürtçe şarkı söylediği için Nûdem Durak’a 19 yıl ceza verilmiş, önce şaka sanmış ve şaşırmış, sonra ceza gerçek olunca artık o da şaşırmıyor. Erdoğan iktidarında her şey oldu, oluyor, olabilir.

Tecavüzcüye, uyuşturucu baronlarına ceza indirimi hatta cezasızlık var, gezi davasına ceza yağar. Haksız gerekçesiz ve mesnetsiz nedenlerle insanlar içerde çürütülmeye terk edilir. Cezası bitenleri dahi tahliye etmezler. Bunda şaşılacak hiçbir şey yok.

Kuran kurslarındaki çocuklar cinsel istismara uğrar, şiddet görür, cemaat yurtlarında öğrenciler intihar eder, artık kimse şaşırmıyor. Olağanmış, olabilirmiş yani! Ahlaki değerleri bu kadar aşınmış bu cemaatlerin yaptıkları insanın fıtratında yoktur. Ama iktidarın dayandığı duvar görevi gördükleri için yaptıkları her şey mubahtır, yanlarında kâr kalıyor. Sürü kitle yine de bu ahlaksız cemaat ortamlarına, kuran kursu dedikleri bataklıklara çocuklarını göndermeye devam ederler. Bu adeta alışkanlık haline gelmiş, şaşılacak bir şey yok yani.

Bütün şaşkınlıkları gidermek için ne yapmak gerekir? Bu yozlaşmış iktidarı, ahlaksız, hukuksuz yapıyı elbette bertaraf etmek gerekir. Türkiye’de tuz da koktuğu için yapılacak şey köklü bir değişikliktir. Kokmuş, çürümüş iktidarı da sistemi de sandığa gömmek yetmez, mezara gömmek gerekir. Restore etmek, değişmek yetmez. Faşist, ırkçı, milliyetçi, dinci zihniyet oldukça, kafatasçı insan oldukça zulüm bitmez.

Kürtler bu duruma şaşırmadığı için sürekli hedef durumundadırlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bundan sonrası için nafiledir, Kürtleri yok edemezler. Teknik üstünlüğe güvenerek savaşı dayatanlar kaybetmeye mahkûmdur. Çünkü en büyük teknik insandır. Kürtlerde fazlasıyla insan vardır. Savaşı dayatanların yeri de er ya da geç mezardır. Bu sonuca da hiç kimse şaşırmasın istiyoruz. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.