Savaş ve soygun makinasını durdurmak

• Erdoğan depremden daha büyük bir felaket olarak Türkiye, Kurdistan ve Ortadoğu’nun üstüne çöktü. Savaş, ölüm, soygun, işgal ve etnik temizliği etrafa saçtı. Hala da Kürt halkına karşı soykırım eksenli savaşı ve saldırıyı sürdürüyor. 

ZEKİ AKIL

Türkiye ve Kurdistan, Suriye ağır bir deprem yıkımı yaşadı. Bu ülkelerde her şeyin eskisi gibi yürüyeceğini bekleyenler, değişime ve gerçeğe aykırı duranlar olur. Suriye bir iç savaşla böyle bir yıkım ve sarsılma yaşamıştı. Üstüne bir de deprem geldi. Türkiye, hem Suriye’yi işgal etmiş hem de Zap ve Metina gibi gerilla bölgelerine işgal saldırılarını sürdürüyor ve ekonomisini savaşta tüketiyordu. Ayrıca Kürt halkı büyük bir baskı altına alınmış, ölüm, tutuklama ve doğa tahribatı sınır tanımıyordu. Demokrasi adına ne varsa ortadan kaldırılıyor ve faşist bir sistem inşa edilmeye çalışılıyordu. AKP yirmi bir yıldır iktidarda. Üstüne depremin getirdiği yıkım var.

Yüz binlerce insan enkazlar altında kaldı. Verilen can kaybı rakamları gerçekten çok uzak. Bu kadar fazla yıkım ve ölümün baş sorumlusu da AKP ve MHP iktidarı. Deprem için ayrılan para bu amaç için kullanılmamış. Vurguncu ve soyguncu bir sistem içinde kaynaklar belli bir çevreye peşkeş çekilmiş. Fay hatları bilindiği ve deprem olacağı söylenmesine rağmen gerekli denetimler ve önlemler bir tarafa bırakılmıştır. Erdoğan ve şürekası için halkın can güvenliği ve insani koşullarda yaşaması ilgi alanı dışında. Onlar için her şey iktidar içindir. Halk da ekonomik kaynaklar da bu amaçları için kullanılır.

Suriye’de mevcut hükümet sanki hiç ağır bir savaş ve yıkım olmamış, depremde halk perişanlık içinde değilmiş gibi davranıyor. İlginçtir. İktidar ne kadar tatlı ve vazgeçilmez bir şeymiş. Bu konuda Türkiye veya Suriye fark etmiyor. Her şey iktidar için anlayışında ve zihniyetinde aynılaşıyorlar. Düşünün; Erdoğan 21 yıldır iktidarda. Yüz binlerce insan enkaza gömülmüş. Hiçbir sorumluluğu veya ihmali yok mu? Hiçbir insani, ahlaki ve vicdani bir rahatsızlık duymuyor mu? İnsan bu yıkım ve ölümler karşısında nasıl hiçbir şey olmamış gibi davranır? Bilim ve akıl, vicdan bir tarafa atılmış. Hiç insani yanları kalmamış. Erdoğan hala kalkmış bana bir yıl daha verin, size evler yapacağım diyor. Bırak ev yapmayı, halkın evlerini yıktın, ocaklarını söndürdün. Bu halkın yakasından düşmen gerek.

Erdoğan’ın gitmemek için bütün yolları deneyeceği aşikardır. Ne utanmaları kalmış ne insani değerleri. Hulusi Akar hala bir ‘’terörist’’ kalana kadar savaşa devam edeceğini söylüyor. Yılbaşından beri ne kadar çok Kürt gencini öldürdüğünü başarı ve övgü öğesi olarak sunuyor. HPG deprem nedeniyle eylemleri durdurduğunu ilan etti. Halk büyük bir acı çekiyor. Desteğe ve yardıma ihtiyaçları var. Duyduğu sorumluluk gereği askeri eylemlerini durdurdu. Türk ordusu ise hem Doğu ve Kuzey Suriye’yi bombalamaya, cinayetler işlemeye devam etti. Zap, Metina ve diğer alanlar kesintisiz bombalandı, saldırılar sürdü. Kimyasal ve yasaklanmış diğer silahları kullanmaktan hiç geri durmadılar.

Deprem için ülkenin içinden yardımlar, para toplanıyor. Dış ülkelerden milyarlarca dolar geliyor. Erdoğan’ın iştahı kabarıyor tabi. Seçimleri erteleyemezse gelen paraları konut yapma vaatleri ve algı operasyonlarıyla seçim malzemesi yapmaya çalışacak. Bu kaynakları da iç edecekler. 'Üstelik ülkeyi şantiyeye çevirdim, piyasayı canlandırdım! diye propaganda araçlarına da kavuşmuş olacak! Erdoğan’ın alışkanlığıdır, felaketleri fırsata çevirir! Utanma yok, hukuk tanımıyor, basını ve devletin gücünü kullanarak halkı ve muhalefeti susturmaya çalışıyor.

Erdoğan olmadan Türkiye olmayacak, bir gemi gibi batacak! Öyle bir ruh haline sahip olmuşlar. Halbuki Erdoğan’dan önce de hayat ve Türkiye vardı, ondan sonra da olacak. Diktatörler ve faşist şefler ölmeden iktidarı bırakmak istemiyorlar. Çünkü iktidara teslim olmuşlar. İktidar onları ele geçirmiş. Düşünelim; böyle bir deprem Almanya veya Fransa’da olsun, bu kadar ihmalkarlık ve rantçılık yüz binleri enkaza gömsün, orada hükümet iktidarda kalmak için böyle cambazlıklar yapar mıydı? Bu kadar kötülük örgütler miydi? Merkel örneği önümüzde duruyor. Erdoğan saldırganlığını Merkel’e de kusuyordu. Arada bir onu Hitler’e benzetiyordu. Merkel ne yaptı? Hiçbir tartışmaya izin vermeden 14 yıl sürdürdüğü başbakanlığı bıraktı.

Erdoğan ise depremden daha büyük bir felaket olarak Türkiye, Kurdistan ve Ortadoğu’nun üstüne çöktü. Savaş, ölüm, soygun, işgal ve etnik temizliği etrafa saçtı. Hala da Kürt halkına karşı soykırım eksenli savaşı ve saldırıyı sürdürüyor. Kürt, Türk, Arap halk depremde birbirlerinin yardımına koşup yaralarını sarmaya çalışırken Erdoğan ise savaş, yasak, tutuklama ve ölüm planları yapmakla uğraşıyor.

Türkiye halkları, demokrasi güçleri etkinlik ve örgütlülüklerini artırarak Erdoğan belasını da savuşturmalıdırlar. Erdoğan demek MHP, Ergenekon, Hizbu-l kontra ve Perinçekler demektir. Bu karanlık ve şer cephesini enkaza gömmek gerekir.