Seçimler ve gündem saptırması 

Forum Haberleri —

Erdoğan

Erdoğan

  • Erdoğan’ın seçim kampanyası esasında Kürt düşmanlığı ve siyasi ortamı terörize etme üzerine oturtulmuş. Türkiye’nin sorunlarının tartışılmaması ve kötülüklerin üstünün örtülmesi için ırkçı, saldırgan, hamaset üzerine kurulu bir dil kullanılıyor.

ZEKİ AKIL

Türkiye’de seçimler yaklaştı. Parti ve ittifakların seçim kampanyaları da giderek belirginleşiyor. Türkiye tarihinin en ilgi çeken seçim ittifakını Erdoğan kurdu. Bu ittifak tümüyle karanlık, gerici ve faşist bir ittifaktır. Erdoğan ve Bahçeli ikilisinin Ergenekon ve diğer karanlık güçlerle faşist bir sistem inşasında epey yol aldıkları açıktı. Ancak bunu yeni takviyelerle güçlendirmek ve kalıcılaştırmak istiyorlar. Bu açıdan propaganda kampanyaları buna göre giderek netleşti.

Erdoğan bir zamanlar MHP’ye kandan besleniyorlar, kafatasçıdırlar diyordu. Şimdi kendisi bunu en iyi biçimde icra ediyor. 2015 yılından beridir yürürlüğe koyduğu "Çöktürme Eylem Planı" çerçevesinde binlerce insanın yaşamını yitirmesini sağladı. Savaşın en sert ve yıkıcı geçtiği dönem Erdoğan dönemi oldu. 1990’larda JİTEM, Hizbullah ve diğer güçlerle on binlerce faili meçhul cinayet işlendi, binlerce köy yakıldı, boşaltıldı. Erdoğan döneminde ise bunlara ek olarak şehirler hedef alındı ve yıkıldı. Suriye ve Irak’a savaş taşırıldı, işgal seferleri düzenlendi. Cizre, Nusaybin, Sur gibi şehirlerdeki yıkımı BM araştırma komisyonu "kıyamet sonrası gibi" diye tarif etmişti.

Erdoğan’ın seçim kampanyası da bu yolda yürüneceğini ve daha yıkıcı, saldırgan bir savaş yürüteceğini anlatıyor. Bu saldırganlık ve savaş artık bütün Türkiye’yi de kapsamına alıyor ve daha geniş çevreleri hedefliyor. Kampanya, esasında Kürt düşmanlığı ve siyasi ortamı terörize etme üzerine oturtulmuş. Türkiye’nin sorunlarının tartışılmaması ve kötülüklerin üstünün örtülmesi için ırkçı, saldırgan, hamaset üzerine kurulu bir dil kullanılıyor. Öyle ki, cumhuriyetin kurucusu olduğunu söyleyen CHP’yi bile Kandil’den emir alan, terörle iç içe geçmiş bir parti olarak itham ediyor. Erdoğan’ın gözü kararmış. Kılıçdaroğlu’na suikast dahil her türlü saldırganlığın gündemde olduğu, tartışıldığı bir kampanya izliyoruz.

Erdoğan Hizbulkontra’yla ittifak kurmakta sakınca görmüyor ama HDP’yi ‘terörist’ olarak itham ediyor ve kapatma davasını hızlandırmak istiyor. ‘HDP neden cumhurbaşkanı adayı çıkarmadı’ diye de düşman ilan ediyor. Millet İttifakı’nı da ‘terör odaklarıyla, dış mihraklarla kol kola’ diye hedef gösteriyor. Bütün bunların yalan olduğunu aklı başında herkes görüyor, biliyor. Türkiye ağır, çoklu kriz içinde. Bunların kaynağında Kürtlere karşı yürütülen savaş var. Erdoğan yirmi bir yıldır iktidarda. Bu ekonomik ve ahlaki çöküntüyü, adalet sisteminin bitirilmesini başkasıyla izah edemez. İmralı görüşmeleri kan akmasını durdurdu. Çözüm için tarihi bir fırsat vardı. Ancak Erdoğan bu fırsatı kendi dar çıkarları ve iktidar hesapları uğruna kötüye kullandı. Türkiye’yi iflasa ve çıkmaza sokan savaş politikalarında hala gözü kara biçimde ısrarlı davranıyor.

Kimse seçimlerin adil ve eşit şartlarda yapılacağını iddia etmiyor. Seçim sonuçlarının çalınacağına dair bütün gözlemciler ve muhalefet partileri kaygılı. Seçim güvenliği herkesin gündeminde. Bunların yanında provokasyonlar ve suikastların yapılabileceği söyleniyor. Erdoğan aslında savaş için orduyu hazırlamıştı. Mart veya Nisan’da gerilla alanlarına ve Rojava’ya saldırı olacağı bekleniyordu. Bu savaş ve kriz ortamında muhalefeti bastırarak seçime gidip kendisini seçtirme planları yapıyordu. Ancak deprem, planlarında bazı değişiklikler yapılmasını getirdi.

Erdoğan yirmi bir yıl deprem için herhangi bir hazırlık yapmadı, önlemler almadı. Yıkımın büyük bir felakete ve katliama dönüşmesini sağladı. Bunun sorumlusu değilmiş gibi şimdi de halka "yıkılan şehirleri ayağa kaldıracağız, yıkılan evler yerine yenisini yapacağız" diyor. Madem bu kadar ev yapabiliyordun neden yıkımdan önce adım atmadın? Halkın bu yıkım ve katliamların hesabını sorması gerekiyor. Ayrıca bu pahalılığın ve yoksulluğun sorumlusu kim? Türkiye’yi başkaları mı yönetiyor? Halka söyleyecek yalanları kalmadığı için ırkçı ve saldırgan bir kampanyayla bu yoksulluğu, yolsuzlukları ve yıkımı gündemden çıkarmak istiyor.

Emek ve Özgürlük İttifakı seçim kampanyasında bu karanlık planları deşifre etmede öncülük rolünü oynamalıdır. Ayrıca faşist yönetimden kurtulmak isteyen bütün muhalefet çevreleri Erdoğan’ın gündemi saptırmasına izin vermemelidir. Türkiye için en acil sorun bu faşist ve karanlık yönetimden, ittifaktan kurtulmaktır. Türkiye geleceğini yitirmemek ve karanlıklara gömülmemek için demokrasiden yana tercihini yapmak zorundadır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.