Selma AKKAYA: SS faşizminden geriye kalan Oradour!

Fransa’nın Oradour-Sur-Glane kasabası, dünyada savaşın dehşetini en çıplak bir biçimde gösteren kentlerden biridir. Normandiya bölgesinde olan Oradour, 1944 yılı Haziran başında Fransa'nın herhangi küçük kentlerinden biriydi. Kasabada 207’si çocuk olmak üzere 642 kişi yaşıyordu. Olacaklardan habersiz kasaba sakinleri; bir Haziran gününde güneş ışıkları sokakları ısıtırken, kimisi köy pazarında sepetiyle alışverişini yapıyor, bir diğeri kahve önünde oturmuş güneşin keyfini çıkarıyordu. Çocuklar, sokak başlarında oyuna dalmıştı. Rivayete göre kent, bölgede Fransız direniş hareketine destek oluyordu. Yoktu ötesi; ne silahları, ne tankları ne de bombaları...
10 Haziran'da yaşanan dehşet!
"Hayalet Kent" olarak tarih kitaplarında yerini alan Oradour'un öyküsü, Nazi Waffen SS Tugayı 6 Haziran 1944'te Normandiya çıkartmasını gerçekleştirip ilerlediğinde başlamıştı. Normandiya çıkartmasını gerçekleştiren SS Tugayı'nın başında Adolf Diekmann bulunuyordu. Tarihte "Normandiya Çıkartması" olarak geçen ve Nazilerin de sonunu hazırlayan süreci Diekmann yönetiyordu. Konuya dair yazılan bazı kitaplarda, Naziler Normandiya'da ilerlerken, Diekmann'ın kendisi gibi subay olan yakın arkadaşı Helmut Kämpfe'nin, Fransız direnişçiler tarafından kaçırılarak öldürüldüğünden bahsedilir. Bu nedenle de SS Tugayı'nın başında bulunan Diekmann tarafından katliam emri verilmiştir çoktan. Tarih 10 Haziran 1944... Oradour'un yok edilmesi talimatını alan SS Tugayı, erkekleri ahırlara kapatarak makineli tüfeklerle, kadın ve çocukları ise kiliselere doldurup bombalayarak öldürür. Sakinlerinin hepsinin öldürülmesinin ardından kasaba ateşe verilir. Bugün Oradour Kent Müzesi, SS faşizminin izleriyle doludur.
Geriye sadece üç kişi kalır!
Oradour-Sur-Glane adlı bu hayalet kent görünümlü kasabadan geriye üç kişi sağ kalır. Bunlar, öldüğü düşünülerek cesetlerin arasında kalmış kişilerdir. Konuya dair hazırlanan birçok belgeselde tanık olarak konuşan Robert Hébras, o zamanlar 19 yaşındaydı: "Bizi ahırda, silahla taramaya başladılar. Ölenler birbirlerinin üstüne devriliyordu. Ben onlardan birinin altında kaldım. Yaralanmıştım. Bir süre sonra ateş etmeyi kestiler ve hala hareket edenleri teker teker öldürdüler. Bizim üstümüze de eski püskü ne varsa atıp, ateşe verdiler. Sonra yanık kokusu gelmeye başladı. Ahırı ateşe vermişlerdi. O sırada oradan kaçtım. Annem ve kız kardeşim de kilisede yanarak can veren çocuk ve kadınların arasındaydı."
"Savaş müzesi"
Savaş bitiminde Oradour-Sur-Glane kasabası, eski yerleşim yerine yakın bir yerde yeniden kuruldu. Dönemin Fransız Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle eski kasabanın SS Tugayı'nın bıraktığı haliyle kalıp müze olarak kalmasını isterken, "Bu kasaba savaşta ölen kurbanların hatırasını yaşatacak bir abide olacak" sözlerini kullanıyordu. Yakılmış evler, arabalar ve kentin kendisi; savaşı en acı ve çarpıcı şekilde gösteren bir açık hava müzesi olarak yılda binlerce ziyaretçiyi ağırlamaya devam ediyor.
Saatler katliamı gösteriyor!
Oradour savaş müzesinde kent, o gün olduğu gibi korunuyor. Yangın sırasında sahiplerinin kollarında duran ve tam o anı gösteren kol saatleri, aşırı sıcaktan eriyen cam ve ev eşyaları, paralar, tarım aletleri, yanan arabalardan geriye kalanlar, kent yakıldığında nasıl geriye kalmışsa o şekilde sergileniyor. Savaş müzesinin misafirlerini ise katliam sonrası kurulan yeni Oradour-Sur-Glane karşılıyor.
39 yıl boyunca kabul edilmeyen katliam!
Katliamın sorumlularından sadece Heinz Barth, 1983 yılında mahkeme önüne çıktı ve ömür boyu hapse mahkum edildi. Katliamın şimdiye kadar yargı önüne çıkan tek sorumlusu olan Barth, 1997 yılında ise ilerleyen yaşı ve sağlık durumu nedeniyle salıverildi. Çünkü 80'li yıllara kadar Almanlar Oradour'da bir katliam olduğunu kabul etmemiş, dönemin arşivlerinden çıkan bazı belgeler sonucunda Barth ancak 1983 yılında yargı karşısına çıkarılabilmişti. Oradour'dan geriye üç tanık ve kentin yanan kalıntıları kalırken, dava başladığında katliamı gerçekleştiren SS Tugay'ını oluşturan askerler ise çoktan ölmüştü.
Kaynak: Fransa'daki Sessiz Çığlık,
Oradour Katliamı, Village D'oradour,
Comrades to the end-otto weidinger
