Şengal’de yeni planlar

Forum Haberleri —

EZIDILER SENGAL

EZIDILER SENGAL

  • Avrupa devletleri Şengal konusunda dikkat çekici bir hareketlilik içindeler. Almanya savunma bakanının Şengal’ê gitti. Şengal Özerk Yönetimi’yle görüşmesi gerekirdi, görüşmedi. Bu durum Avrupa devletlerinin farklı hesaplar, planlar içerisinde olduğunu göstermektedir.

SAİD ZEKİ

En büyük çıkışlar uçurumun kenarına varınca oluyormuş. Uçurumun kenarı metaforu, yok oluş ile tekrardan var olma anlamında kullanılır. Bu anlarda ya uçurumdan düşer ve yok olursun veya bir kurtuluş yolu bulur, varlığını, belki de eskisinden daha güçlü şekilde sürdürürsün. Varlığını eskisinden daha güçlü sürdürürsün çünkü seni uçurumun kenarına getiren hata ve yanlışları görme fırsatını bulur ve bunları telafi etme fırsatın olur.

Êzîdî toplumu için 2014 yılındaki temmuz ayı tam da böylesi bir durumu ifade etmektedir. Êzîdî tarihindeki en büyük, büyük olduğu kadar da vahşi fermanına maruz bırakıldılar. İhanet şebekeleri, soykırımcı devletler ve emperyalist amaçlar peşinde olanlar Êzîdîler için son bir fermana imza attılar.

Bu ferman Êzîdîler için son ferman olacaktı; fakat Êzîdîleri tümden yok edecek sonun başlangıcı bir ferman. Kökten çözüm yani. Veya kök kazıyacak (jenosid) son bir ferman.

Bu ferman başarılı olabilseydi; yani Êzîdîler Şengal’de olabildiğince katledilebilseydi sonrası daha kolaydı. Geriye kalanlar ise dünyanın dört bir yanına dağılacak, dağıtılacak ve sayısal olarak gittikleri kültürler içerisinde azınlıkta kalacakları için yok olabileceklerdi. Plan tam olarak bu idi.

Öyle ya, maşa olarak kullandıkları DAİŞ kimseye aman vermiyor, gittiği her yeri ezip geçiyor, isminin duyulması bile büyük korkulara neden oluyor, karşısında hiçbir askeri güç veya ordu katiyyen duramıyordu.

Fakat DAİŞ’in Şengal’e saldırması ve fermanı tamamlaması için daha fazla silaha ve Êzîdîlerin direnememesine ihtiyacı vardı. Bunun için Musul’daki en büyük ordu cephanesini komik bir seremoni ile DAİŞ’e teslim etiler, ihanet şebekesi KDP de Şengal’den bir gece ansızın çekildi. Tabii çekilmeden kısa süre önce Êzîdîlerin ellerindeki, evlerindeki ferdi silahları bile toplayarak kaçtılar.

DAİŞ için tüm şartlar sağlanmış oldu ve DAİŞ büyük ferman için Şengal’e saldırdı, saldırdı fakat hesaba katılmayan gerilla devreye girdi. İşte bu durum tarihin seyrini ve talihsiz tarihi bir anda Êzîdî toplumu lehine değiştirdi.

Gerillayı ya hesaba katmamışlardı ya da gerillanın DAİŞ’e karşı tutunamayacağına inanmışlardı. Her iki durumda da yanıldılar. Yanıldılar çünkü gerilla, Önder Apo’nun ideolojisi ve ülkeleri için kendilerini adamış, 40 yılı aşan özgürlük mücadelesi ile yenilmezliğini ispatlamış bir güçtü.

Bu kısa hatırlatmayı şunun için yapıyoruz. 2014 fermanında aslında Êzîdî toplumu yok olmanın eşiğine gelmişti. Fakat gerilla direnişi sayesinde kurtulunca bir daha ferman sürecine maruz kalmamanın, her açıdan sıkı bir örgütlenmeden geçtiğini anladılar.

Bunun için tarihte ilk defa düzenli ve örgütlü şekilde öz savunmasını kurmalı ve buna dayalı olarak kendi kaderleri hakkında kendileri karar vermeliydiler. Yani ne pahasına olursa olsun kendilerini yönetmeliydiler. Öyle ya şimdiye kadar yaşadıkları fermanlar tam da bu hususlar olmadığı için yaşanıyordu.

Bunun için sıkı sıkıya Önder Apo’ya, onun düşüncelerine sarıldılar. Önder Apo ve onun düşünceleri etrafında bir araya geldiler, kendilerini örgütlediler. Böylece tarihlerinde ilk defa öz savunma güçlerini kurdular ve kendilerini yönetir düzeye geldiler. Bu temelde giderek güçlendiklerini, güzelleştiklerini, özgürleştiklerini gördüler.

İki hafta önce YBŞ komutanlarından Pir Çeko ve Agır Cefri ve asayiş yönetiminde bulunan Şerzad Şemo tam da bu nedenlerle T.C uçaklarınca hedeflendiler. Bu öncüler Êzîdî toplumunun 21. Yüzyılda yok olmaktan ancak güçlü bir öz savunma ve özyönetimle kurtulabileceğini derinden anladıkları ve bu bilinci tüm topluma yaymaya çalıştıkları için şehit edildiler.

T.C, elbette ki Irak’taki hükümetin suskunluğundan cesaret aldı. Bu saldırıların hemen ardından Irak Savunma Bakanı’nın Kürt celladı MİT müsteşarının ayağına gitmesi Irak hükümetinin suskunluktan öte bir yaklaşım içerisinde olduğunu ortaya koyuyor. Êzîdî toplumu bu gerçeği saldırılardan sonra her fırsatta dile getirdi.

Yanı sıra Avrupa devletleri de Şengal konusunda dikkat çekici bir hareketlilik içindeler. Almanya savunma bakanının Şengal’ê gittiği, Şengal’de Sınune nahiyesinde Êzîdî toplumu içerisinde pek karşılıkları olmayan, özerk yönetime ısrarla mesafeli yaklaşan kişilerle görüştüğü bilgisi var. Oysa Êzîdî jenosidini en son tanıyan devlet olan Almanya’nın, Şengal’de DAİŞ’e karşı direnen Şengal Özerk Yönetimi’yle görüşmesi gerekirdi. Tutarlılık bunu gerektirirdi. Bu durum Avrupa devletlerinin farklı hesaplar, planlar içerisinde olduğunu göstermektedir.

Onlar soykırım planları ve toplantılar yapadursun, Êzîdîler Şengal’i demokratik ulus adası yapmakta kararlı olduklarını defalarca ortaya koydular. Kazanan özgürlüğe uyanan ezidi toplumu olacak. Zira küllerinden yeniden doğanlar yenilmezler.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.