Sessizlik suç ortaklığıdır

Forum Haberleri —

Rojava'ya saldırılara karşı eylem

Rojava'ya saldırılara karşı eylem

  • Rojava'da yaşananlar, bir halkın yok edilmesine yönelik bilinçli politikanın sonucudur. İnsanlık onurunu savunmanın ve savaş hukukunu korumanın zamanı gelmiştir. Unutulmamalıdır ki, sessizlik bazen suçun en büyük ortaklığıdır.

ŞAHİN KUÇİN

Tarih, savaş alanlarını sadece silahların değil, aynı zamanda sessizliğin de şekillendirdiği anlarla doludur. İnsanlık, çoğu zaman zalimliği görmezden gelerek, kötülüğe bizzat tanıklık eden sessiz tanık haline gelmiştir. Rojava'da özellikle 8 Aralık’tan bu yana yoğunlaşan saldırılarda 26 sivilin hayatını kaybetmesi, 206 kişinin yaralanması, altyapının bilinçli şekilde hedef alınması, halkların temel yaşamsal kaynaklarının yok edilmesi, bu sessizliğin yeni sahnesidir. Sözde uluslararası hukuk ile insan hakları normları üzerine kurulu dünya düzeninde tekrarlanan sahnenin sessizlikle karşılanması, suçu işleyenlerin cesaretini artırmakla kalmadığı gibi insanlığın vicdanını da çürütür. Savaşların kirli gerçekliği, hayatların hiyerarşik biçimde değer gördüğü gerçeğini ortaya koyar. Bir halkın yaşadığı trajedi, şayet büyük devletlerin çıkarlarını tehdit etmiyorsa, sessizlik duvarına çarpar. Rojava da bombalanan barajlar, yok edilen tahıl ambarları, öldürülen insanlar, büyük oyunun aktörleri için yalnızca birer istatistikten ibaret görünüyor. Burda olan basit çıkar çatışması degil, modern dünyanın ahlaki temelinin testidir. Sessizlik, savaşları sürdüren en güçlü silahtır. Türkiye’nin, sivilleri öldürürken, altyapıyı yok ederken, insanları göçe zorlayarak topraklarından ederken, küresel güçlerin kayıtsız kalması, gelecekte buna benzer suçların devam etmesine olanak sağlar. Sessizlik, hem korkaklık hem de rıza biçimidir.İnsanlık tarihi boyunca, yaşanan büyük trajediler yalnızca zalimlerin eylemleriyle değil, onların karşısında duran güçlerin sessizliği ile mümkün olmuştur.Martin Luther King'in dediği gibi "Sonunda düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın sessizliğini hatırlarız"

Bugün uluslararası güçlerin suskunluğu, ahlaki çöküşten ziyade hukukun yetersizliğini temsil ediyor. Türkiye'nin bölgedeki saldırılarını terörle mücadele söylemiyle meşrulaştırma çabaları, uluslararası sahnede karşılık buluyor. Büyük güçler, jeopolitik hesaplar ve ekonomik ilişkiler uğruna yapılan saldırıları görmezden gelmeyi tercih ediyor. NATO üyesi Türkiye’ye yönelik eleştirilerin sınırlı kalması, çıkar odaklı sessizliğin en somut göstergesidir. Birleşmiş Milletler’in ve diğer kurumların yaşananlara tepkisiz kalması, adaletin fanteziye dönüştüğünü, bu kurumların ise sadece birer gösteriden ibaret olduğunu en acı şekilde kanıtlamaktadır. Recep Tayyip Erdoğan, Hakan Fidan gibi yetkililerin IŞİD ile ilişkileri yıllardır çeşitli belgelerle ortaya konmuştur. Sınırdan geçen silah sevkiyatları, lojistik destek, cihadist teröristlerin Türkiye’deki hastanelerde tedavi edildiğine dair kanıtlar bağımsız medya kuruluşları ile uluslararası kurumların raporlarında belgelenmiştir. Sadece bölgesel değil, küresel tehdit olan cihadistlerin güçlenmesine katkıda bulunan bu destek, yaşanan insanlık trajedisinin boyutlarını büyütmüştür. Bosna’daki savaş sırasında, işlenen savaş suçları nedeniyle, Sırp liderlerinin yargılanması, bu tür suçların cezasız kalmayacağına dair umut yeşertmişti. Bugün Rojava'daki saldırılar karşısında sergilenen tutum bu umudu yıkmıştır. Savaş suçlarının cezasız kalması, sadece mağdurlara değil, insanlık onuruna da ihanettir. Uluslararası hukukun itibarı işlenen suçların cezasız bırakılmaması ile tekrardan sağlanabilir. Suriye'de işlenen savaş suçları, sivillere yönelik saldırılar, demografik yapıyı değiştirme girişimleri kapsamlı bir soruşturmayı gerektirmektedir. Faillerin yargılanması yalnızca geçmişte yaşananların hesabını sormakla kalmayacağı gibi gelecekte benzer suçların işlenmesini önleyecek caydırıcı etki yaratacaktır.

Rojava'da yaşananlar, bir halkın yok edilmesine yönelik bilinçli politikanın sonucudur. İnsanlık onurunu savunmanın ve savaş hukukunu korumanın zamanı gelmiştir. Unutulmamalıdır ki, sessizlik bazen suçun en büyük ortaklığıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.