Sîda direnişi, Kela Dimdimê'yi aştı

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan

  •  Türk ordusunun, iki yıldır tüm silah ve teknoloji ve savaş gücüne rağmen Sîda'daki tünellere giremediğini belirten PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, şunları paylaştı:
  •  Tanklar sürekli vuruyor. Kepçeler çalışıyor, hiltilerle uğraşıyor. Kimyasal gaz atıyor, taktik nükleer patlayıcılar kullanıyor. Şimdi son iki haftadan beri yakınından su alıp tünellere koyuyorlar. Elektrikli suyla anında yaşamlarını yitirebilsinler. 
  •  Zap’ın doğusunda Sîda, batısında Girê FM, Girê Şehîd Munzur da Girê Cûdî tarafları da öyledir. Kela Dimdimê tarihimizde kutsal bir direniştir ama bugünkü direniş onu çok aşmıştır. Modern silahlar, yasaklanmış kimyasal, nükleer… 

Yürüttükleri savaş doktrininin üç yıldır Türk devletinin sonuç almasına izin vermediğini söyleyen PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, “Türk devleti gerillayı tasfiye ederek Kürt halkının tasfiyesi sürecini tamamlamak istiyor. Bu nedenle bizim için stratejiktir" dedi.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Stêrk TV’nin sorularını yanıtladı. Türk devletinin 1925'ten beri Kurdistan’da soykırım siyaseti südürdüğünü ve hala başarıya ulaştırmak istediğini belirten Karayılan, "Bundan dolayı AKP-MHP- Ergenekon iktidarı, Cumhuriyet’in 100. yılında Kürtlere karşı zafer ilan etmeyi hedeflemişti. Lozan ve Cumhuriyet’in 100. yılına kadar Hareketimizi tasfiye edeceklerini söylediler. Kürt halkının tüm kazanımlarını, Rojava’yı, Başûr’u ortadan kaldırmayı amaçladılar. Türk devleti, özellikle 2021'den beri bunun için elinden ne geldiyse yaptı. Rusya, ABD, NATO ve bölgedeki diğer güçlerle pazarlıklar yaptı, diplomasi yürüttü, iş birlikçi Kürt çizgisini devreye koydu, her türlü yasak silahı kullandı, her yere saldırdı ama başarılı olamadı. Cumhuriyet’in 100. yılı geçti ama bir zafer ilan edemediler, çünkü savaş devam ediyor" dedi. 

Üç yıldır egemen olamıyor

Türk devletinin üç yıldır Zap üzerinde egemenlik kuramadığını; var gücüyle, tüm silahları kullanmasına rağmen başaramadığını, gerillayı yok edemediğini kaydeden Karayılan, bunun Apocu fedai ruh temelinde kendilerini ülke için feda eden gerillanın yanı sıra yürütülen savaş doktriniyle bağlantılı olduğunu vurguladı. 

Tünel ve gerilla tarzının bileşimi

Karayılan, savaş doktrinlerini ise şöyle anlattı: "Biz tünel savaşını ve gerilla savaşını birleştiriyoruz. İki ayağı üzerinde yürüyen insan gibidir. Birbirini besliyor, güçlendiriyor, böylelikle her türden saldırı ve silaha karşı durabiliyor. Şüphesiz gerilla da klasik gerilla değil tim gerillasıdır; uzmandır, arazide kendini gizliyor, bir hayalet gibi istediği zaman ortaya çıkıyor, istediği zaman kayboluyor. 

Tünelleri, hem savaşmak hem gizlenmek için kullanıyoruz. Yeraltı kaleleridir. Kalelerde savaşırsınız, çıkıp saldırı geliştirirsiniz, yani savunma değil, saldırı kaleleridir, ççevresinde de arazi timleri vardır; bunlar da düşmanı arkadan vurur. Birbirini tamamlarlar. Ordu ne kadar büyük de olsa, ne kadar teknik donanımlı da olsa yine de hakimiyet kuramaz. Avaşîn, Zap ve Metîna’da üç yıldır süren de kısaca böyledir. 

Su ve elektrik veriyor

Örneğin Şehîd Doğan’ın esas ismi Sîda’dır ve bu tünel Sîda köyündedir, Avaşîn’in yanında. Sîda, Şeladizê nahiyesine 6-7 km uzaklıktadır. Yanından yol geçiyor. Düşman iki yıldır uğraşıyor. Akla gelen her şeyi yaptı. Tanklar sürekli vuruyor Tankların yanı sıra her türden büyük silah, orta silahları üzerinde çalıştırıyor. Onlar duruyor, bu kez kepçeler çalışıyor. Kepçeler de yetmiyor, hiltilerle üzerinde çalışıyorlar. Kapıdan kimyasal gaz atıyorlar. Yıkmak için içeriğinde uranyum olan taktik nükleer denilen patlayıcılarla büyük patlamalar gerçekleştiriyorlar. Şimdi son iki haftadan beri su bırakıyorlar. Su yakındır. Oradan su alıp tünellere koyuyorlar. Göl oluşsun ki elektrikli suyla anında yaşamlarını yitirebilsinler. Su ve elektrik vererek sonuç almaya çalışıyor. Şehîd Doğan direnişi karşısında Türk devletinin yapmadığı şey kalmadı. 

Kela Dimdimê'yi de aştı

Zap’ın doğusunda yer alan Sîda, Zap’ın batısında Girê FM, Girê Şehîd Munzur var; o da bu şekildedir. Girê Cûdî tarafları da öyledir. Böyle kapsamlı bir savaş var orada. Herhalde Kela Dimdimê’yi de geçti. Kela Dimdimê tarihimizde kutsal bir direniştir ama bugünkü direniş onu çok aşmıştır. Modern silahlar, yasaklanmış kimyasal, nükleer… Mesela Şehîd Doğan’da ne kadar gaz kullanıldı? Her türden silah kullanıyorlar, vurmak istiyorlar ama başaramıyorlar. Arkadaşlar oraya destek veremedikleri için Türk devleti, arazi timlerini güçsüz düşürmek için en sonunda Şirîn alanı, Têli alanını -Barzan alanında sayılıyor- aldı. Oralarda güçlerimiz olmamasına rağmen -bazen geçişler olsa da- kimse hareket edemesin diye şimdi işgal altındadır. Yine de Sîda’daki Türk ordu güçlerine yönelik dışarıdan eylem gerçekleştiriliyor, vuruluyor. Kaç kez orada çalışan kepçeler imha edildi, etrafında nöbet tutanlar öldürüldü? O kadar eylem gerçekleştirildi ki! Şimdi hem Sîda’da tünellerde savaşılıyor hem de etrafında gerillanın savaşı vardır. Bu, sadece bir alandır ve diğer alanlar da böyledir."

İşgal ettiğini denetleyemiyor

Türk devletinin, üç yıldan beri Zap’ı işgal etmek istediğini; mesela Kurojahro silsilesini, Şikefta Birîndara’yı ve birçok yeri işgal ettiğini, ancak denetim sağlayamadığını kaydeden Karayılan, örneğin, sözde işgal ettiği Kokerê’de, 16 Ekim’de büyük bir darbe vurularak 15 askerin öldürüldüğünü söyledi. Karayılan, şöyle konuştu: "Aynı şekilde Türk devleti şu anda Avaşîn’de birçok yeri uçaklarla vuruyor. Bir değil, 6 kere, 7 kere vuruyor. Hani işgal etmiştiniz? Şimdi siz orada olduğunuz halde yine PKK oradadır. 'İşgal ettik' dediğiniz yerleri helikopterlerle vuruyorsunuz. Türk devleti, üç yıldır batıdan da doğudan da Zap Suyu; yani Ava Zê’ye gelmemiştir, gelemiyor. Suyun her iki tarafı da gerillanın elindedir.

Karşılarında direniş var

Ayrıca Türk devleti, herhalde KDP’den Dêrelûk’un arkasından Zap Suyu’nun her iki tarafını tutmasını istedi; KDP gitti tuttu. Şu anda Etut köy boğazını tuttu. Kurojahro yamaçlarını tuttular. Noktaların, yerlerin olduğu suya doğru gelmek istiyorlar ama yapamıyorlar. 1,5 aydan beri uğraşıyorlar; helikopterler ve toplarla vuruyorlar, yine de su üzerine gelemiyorlar. Karşılarında direniş var. Zap’ta böyle bir durum var."

Zapı'ın batısında tek mevzileri yok

Türk devletinin, iki yıldan bu yana Zap’ın batısında savaştığını, ancak gerillanın tek bir mevzisini bile alamadığını vurgulayan Karayılan, şunları paylaştı: "Kendisi her gün kayıp veriyor. Bu bir gerçekliktir. İnanın biz düşmanın kayıpları konusunda abartı olmasın diye hep arkadaşlarımızı uyarıyoruz; 'gözlerinizle gördüğünüzü söyleyin, görmediğinizi söylemeyin. Ölenleri, cezalandırılanları gözlerinizle gördüğünüzde yazın' diyoruz. Verilen bilançolar asgaridir ve gerçektir, çünkü orada ciddi bir savaş vardır. Düşman işgal etmeyi hedeflediğinden bu kayıpları göze almış, bu nedenle kayıplarını söylemiyor. Mesela Girê Munzur’un etrafında iki yıldır dolanıyor ama başaramıyor, bir şey de anlamıyor. Girê Cûdî hakeza.

Türk ordusu tıkandı

Düşman esas olarak tıkanmıştır. Ne denetim sağlayabiliyor ne de çekiliyor. Geçen yıl Girê Cûdî, Girê Amediyê, Girê Pirdoğan gibi bazı alanlardan çekilmişti. Bu yıl tekrar buralara gelip işgal etmek istedi ama bu kez KDP’ye dayandı. Geçtiğimiz yıl işgal edemediği, elimizden alamadığı yerleri KDP’nin desteğiyle işgal etmek istiyor. Hem Metîna’da -mesela Kanîmasî arkasında Girê Ortê dediğimiz bir sıradağa geçen yıl KDP güçleri yerleşti. Arkadaşlarımız buradaydı; dedik karışmayın ve oradan çekildik. Nasılsa dağ uzundur, bir kenarına yerleşebilirler, sorun değil dedik ama bu yıl düşman, helikopterleriyle gelip onların 100 metre yanında indirme yapıyor. Yani savunma altında indirme yapıyor, oradan araziye iniyor. Çarçêl denen alanda da KDP’nin öncülüğünde yürüyüp Sêgir’ı aldılar. Yani bu şekilde hassasiyetlerimizi kullanmak, bundan faydalanıp KDP’ye dayanmak, işgal etmek ve yerleşmek istiyor. Türk devletinin konumu bu şekildedir. Güçlü olsaydı böyle yapmazdı. Zayıflıklarıdır. 

KDP'yi kullanıyor

Bununla doğrudan Kürt-Kürt savaşını çıkarmak istiyorlar. Zaten bir savaş vardır. Bunun ne anlama geldiğini kamuoyu yorumlasın. Mesela 2022 savaşında Türk devletinin 11 savaş helikopteri vuruldu, imha edildi; 80 helikopter de darbelendi. Darbe yedi, ateş yükseldi; indirme yapamadı, geri gitti. Belki yolda düşmüştür ya da yerine ulaşmıştır. Toplam 91 savaş helikopteri ve Skorsky darbelendi. Bu yıl olmadı. Darbelenen belki 4-5 tanedir. Düşürülen yoktur. Neden? Çünkü bu yıl arazide indirmiyor, KDP karargahlarında indiriyor. Arkadaşlar vuramıyor. KDP’yi böyle kullanıyor yani.

KDP'nin yanında üslendiler

Şu anda Girê Amediyê’de öyle gözüküyor ki, bizi oradan atmak veya imha etmek istiyorlar. Bunun için üç sıra kurmuşlar. Görüntülerdeki hakikatin bir kısmıdır, hepsi değildir. Girê Hekarî dediğimiz arka kısımda büyük bir karargah kurmuş, büyük silahlar yerleştirmişler. Onun altında Sêdarê vardı, KDP vardı burada; gelip KDP’nin yakınında üslendiler. Buraya tank getirip yerleştirdiler. Bu videolarda gözüküyor. Bunların arasında 500 metre-1 kilometre kadar mesafe var. Bu şekilde iki arka cephe olarak ağır silahlarla vuruyorlar, aşağıdakiler ise ilerlemek istiyor. Amediyê’deki halkımız muhakkak duyuyor, biliyordur. Sergelê köylüleri perişan olmuş, seslerden uyuyamıyorlardır bile. Çünkü son birkaç gündür daima tanklar burada atış yapıyor. Yani karargahlarımıza vuruyor; obüslerle vuruyorlar, aynı zamanda altında yol yapmak için duman çıkaran sis bombaları atıyorlar. Şimdi iki koldan Şehîd Sîpan Kampı dediğimiz yere ve Şehîd Pirdoğan’a saldırıyorlar. Türk devleti iki yıldır buradaki direnişi kırmaya çalışıyor. Öyle gözüküyor ki önemli bir savaş yaşanacak.

Her yerde yenebiliriz

Zap ve Metîna sahasında, bu çerçevede önemli bir savaş yaşanıyor. Halkımız şunu çok iyi bilmeli ve inanmalıdır; Devrimci Halk Savaşı çerçevesinde, Zap alanında geliştirilen doktrinle düşmanı her yerde yenebiliriz. Kimse 'Türk devleti büyüktür, silahı çok fazladır, bilmem ne' demesin. Biz de büyüğüz, küçük değiliz. Kendinize inanın, çizginize inanın. Biz böyle sonuca gideceğiz. Biz kimseye yaslanamayız. Sadece ve sadece kendimize dayanmalıyız. Bilincimiz, gücümüz, Rêber Apo’nun çizgisi bizi sonuca götürebilir."

Bir tepe savaş değildir

Meselenin Zap Suyu veya bir-iki tepe meselesi olmadığını; Girê Amediyê’yiyi de alabileceğini belirten Karayılan, şunların altını çizdi: "Alabilir de. Savaştır ama bizim savaş doktrinimiz zafer doktrinidir. Bu savaş, bir tepe için verilen bir savaş değildir. Sadece Başûrê Kurdistan’ın savunulması için de değildir. Esas olarak Kürt halkının varlığını savunuyoruz. Türkiye işgalciliği, faşist soykırımcı AKP-MHP-Ergenekon rejimi bizi buradan atmak, sonra Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldırmak ve Kürt halkını yok saymak istiyor. Kürt varlık davasını ve Kürt özgürlüğü davasını yürütüyoruz. Bu nedenle mevziyi bırakmıyoruz. Bunu herkes bilmeli. Düşman, gerillanın tasfiyesiyle, Kürt halkının tasfiyesi sürecini tamamlamak istiyor. Türk devleti gerillayı tasfiye ederek Kürt halkının tasfiyesi sürecini tamamlamak istiyor. Bu nedenle bizim için stratejiktir. Lütfen herkes bunu anlasın. Bu yüzden bu savaş, sadece Zap savaşı değildir, Türk devletine karşı verdiğimiz savaş, varlık yokluk savaşıdır ve devam ediyor. 

Bu savaşta başaracağız

Öyle görünüyor ki önümüzdeki yıllarda da katlanarak devam edecek. Düşman sonuç alamamasına, başarılı olamamasına rağmen ısrar ediyor. Eğer biz Türk devletini bu savaşta durdurmaz ve yenmezsek daha da azgınlaşacaklar. Ne Başûr’da ne Rojava’da, hiçbir yerde Kürt statüsü bırakmayacaklar. Misak-ı Milli ile her yeri himayelerine alacaklar, herkesi kendi kölesi, çetesi, ajanı yapacaklar. Hatta şimdi bile ajanlığı, çeteciliği geliştirmek istiyorlar. Biz buna karşı direneceğiz. Bugüne kadar sürdürdüğümüz direnişin başarının temeli olduğunu görüyoruz. Bu savaşta başaracağız.”  BEHDİNAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.