Sistemin “Kutsal Anne” yalanı

Kadın Haberleri —

Kadın eylemleri

Kadın eylemleri

  • Kapitalist sistem, kadınların ev içi emeğini ücretlendirilmeyen, “sevgi”ye dayalı bir görev olarak sunarak değersizleştiriyor ve “kutsal anne” söylemiyle bireysel kimliklerini gölgeliyor. 

AKP’nin 2025’i “Aile Yılı” ilan etmesi, kadınları “eş” ve “anne” rollerine hapsederek toplumsal cinsiyet eşitliğini ve bireysel hakları tehdit ediyor. KESK Adana Kadın Meclisi’nden Muteber Rutbul, Mor Dayanışma’dan Derya Çiçek Nar ve İHD Adana Şubesi’nden Havin Ölmez, Anneler Günü’nün tarihsel anlamının kapitalizm tarafından ticarileştirildiğini ve kadın emeğinin sömürüldüğünü vurgulayarak, MA’ya değerlendirmelerde bulundu.

 

 

Kaybedilen anlam

Anneler Günü’nün savaş karşıtı ve adaletsizliğe karşı bir çığlık olarak doğduğunu, ancak kapitalizm tarafından çiçekler, hediyeler ve reklamlarla ticarileştirildiğini ifade eden Muteber Rutbul, “Kadının emeği ve gerçek yaşam koşulları görünmez kılınıyor. 'Sevecen, fedakâr, kutsal anne' söylemi kadının kendini birey olarak değil, başkaları için yaşayan biri olarak inşa etmesini zorunlu kılar” dedi. AKP'nin 2025 yılını "Aile Yılı" ilan edilmesine değinen Muteber Rutbul, "Bu tesadüf değildir. Kadınları sadece ailenin taşıyıcısı olarak gören muhafazakar politikaların yeni bir halkasıdır” diye belirtti.  Rutbul, bu politikanın kadını denetlemenin ve emek gücünü sömürmenin aracı olduğunu ifade etti. 

‘Yuvayı dişi kuş yapar’

Kadının anneliği, doğurganlığı üzerinden kutsanmasının eleştirel olduğunu belirten Derya Çiçek Nar, “Feministler olarak buna karşı çıkıyoruz. Kadınların bedeni üzerinden söz sahibi olunmaya çalışılmasına karşı sözümüzü söylüyoruz. 'Yuvayı dişi kuş yapar' söyleminde babanın rolü ya da işte evin içerisinde yer alan diğer bireylerin rolleri hiç konuşulmuyor. Bizim sokaklarda sözümüzü söyleyecek bir güce ihtiyacımız var” dedi.

 

 

Özgürleşme örgütlülükle mümkün

Kapitalist sistemin kadına annelik rolünü “doğal” ve “kutsal” bir görev gibi dayattığını, duygu ve ilişkilerin ticarileştirildiğini belirten Havin Ölmez, şunları belirtti: "Kadın, annelik üzerinden tanımlanıp bir birey olarak değil 'fedakar anne' olarak var edilmek isteniyor. Bu da kadının toplumsal, ekonomik ve politik alandaki taleplerini bastırmanın ideolojik bir silahıdır.  Bu rol, kadının sorgulayan, direnen, dönüştüren özne olarak değil; duygusal, yumuşak ve pasif bir biçimde konumlandırılmasının önünü açıyor. Saldırılara karşı verilecek en güçlü yanıt kadınların hak temelli örgütlenmesidir. Özgürleşme, ancak örgütlü bir kadın hareketiyle mümkün olabilir." ADANA

 

* * *

‘Annelere armağanımız barış olacak’

Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Anneler Günü'ne ilişkin dijital medya hesaplarından mesaj paylaşarak, Anneler Günü'nü kutladı. DEM Parti’nin mesajı şöyle:  “Tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun! Bu topraklarda acıların en yoğununu yaşayan annelere en güzel armağanımız barış olacaktır. Gözyaşına yeterince doymuş bu coğrafyada annelere en büyük sözümüz, sevinçlerine ortak olmak ve demokratik bir ülkeyi birlikte kurma mücadelemizdir. Roja Dayikan pîroz be! Em ê aştiyê û civaka demokratîk ava bikin û diyariya herî xweş û pîroz bidin dayikan.” 

Anneler Günü’nün nasıl başladı?

Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanan Anneler Günü, dünya çapında milyonlarca insan tarafından kutlanıyor. Fakat çok az kişi Anneler Günü'nün bir annenin İç Savaş'ın yıkımına verdiği tepkiden doğduğunu bilir. Başka bir deyişle Anneler Günü, annelerin hayat veren ve besleyen kişiler olarak ahlaki otoritelerini kullanarak savaşları sona erdirmeleri ve küresel sorunları barışçıl yollarla çözmeleri çağrısıyla başladı. 

Anneler Günü’nün temelleri, Amerikalı aktivist Anna Jarvis tarafından atıldı. Anna, annesi Ann Jarvis’in dostluk, sağlık ve barış için gösterdiği çabalarından ilham aldı. Ann Jarvis, 1868’de Amerikan İç Savaşı sonrası kuzey ve güney gazileri ile ailelerini bir araya getirmek için “Anneler Dostluk Günü” düzenlemişti. 1876’da ise bir Pazar okulunda, annelerin insanlığa katkılarının anılması için bir “Anneler Günü” kurulmasını dilediğini söylemişti. 

Açgözlülerin yarattığı hayal kırıklığı

1905’te annesinin vefatından sonra Anna, bu hayali gerçeğe dönüştürmek için harekete geçti. Yerel yöneticilerden ulusal liderlere kadar herkese mektuplar yazdı, konuşmalar yaptı. Sonunda, 10 Mayıs 1908’de Batı Virginia’daki annesinin kilisesinde ilk Anneler Günü kutlaması yapıldı. Bu etkinlik, hızla yayıldı ve 1914’te Anneler Günü’nü ulusal bayram ilan edildi. Anna, bu günü “kişisel” bir kutlama olarak tasarladı. Bu yüzden bayramın adı “Anneler Günü” olarak tekil kaldı. Gelenekler arasında, yaşayan anneler için kırmızı veya pembe karanfil, vefat eden anneler için beyaz karanfil takma alışkanlığı doğdu. Çiçekler, özellikle karanfiller, bu günün sembolü haline geldi. 

Ancak Anneler Günü’nün popülerliği, ticarileşmeyi de beraberinde getirdi. Bu durum Anna Jarvis’i hayal kırıklığına uğrattı. Bayramın ruhunun kaybolduğunu düşünen Anna, “Açgözlüler bu güzel günü mahvediyor” diyerek tepki gösterdi ve hayatının son yıllarını Anneler Günü’nü kaldırmaya çalışarak geçirdi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.