Sol, Kürtler, sosyalizm

Cihan DENİZ yazdı —

  • Sorun, Türkiye devrimci ve sosyalist hareketinin hatta en geniş anlamıyla Türkiye solunun azımsanmayacak bir kısmının Kürt siyasetini solda görmemesidir. Bu, Türkiye sosyalist hareketinin Kürt Sorunu’nu nasıl tanımlanması ve nasıl çözülmesi gerektiği konusundaki sıkıntılarını ve kafa karışıklığını da aşan bir konudur.

“Bir sosyalist olarak…” böyle bir başlık attı sevgili Gülten Kışanak, Emek ve Özgürlük Bloku içinde yaşanan tartışmalar sonrasında kaleme almak zorunda kaldığı yazısına. Yazının tek liste, ittifak hukuku gibi siyasi içeriği hakkında haklı olarak çok şey söylendi; çok şey tartışıldı.

Konunun bu yönü hakkında Gülten Kışanak’ın bizlerin genel hassasiyetini çok net olarak dile getirdiğini belirtip; bu tartışmalar ile ilgili bir başka boyutu, aslında bir yanıyla da tüm bu tartışmalara da zemin hazırlayan bir boyutunu ele alalım.

Gülten Kışanak neden yazısına “Bir sosyalist olarak” başlığını attı? Bu sorunun yanıtı aslında Kışanak’ın üzerinde asıl durduğu sorunun da yanıtıdır. Dahası Türkiye siyasetine, özellikle de sol siyasete has bir anlayışın sonucudur bu başlık.  

Sorun, Türkiye devrimci ve sosyalist hareketinin hatta en geniş anlamıyla Türkiye solunun azımsanmayacak bir kısmının Kürt siyasetini solda görmemesidir. Bu, Türkiye sosyalist hareketinin Kürt Sorunu’nu nasıl tanımlanması ve nasıl çözülmesi gerektiği konusundaki sıkıntılarını ve kafa karışıklığını da aşan bir konudur. Tabii başta şunu belirtelim ki, bu Türkiye solunun tümüne has bir özellik değildir. Türkiye solunun önemli bir kesimi ise tersine Kürt Sorunun’da doğru bir tavır geliştirmiş ve Kürt Siyasetini coğrafyanın, sol ve sosyalist hareketlerinin bir parçası olarak görmüş ve onunla bu temelde ilişkilenmiştir.

Bununla birlikte, bahsettiğimiz anlayış, Kürt siyasi hareketini onun çıkış noktası olan Kürt sorunu içine hapsetmektedir. Ulusal bir sorunun muhatabı olarak otaya koyduğu söylemlere, ittifak ilişkilerine, diplomasiye, toplumsallığına odaklanarak; tüm bunların ardında yatan sosyalist anlayışı görmezden gelmektedir. Buna bağlı olarak da, Kürt siyasetini “ulusal sorunun” ve “kimlik siyasetinin” sınırları içine konumlandırarak onu en iyi ihtimalle soldan, sosyalizmden etkilenmiş “ulusal bir hareket” olarak tanımlamaktadır; hatta yeri geldiğinde onu “milliyetçi” bir hareket olarak yaftalamakta ve kendini onun karşısında konumlandırmaktadır.

Bu “anlayışın” bir boyutu kuşkusuz “gerçek” sosyalizmi ve devrimciliği sadece kendisine mal edip kendi dışındakileri sosyalist, devrimci olarak görmeyen dar grupçu anlayıştır. Bu dar grupçu anlayışın doğal sonucu olarak, toplumsal ve politik gücünden bağımsız, “gerçek” devrimciler olarak kendilerini tepede görmektedirler.

Sosyalist hareketlerin bir türlü geçmek bilmeyen “hastalığı” olan bu anlayışın ötesinde, mevzu bahis Kürtler olduğunda bir de egemen ulus sosyalistlerine has bir başka etmen daha devreye girmektedir. Egemen ulusun sol ve sosyalistleri, Kürtler karşısında bir türlü egemen ulus psikolojisinden kurtulamamaktadır. Kürt siyasetinin sol ve sosyalist bir siyaset olarak egemen ulusun sol ve sosyalist hareketlerine öncülük edecek güce sahip olmasını içlerine sindirememektedirler. Ve buna tepki olarak da Kürt siyasetinin sol ve sosyalist karakterini görmezden gelmektedirler.  

İşte Kışanak, “ilk defa sosyalizmi insanlara sosyalistler anlatır hale geldi” veya daha önce sarf edilmiş “HDP’nin gölgesi altındaki (siz onu Kürtlerin olarak okuyun) Türkiye sosyalist hareketinin gelişemeyeceğine inanıyoruz” şeklindeki üstenci ve Kürt siyasetinin gerçek karakterini görmekten uzak anlayışlara bir tepki olarak yazısına “Bir sosyalist olarak” başlığını atmıştır.

Dolayısıyla da bu, sadece bir seçime dair taktiksel farklılığa ilişkin yaşanan tartışmalara bir tepki değildir; bu bir anlayışa tepkidir. “Sosyalizmde ısrar insan olmakta ısrar” anlayışıyla sosyalizmi insan varoluşunun bir koşulu olarak gören Kürt siyaseti, Kürt siyasi aklının çağın sorunlarına sol ve sosyalizm penceresinden geliştirdiği çözümler, Kürtlerin ötesinde dünya çapında sol ve sosyalist hareketler arasında büyük bir heyecan yaratmış, gözlerin Kürt siyasetine dönmesine yol açmışken, Türkiye cephesindeki körlüğe bir tepkidir.

Son olarak şunu da vurgulayalım ki, “Sosyalistler sosyalizmi anlatacak” söylemi Kürt siyasetine olduğu kadar HDP bileşeni sosyalistlere de büyük bir haksızlıktır. Ama bu da başka yazıların konusu olsun

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.