Sol Parti'nin Alevi adayı Emre

Dünya Haberleri —

Ecevit Emre

Ecevit Emre

  • Sol Parti (Die Linke), Alevi dedesi olan Ecevit Emre’ye Baden Württemberg eyalet listesinin 8. sırasında yer verdi. Emre, ırkçılık ve ayrımcılığa karşı mücadele edeceğini belirtti.

ENVER ENLİ/MANNHEIM

Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak olan eyalet seçimlerinde Sol Parti’den aday olan Ecevit Emre, 1974 yılında Elazığ’da dünyaya geldi. 7 yıldır Sol Parti içerisinde çalışma yürüten Emre, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun (AABF) İnanç Kurulu Genel Sekreterliği’ni yürütüyor. Wiesloch kentinde yaşayan Ecevit Emre’nin evine Aralık 2019’da silahlı saldırı düzenlenmişti. O dönem Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştirilerinden ötürü ölüm tehditlerini aldığını açıklayan Emre, “Doğrular için mücadele etmekten geri durmayacağım" demişti. Haziran ayında Sol Parti adına Güney Kürdistan’a giden Barış Delegasyonu içerisinde yer alan Emre ile adaylığı üzerine konuştuk.

Neden Sol Parti?

"Dersimli Alevi Bektaşi Kızılbaş olduğum için Sol Parti’deyim" diyen Emre, Almanya’da son yıllarda ayrımcılığın arttığına işaret ederek; Sol Parti’nin dil, din, renk, cinsiyet ve ırk ayrımı yapmadan, insanları hümanizm noktasında birleştiren bir parti olduğu söyledi.

Silah satışında 3. sırada

Sol Parti’nin, Almanya'nın silah ihracatı politikasına karşı tavır geliştirdiğinin altını çizen Emre, “Dünya silah satış ortalamasına baktığımızda Almanya 3’üncü sırada. Bizler Die Linke olarak, silahın insan hayatına, çevreye, doğaya ölümcül zararlar verdiğini söylüyoruz. 2020 yılı itibarıyla 65 milyarlık silah alımı yapıldı" dedi.

Çöplük karıştırmaya mahkum edildiler

Almanya’da sağlık ve eğitimde ciddi sorunlar yaşandığına vurgu yapan Emre, "Bir taraftan yoksullar Hartz 4’den geçinmeye çalışırken, yaşlılar emekliler ve diğer yoksul kesimlerin Neckar Nehri kenarı ve benzeri yerlerde boş şişe topluyor. Bu ülkede 40 yıl çalışmış, alın teriyle emek üretmiş işçiler ve emekçiler ev kirasını dahi ödeyemiyor, şişe toplamaya, çöplük karıştırmaya mahkum ediliyorlar” diye konuştu. 

Fatura halka kesiliyor

Yaşanan iklim krizinin faturasının da halka kesildiğini aktaran Emre, “Büyük dev kimya ve sanayi şirketleri, bugünkü iklim krizinin baş sorumlularıdır. Dünyanın en büyük 100 şirketi, hava kirliliği ve karbondioksit değerlerinin üst rakamlarda olmasından sorumludur. Egemenler sorunun çözümünü yine yoksullara ve çalışanlara yıkarak çözmeye çalışıyor” diye belirtti.

"16 yıldır ülkeyi yönetenler, emeklilerden vergi alırken, asgari ücret halen 10 euro, emekli maaşı 900 euro. Emekliler ve sosyal yardım alanlar dahil olmak üzere en az asgari ücret 1200 euro olmalıdır" diyen Emre, insanların 450 euro ile geçinmek zorunda kaldığını söyledi.

16 yıllık CDU iktidarının zenginleri

Pandemi sürecinde 13 milletvekilinin maske, dezenfektan ve diğer alanlarda yaptıkları yolsuzlukları hatırlatan Emre, “Bütün bunlar 16 yıldır iktidarda olan CDU hükümet döneminde yaşandı. Çok ilginçtir; Sağlık Bakanı’nın asıl mesleğinin bankacı olduğunu biliyor musunuz? Almanya gibi bir ülkenin Sağlık Bakanı’nın bankacı olması düşündürücü” diye belirtti.

Zenginler daha da zenginleşti

Kapitalizmin pandemi sürecini fırsata çevirme girişimlerinden vazgeçmediğini aktaran Emre, “Piyasaya 70 bin yeni milyoner çıktı. Aldi, Lidl, Amazon ve Mercedes gibi firmalar kârlarına kâr kattı. Ancak bu durum işçilere yansımadı. Sadece göstermelik kahramanlar yaratılarak kamuoyuna fotoğraflar verildi. Patronların geliri yüzde 40 artarken işçilerin ücretine herhangi bir zam yapılmadı” ifadelerini kullandı.

Göçmenler için kota şart

Almanya’da nüfusun  yüzde 26’sının göçmen olduğunu dile getiren Emre, “Bizler Die Linke olarak bu oranın yaşamın her alanında görülmesi gerektiğini savunuyoruz. Bunun resmi dairelere de yansıması gerekirdi ancak maalesef bu oran yüzde 10’u geçmiyor. Bizler bu anlamda kota uygulanmasını istiyoruz” dedi.

Yarısı göçmen, 3’ü Alevi-Kürt

Başta kadınlar olmak üzere diğer partilere oranla Die Linke’nin en fazla göçmeni bünyesinde barındırdığını ifade eden Emre, görüşünü şu açıklamayla destekledi: "Baden Württemberg eyaletinde 20 kişilik milletvekili aday listesinin yarısı göçmen kökenli. Ve bu 10 kişinin yarısından fazlası Kürt ve Türk Aleviler. Listenin ilk 8’inde 3 Alevi-Kürt aday var. Bu Almanya’nın her bölgesinde böyle."

DİTİB, Erdoğan’ın uzun kolu

DİTİB’in Erdoğan’ın kolu olduğuna işaret eden Emre, “DİTİB ve benzeri oluşumların amacı göçmenler arasına nifak tohumu ekmek ve din, dil, etnik köken üzerinden ayrımcılığı derinleştirerek Türkiyeli göçmenleri birbirinden uzaklaştırmaktır. Kendi ayrımcı ırkçı emellerine alet etmek istiyorlar” diye belirtti.

Tüm ezilenlere seslendi

Sol Parti’nin savaşa karşı olduğunu, adil, barış ve özgür bir yaşam için mücadele verdiğini kaydeden Emre son olarak gazetemiz aracılığıyla şu çağrıda bulundu: “Bizler bu gidişata dur diyeceğiz. Savaş partilerine oy vermek, bu savaşa suç ortağı olmak anlamına gelir. Almanya'da yaşayan Alevi, Bektaşi, Kızılbaş, Ermeni, Êzîdî, Kürt ve tüm ezilenlere sesleniyorum: Daha adil yaşam, savaşsız bir dünya, insanın insana, insanın doğaya ihanet etmediği bir dünya için mutlaka sandığa gidin ve oyunuzu Die Linke’ye verin."

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.