Sömürgeciliğe sıkılan ilk kurşun

Forum Haberleri —

.

.

  • İlk kurşunun ardından başlayan özgürlük mücadelesi dalga dalga gelişti, büyüdü, tüm Kürdistan'ı sardı. 15 Ağustos 1984'te başlayan süreç, Kobanê'den Kerkûk'e efsanevi direniş geleneğinin ilk adımıydı aynı zamanda.

Veysel IŞIK

 

Tarihin seyrini değiştiren olaylar vardır. Bu olaylar ve olgular sadece toplumlar nezdinde etkisini yaratmıyor, aynı zaman da doğada da kendi ahengini sergiliyor. Doğaya renk veriyor. Çünkü toplumsal değişimlere sebep olan kıvılcımlar kendisiyle beraber bulunduğu alandaki tüm canlılara renk veriyor. Kürdistan’da kendi esaretine sıkılan kurşun doğanın sömürgeleştirilmesine de sıkılmış oldu. O tarihe yön verenler bunun farkındaydı. Apocular olarak Ankara’da bunun ilk tohumunu toprağa serpenler geleceğe nasıl yürüdüklerinin de farkındaydı. PKK’de tam böyle bir rol ile ortaya çıktı. O rolün taşıyıcıları bugün kadın, çocuk, ihtiyar, çevre, doğa ve özgür birlikteliğin çimentosu olarak toprağa kök salmış, dünyanın dört bir yanında yeniyi yaratma kararlılığıyla tüm zamanlara cevap olmaya çalışmaktadır.

PKK, 1973'ten 1978'e kadar Kürdistan Devrimcileri adı altında ideolojik bir grup olarak örgütlendi. 1976 ile 1978 yıllarında Kuzey Kürdistan'da hızla harekete geçen ve artık Apocular olarak da bilinen PKK, kuruluş kongresini ise 27 Kasım 1978'de Amed'in Lice ilçesine bağlı Fis Köyü’nde gerçekleştirdi. 12 Eylül'e gelinceye kadar Hilvan ve Siverek direnişlerini geliştiren, ajanlaşmış yapı, kurum ve kişilere karşı devrimci şiddet temelinde mücadele yürüten PKK, faşist cuntasının gelişini hissedince de Ortadoğu'ya açılma kararı aldı.

Artık PKK, iki koldan direnişi büyüten bir siyasi hareketin nirengi noktasıydı. Zindanlarda büyüyen direniş, zafer kazanan, özgürlük için Kürdistan'da gelişen fedai çizgiyi, tarzı ortaya çıkartan direnişin adıydı. Zindan direnişinin öncüleri Mazlum Doğan, Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin, Necmi Önen, Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş ve Akif Yılmaz'dı... Lübnan ve Filistin sahasında kendini yeniden yapılandırma çalışmaları ise ikinci direniş alanı olarak, tarihe geçti.

Bunun ilk adımı ise 1982 yılında Bekaa Vadisi'ndeki 2. Kongre'de "Devrimci Kurtuluş Savaşının" başlatılması ve örgütlendirilmesi kararı ile alındı. PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan Yeni Özgür Politika gazetesine verdiği bir röportajda, 15 Ağustos 1984'e giden süreci şu sözlerle ifade ediyor:

“Kürtler gerillayı Lübnan'da öğrendiler. Kürt gerillasının temel okulu Mahsum Korkmaz Akademisi Lübnan'da kuruldu ve çalışmalarını yürüttü. Beka Vadisi, Kürt gerillasının yuvası oldu. Kendini eğitip hazırladı, Kürdistan'a taşıdı."

Lübnan sahasında gerilla mücadelesinin temellerini atan PKK, Kürdistan'a açılma kararını 15 Ağustos 1984'te pratiğe geçirdi. 15 Ağustos'ta PKK gerillaları Eruh ve Şemdinli ilçelerindeki askeri karakollara ve devlet kurumlarına aynı anda baskın düzenleyerek, "ilk kurşunu" sıktı ve "Diriliş"in startını verdi. İlk kurşunun ardından başlayan özgürlük mücadelesi dalga dalga gelişti, büyüdü, tüm Kürdistan'ı sardı. 15 Ağustos 1984'te başlayan süreç, Kobanê'den Kerkûk'e efsanevi direniş geleneğinin ilk adımıydı aynı zamanda.

12 Eylül askeri faşist darbesi Amed Cezaevinden başlayarak, tüm toplumu işkence, hapis ve idamlarla teslim almak isterken, buna karşı direnen zindanlara, PKK gerillaları 15 Ağustos 1984'te Eruh ve Şemdinli baskınları ile dışardan bir cevap verdi. Mahsum Korkmaz öncülüğündeki 15 Ağustos Eruh ve Şemdinli baskını aynı zaman da Hêzên Rizgariya Kürdistan'ın, yani Kürdistan Kurtuluş Ordusu'nun da ilanıydı.

Stêrk TV'de yayınlanan özel programa katılan, Eruh baskınında yer alan PKK'nin o dönemdeki gerillalarından Selim Goniya 15 Ağustos gününü şu sözlerle anlatıyor: “Heval Egîd bana karakolda ne kadar asker olduğunu, sordu. Ben de bir bölük asker var dedim. Heval Egîd tekrar bana dönerek sordu; "Kaç kişi ile o karakolu alabiliriz?" Ben de 10-12 kişi ile o karakolu düşürebiliriz dedim. Heval Egîd arkadaşlara dönerek, "Biz bu gerilla grubu ile bir taburu basabiliriz" dedi. Üç gün boyunca beş grup ile karakol ve şehir keşfi yapıldı. Baskın gecesi yani 15 Ağustos 1984'te biz şehre baskına gittik. Saat sekiz buçukta hedeflerimize ulaştık ve şehir bir saate yakın denetimimizde kaldı”.

15 Ağustos günü Çirav Dağı'ndan Eruh'a giren gerilla grubunun askeri karakola attığı ilk roket ile aynı zamanda Kuzey Kürdistan'da sömürgeciliğe ilk kurşun da sıkılmış oldu. Roketli eylemin ardından, bir grup karakolu, bir grup garnizonu, bir grup da cezaevini hedef aldı. Başka bir grup ise ilçedeki camiden 15 Ağustos'un ilanını okudu. Karakolda bulunan tüm askerler teslim alındı. Akeri mühimmata el koyan gerillalar bir saat sonra ilçeyi terk etti.

Türk devleti, PKK öncülüğündeki bu direnişi kolaylıkla bastıracağını sanıyordu. Dönemin iktidar basını eylemi küçümseyen başlıklar kullandı. Bu nedenle, tek bir ağızdan 'kısa sürede bastırılacak' şeklinde algılar yaratan haberlerle çıktılar. Dönemin faşist şefi Kenan Evren de 15 Ağustos'u yaşama geçiren ruha, 72 saat ömür biçti. Oysa Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın yol göstericiliğinde gelişen bu direniş, geçmiş isyanlardan farklıydı.

12 Eylül darbesi öncesi Ortadoğu'ya geçen Rêber Apo o döneme ilişkin şunları dile getiriyordu: "Bir ulusun varlığı tümüyle tehdit altındaydı. 15 Ağustos Atılımı bu yok olmanın önüne geçilmesi için binbir emekle hazırlanmış, başta o zindan direnişiyle, zindan şehitlerinin anılarına bağlılığın bir gereği olarak ve en başta da bir ulusun son nefesini vermemesi için atılması gereken bir adımdı. Ve biz de bu adımı atmaktan çekinmedik."

15 Ağustos 1984 halk direnişiydi, maddi ve manevi olarak direniş mücadelesinin halk tarafından sahiplenilmesiydi. Bu nedenle 'Diriliş Bayramı' olarak ilan edildi. Bir diriliş geleneği olarak Kürdistan tarihine imzasını atan bu mücadele, 15 Ağustos 2020'de Kürdistan'ın dört parçasında devam ediyor. Son iki aydır gerçekleştirdikleri eylemlerle Heftanîn'de Türk devletine büyük darbeler vuran gerilla, bu geleneğin günümüzdeki sürdürücüleridir.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, "Bugün Heftanîn'de direnenler komutan Egîd'i esas alıyorlar. Rêber Apo ve heval Egîd'in gerillada geliştirdiği çizgiyi temsil ediyorlar" diyerek 15 Ağustos direniş ruhunun devamlılığına dikkat çekiyor.
1930'lu yıllarda "hayalî Kürdistan burada gömülüdür" diyenlere karşı, yeniden diriliş çizgisidir 15 Ağustos. 15 Ağustos hamlesi sadece Bakur için değil tüm Ortadoğu ve insanlık için özgürlüğe yürüyüşün adıdır...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.