Sorun sistemsel, çözüm de sistemsel olacaktır
Forum Haberleri —

Rıza Altun
- Kürtler, Demokratik Ulus perspektifiyle kendisinde var olan bütün enerji kaynaklarını da komünal örgütlülük düzeyinde ortaya çıkartarak bölgenin ihtiyaçlarını da öngören bir yaklaşım ve tutum içerisinde bölgesel bir çözüm geliştirebilirler.
ALİ RIZA ALTUN
Demokratik uygarlık perspektifinden hareketle sorunlar aşılabilir. Demokratik uygarlık perspektifi ne demektir? Demokratik uygarlık perspektifinin çözüm yöntemleri nedir? Demokratik uygarlık perspektifi iktidarı, devleti, hiyerarşiyi reddeder. İkincisi, toplumların birlikte nasıl yaşayacaklarının perspektifidir. Bunun somut ifadesi, Demokratik Ulus temelinde konfederal sistemli örgütlenmedir. Bölgenin bütün özelliklerini dikkate alan, ekolojik-ekonomik komünal durumlar temelinde kendisini örgütleyerek kurtuluş sağlayabilir. Soruna Demokratik Ulus perspektifiyle bakmak gerekiyor. Bu temelde kurulmuş olan demokratik ulusların bütün toplumsal varlıkları kendisinde ifade edebilecek bir demokratik ifade düzeyine kavuşması gerekiyor. Burada temel kriter, bütün toplumsal oluşumların kendilerini demokratik zemin üzerinde ifade etmeleridir. Birleşebilecek bütün noktalarda da birleşerek kendisinde demokratik ifade düzeyini açığa çıkarması gerekiyor. Bu da Demokratik Ulus örgütlenmesi oluyor.
Ortaya çıkan bütün Demokratik Ulus topluluklarının da kendilerini demokratik konfederal sistemlerde birleştirerek sisteme kavuşturması gerekiyor. Önderlik; “Doğu Akdeniz’den başlayarak Altın Hilal diye tabir edilen verimli topraklar üzerinde; Anadolu’da, Kürdistan’da, Doğu İran’da konfederalizmin gelişebileceğini, bütün koşulların buna uygun olduğunu” söylüyor ve bunun da “Demokratik Ulus temelinde bir oluşum olduğunu” belirliyor. Bunu somut olarak Araplara indirgemek de mümkündür. Bu şekliyle ortaya çıkmış olan Demokratik Ulus ve Demokratik Konfederalizm kendi içinde ekonomik-ekolojik-komünal örgütlenmelerle ancak kendisini ifade edebilir. Ekonomik temelli farklı durumların kendisini örgütleme ve ifade etme biçimi olduğu kadar, Demokratik Ulus biçiminde de kendini ifade etme sistemidir. O zaman Araplar için en ideal çözüm budur ve bu çözüm olmadığı sürece Arapların durumu hem kendisini bitirecek bir düzeydedir, hem de kendisi dışında var olan halklarla sürekli bir çatışma, çelişki ve savaş içerisinde Ortadoğu’yu yıkıma götüren bir özellik taşımaktadır.
Eskiden beri var olan özellikleriyle birlikte ele alındıklarında gerçek anlamda sorunların çözümünün nasıl bir aciliyet içerisinde olduğu çok daha iyi görülebilir. Araplarla-Türkler, Farslarla-Araplar, Farslarla-Türkler ve hepsinin ortasında Kürtler var. Hepsinin de Kürtler ile sorunu var. Bunlar da bölgenin kaderini belirleyen temel durumlardır. Onun için hiç kimse bölgesel oluşumların dışında olmadığı gibi, bölgesel sorunların da dışında değildir.
Artık çok fazla tartışma götürmeyecek düzeyde bir netlik ortaya çıkmıştır. Bu kadar aşırı derecede bölünerek kapitalist modernitenin dünya sisteminin temsil düzeyini yaratmaları, sorunun kaynağıdır. O zaman nasıl bir çözüm gerekiyor? Sorun çözüme kavuşturulmazsa nereye gidebilir? Sorunun çözüme kavuşturulmaması krizlerin, çatışmaların sürekli derinleşmesi demektir. Bu da hiyerarşi, bürokrasi, devlet ve iktidar demektir. Bunlar ise toplumsal bölünmeleri ve toplumsal zenginliklerin tüketilmesi anlamında toplumsal çöküşlere neden olabilecek sonuçlar anlamına geliyor.
Bunu durdurabilmenin tek yolu sorunu doğru bir çözüme kavuşturmaktır. Hepsi için ortak payda demokratik uygarlık perspektifiyle bakmak temel çözümdür. Sorun uygarlıksal gelişmeyle, kapitalist modernitenin dünya sistemiyle ilgilidir. Tarihsel ve evrensel karakter taşıyan sorunlara tekil düzeyde yaklaşmak mümkün değildir, tekil düzeydeki yaklaşımların tümü sahte yaklaşımlardır.
Ortadoğu’nun asli ve büyük kesimini oluşturan Türklerin durumu da Araplardan bu anlamıyla çok faklı değildir, içinde farklılıklar taşısa da özü aynıdır. Bu sorunlar da ancak demokratik modernite perspektifi temelinde çözülebilir.
Kürtler kapitalist moderniteyle birlikte yıllarca bu parçalanmışlık içerisinde eritilmek, tüketilmek istendiler. Kapitalist modernite, Ortadoğu’da kendi oryantalizmini geliştirmek için her zaman Kürtleri inkar ederek kültürel soykırım noktasında tutmuştur. Günümüzde ise genişliğine ve derinliğine Ortadoğu’nun bütününde olduğu gibi Kürdistan’a da yayılarak kendisini var etmek isteyen kapitalist modernite gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Bu anlamda Ortadoğu’da yeniden reform gerçekleşirken en çok zarar görecek Kürdistan’dır. Çünkü Ortadoğu’nun diğer bölgeleri modernitenin kendisini genişliğine ve derinliğine nüfus ettiği yerlerdi. Arapların üzerinde çok daha ileri düzeyde egemenliklerini inşa edebilmeleri için küçük küçük parçalara böldüler. Derinlemesine sömürmek ve derinlemesine egemen olmanın oluşumlarıdırlar. Kürtler dışında herkes böyle kullanıldı. Ancak Kürtler hiçbir zaman şimdi olduğu kadar derinlemesine sisteme entegre olmadılar. Ortaya çıkartılan küçük devletçik ya da Kürdistan için öngörülen açılımlar, zenginliklerin sömürüsü olarak derinlemesine Kürdistan’ın modernitenin içine çekilmesi anlamına geliyor. Derinlemesine moderniteye girecek olan Kürdistan’daki gelişmeleri olumlu gelişmeler olarak ele alamayız. 24 saat gezen keşif uçakları var, yerin altında ve üstünde ne varsa hepsini keşfediyorlar. Coğrafyanın birçok yerini işaretleyip duruyorlar, o işaretlerin her birisi bir zenginlik kaynağını ifade eder. Petrolü, kromu, gümüşü, altını vb. maden yataklarını işaretleyip duruyorlar. Tüm bunlar kapitalist modernitenin geliştireceği reformlarla bağlantılı olan bir talan hazırlığıdır. Kapitalist modernitenin geliştirmek istediği gerçek durum budur. Bu da sorunları çözmediği gibi sorunları oldukça derinleştiriyor. Derinleşen sorunlar da daha fazla savaşa ve çatışmaya yol açıyor.
Diğer halklar için öngördüğümüz çözüm modeli Kürtler için de en temel çözümdür. Otantik halk olmaları itibariyle, içinde bulundukları coğrafya koşulları itibariyle, enerji kaynakları itibariyle çok daha avantajlı bir konumdadırlar. Demokratik Ulus perspektifiyle kendisinde var olan bütün enerji kaynaklarını da komünal örgütlülük düzeyinde ortaya çıkartarak bölgenin ihtiyaçlarını da öngören bir yaklaşım ve tutum içerisinde bölgesel bir çözüm geliştirebilirler. Bunun dışındaki yaklaşımları ve çözüm metotlarını kesinlikle kabul etmemek gerekiyor. Güncel gelişmelerin karşısında politika yapmak ayrı bir şeydir, ama bir perspektife, stratejiye, bir amaca sahip olmak başka bir şeydir. Yine bu amacın ideolojik yapılanmasına, günlük eylemsel ve inşasına sahip olmak ayrı bir şeydir. Yapılması gereken budur. Ancak bu yapıldığı durumda kapitalist modernitenin alternatifi olan bir sistem ortaya çıkabilir. Kapitalist modernitenin içerisinde tekil kurtuluş oluşumlarıyla çözüm getirmek mümkün değildir. Bir sistem olarak kapitalist modernitenin karşısına çıkmak gerekiyor, çünkü o da tekil olarak gelmiyor bir sistem olarak geliyor. Bütün tekil sorunlar sistemin bütünlüğünü ifade eder. Onun için sorun sistemseldir, çözümü de sistemsel olacaktır.







