Soykırım tanığı: Köyü yaktılar, milleti kırdılar

Toplum/Yaşam Haberleri —

Dersim soykırım tanığı Ahmet Eral

Dersim soykırım tanığı Ahmet Eral

  • Türk devletinin Dersim’de gerçekleştirdiği soykırımın üzerinden 85 yıl geçti. Soykırım tanığı Ahmet Eral, “Çok ezildik, aç kaldık, susuz kaldık, giyecek bir şey bulamadık. Kolay kolay bugünlere gelmedik” dedi.

CİHAN BERK-PİRHA/DERSİM

Dersim 1937-1938 Soykırımı’nın üzerinden tam 85 yıl geçti. Soykırımda 72 bin insan katledildi, binlerce insan sürgün edildi, binlerce Dersimli çocuk ise evlatlık verilerek ailelerinden koparıldı. Dersim’in kendine özgü yaşam tarzı, siyasi, sosyal ve kültürel kimliği ortadan kaldırılmak istendi. 

4 Mayıs 1937 Dersim Katliamı süreci 25 Aralık 1935 tarihli Tunceli vilayetinin hakkındaki raporla başladı ve son olarak 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla tedip ve tenkil içeren askeri operasyona dönüştü.

1938 Dersim Katliamı’nda Pertek’in Qûrmeş (Gülbahçe) köyünde olan 88 yaşındaki Dersim Katliamı tanığı Ahmet Eral yaşadıklarını PİRHA’ya anlattı.

Baktık köy yanıyor

1938’de 4 yaşında olduğunu söyleyen Eral şunları anlattı: “Ben o dönem daha çocuktum ve babam köyün muhtarıydı. Babam bize dedi ki ‘Çıkın gidin bakın Ağzunîk’i kırmışlar mı kırmamışlar mı?’ Koşup Ağzunîk’e baktık köy yanıyor, milleti kırmışlar. İnsanlarımızın çoğu kaçmışlardı dağlara, vadilere. 2 gün sonra alay komutanı geldi amcam da bekçiydi. 

Biri Hasan biri Hüseyin

Amcam beni dama çıkardı daha sonra alay komutanı çağırdı bizi amcama dedi; ‘Bu kimin çocuğu?’, amcam ‘Muhtarın çocuğu’ dedi. Daha sonra komutan dedi ki;  ‘Milleti toplayıp kurtuldunuz artık milleti kırmıyorlar deyin.’ 9-10 gün sonra iki genci yanımıza getirdiler, onlar sadece kurtulmuştu. Birinin ismi Hasan diğeri Hüseyin. Babam ve köylüler toplandılar amcam dedi ki bunları götürüp öldürecekler. O iki çocuğu da sonra Hıdır Damı’na götürüp öldürdüler. Bizim köylüler çok direttiler çocukları bıraksınlar diye ama para etmedi, dinlemediler. Emir geldi herkes evlerine girdi.

Aç mıydılar, susuz muydular kimsenin haberi yoktu birbirinden. 1941’de bizi Ermenilerin köyü olan Avşeker köyünü verdiler ve bizde 1945’te yerleştik. Çok çektik, ezildik, aç kaldık, susuz kaldık, giyecek bir şey bulamadık. Kolay kolay bugünlere gelmedik.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.